Bu önyargının iki sebebi var. Hiç öyle konuyu dallandırıp-budaklandırmaya gerek yok. 1. Kişi (homofobisi olanlar) eşcinseldir ve eşcinselliğine karşı nefretini açık bir eşcinsele kusarak rahatlamaya çalışır. Çünkü başka eşcinseller onun için kendi kimliğini yansıtan bir aynadır. 2. Cahildir ve cahilliğin verdiği bilmemezlikle bilmediği, yabancı kaldığı eşcinselliğe karşı korku duyar ve bu korku da nefretini depreştirir (İnsan eşcinsel olmayıp da kendine zarar vermeyen bir şeyden-eşcinsellikten niye korkar, anlaşılabilir bir durum da değil).
Eşcinselliğin olunan bir şey olduğuna dair mantıklı bir açıklaması olan varsa yapsın. Ama kimse bana bilimsel olmayan bahaneleri bir gerekçe gibi sunmasın; Kimse Tanrı adına bilgiçlik taslamasın, kimse hastalık kelimesinin anlamını bilmeden eşcinselliğe hastalık etiketi yapıştırmasın, kimse de cinselliği ahlaka indirgeyip, kendi kalıbına uymayana da ahlaksızlık demesin. "Her koyun kendi bacağından asılır" demesini biliyorsanız, o zaman başkalarını-eşcinselleri de günahıyla-sevabıyla, hastalığıyla-sağlığıyla, ahlakıyla-ahlaksızlığıyla baş başa bırakın.
Son olarak da, tedaviye ihtiyacı olanlar eşcinseller değil, lüzumsuzca korkuya kapılıp nefretiyle boğulan homofobiklerdir. Çünkü bu lüzumsuzluk bir hastalıktır, sevgi terapisiyle aşılabilir. Günümüzde hala eşcinselliğe çevresel faktörlerin etkisinin olduğuna inanan ve savunan uzman geçinenler var. Nasıl bir çevreymiş anlatsınlar da biz de inanalım. Tecavüz mü, rol model eksikliği mi..? Uzman olacaksın, bir de komik olacaksın! Ağlanacak hallerine güldürüyorlar.
http://denizliglbt.blogspot.com/2013/11/lezbiyen-olmaya-calst-ama-olamad.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder