İnternet üzerinde forumlarda, sözlüklerde, sosyal medya da öyle başlıklarla karşılaşıyorum ki, anlamakta güçlük çekiyorum insanın doğasına yabancılığını, kendisine olan mesafesini. Bir şeyin üstünü örtünce, o şey yok mu oluyor? Mesela bir eşcinsel, eşcinsel ilişkiye girmezse heteroseksüel mi olur? Cinsel yönelimler tercih edilen bir şey midir de, bazıları kendilerini-yapılarını kendi seçimleri gibi lanse ederler? Bu bir anlamda kendinden kaçıştır, kendinden kurtulma çabasıdır ama insanı komik duruma düşürmekten başka bir işe de yaramaz. Çünkü insanın kendinden vazgeçmesi söz konusu bile olamaz. Kimlik, kendini gizli veya açık bir şekilde gerçekleştirmek zorundadır varolabilmesi için. Yoksa yanlışlıklar yapar, yanlışlıklara sebep olur zincirleme bir şekilde; hem kendine, hem çevresine zarar verir bu yüzden.
İnsan yalanlarla bir noktaya kadar kendini gerçekleştirebilir ve bir noktaya kadar mutlu olabilir. Mutluluğun yolu dürüstlükten, insanın kendisini tanıması ve bilmesinden, kendisiyle barışmasından, gerçekleriyle yüzleşip gerçekleri kabul etmesinden ve o gerçeklerle yaşamasından geçer. Sahtelikle, samimiyetsizlikle ve kendi gerçeğinden utanarak ne kadar mutlu olabilirsin ki? Bu şöyle bir şey; Bu yazıyı yazmama sebep olan konu başlığında olduğu gibi, "Erkekleri süzüyorum ama gay değilim." diyerek kendini tutmak gibi. Erkekleri süzüyorsan, kendi cinsine ilgi duyuyorsun demektir, bu da eşcinselliktir. Ama sen adını arkadaşlık koyabilirsin, dostluk koyabilirsin, kankilik diyebilirsin, hatta duygularını açık etmeyip cinsel ilişki de yaşamayabilirsin ama eşcinselsindir.
Ama heteroseksist toplumlarda şöyle bir inanç var. Erkeklerin, erkek olmaları zorunludur ya dışlanmamak için, dışarıya kendilerini mutlaka erkek olarak yansıtmalıdır erkekler. Eşcinsel olduğunun farkında da olsa veya eşcinselliğini kabul etmese de, eşcinsel ilişki yaşasa da, yaşamasa da, erkek görünmek zorundadır. Hal böyle olunca da kişi eşcinselliğiyle nasıl barışabilir? Hatta beyninin içinde bile itiraf edemez bunu. Sever ama aşkını itiraf edemediği için duygusal bunalımlara girer ama gene de gerçeklerle yüzleşemez. Erkek sevdiği erkeği görmeden duramaz, onunla birarada bulunmaktan bile doyuma ulaşır ama adını koyamaz bu eşcinsel duygusallığın. Hatta cinsel ilişkiye girer, gene de eşcinsellik gerçeğini kabul edemez. Alkol almıştır, kazaya kurban gitmiştir, veya o anlık zevk için böyle bir şey yaşamıştır. Bu sadece aktif olanlar için geçerli değil, pasif olanlar için de geçerli. Adam çatır-çatır anal ilişkiye giriyor, "Zevk için yaptım, ben eşcinsel değilim, erkeğim." diyip işin içinde sıyrılıyor. Eşcinsellik dediğin ne o zaman? Kişinin eşcinselliğiyle barışması mı; sadece açık olup da eşcinselliğiyle barışık yaşayanlar mı eşcinsel? E o zaman heteroseksist toplumlarda eşcinsellik diye bir şey hiçbir zaman olmaz tabi. Eşcinseli dahi eşcinselliği kabul etmezse, heteroseksüeli niye kabul etsin ki; aşağılanmak, dışlanmak için mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder