Bugün Sevgililer Günü. Heteroseksizmin alışkanlıklarına benim de gönül verdiğim bir dönemler oldu. Ben de birilerine yana-yakıla aşık oluyor ve kendimce gelin-güveyi oluyordum. Ne zaman parpısını yersem, o zaman aklım başına geliyordu. Uslanıyor muydum? Gerçekleri görünceye kadar uslanmadım tabi. Hani aşkın ne zaman kapıyı çalacağının belli olmadığı, aşkın gözünün kör falan olduğu, yaşı olmadığı, gönülün ota da konduğu boka da konduğu v.s laflar söylenir ya, hepsi yalan aslında. Aklını başına toplayamayanların akılsızlığına, bu laflar teselli sadece. Aşkta mantık olmazmış. Niye olmasın ki? Aşkta mantık olmadığına inananlar, heteroseksizmin kurbanları, çaresizleri, acizleri. Kendilerini heteroseksizmden kurtaramıyorlar, hatta gönüllüler heteroseksizme, sonra da kendilerini ateşe atıp, aşkın haklılığına dair heteroseksistçe kılıf hazırlıyorlar. Niye aklı başında mantıklı aşk, sevgi olmasın ki? Aşkta mantık aramayanın şizofren olma durumu da çok yüksek diye düşünüyorum bu arada ayrıca.
Asıl konumuza, sevgili konusuna, eşcinsellerin sevgililerine gelirsek. Tabi herkes üzerine alınmasın. Alınanlar da aynı dikenli yoldan geçmişlerdir zaten. Eşcinsellerin heteroseksist bir toplumda heteroseksizmin kendilerine yaptıklarına rağmen, heteroseksizmi içsellelleştirdikleri için aşk zafiyetlerinden dolayı, heteroseksistçe aşk halleri oluyor kaçınılmaz olarak. Kendilerini heteroseksistçe var etmek istiyorlarsa kendi bilecekleri iş tabi. Benim kabul edemediğim kendilerini olmayacak bir aşka, bir sevgiliye inandırmaları. Ayrımcılığa karşı biri olarak herkesin içinde sevgi olduğuna inanıyorum ama o sevgiyi doğru kullanamayanlara karşı da eşcinseller olarak kendimizi korumamız gerekmez mi? Sevgi paylaşımı konusunda eksikliğimiz varsa balıklama mı atlamalıyız tuzaklara?
Ben mesela birisi beni sevdiğini mi söylüyor, hemen "Bu insan beni neden sevebilir ki?" diye sorarım kendime. Bir karşılaştırma yaparım içinde yaşadığımız koşulla göre. "Heteroseksist bir toplumda eşcinselliğiyle barışamamış bir erkek geçinen ve ya erkek niye beni sevsin ki?" diye sorgularım. Bir eşcinseli yürekli şekilde sevebilecek kaç erkeğin-kaç erkek zannedenin-hatta eşcinselin olduğu ülkede yaşıyoruz ki? Bir de abartıyorsa aşkını, hiç inanmam. Aşkı kim kaybetmiş de ben bulayım. Paranoyak olabilirim ama beni paranoyak yapan yaşadığım deneyimlerim değil mi, her seferinde yanılmam değil mi?
Çok iddialı bir laf olabilir ama heteroseksist bir toplumda, eşcinsel aşk yaşamak hiç kolay değil. Hep hayıflanır ya bazı eşcinseller, "Ben ne zaman doğru-düzgün bir aşk yaşayacağım?" diye. Sanki etraflarında doğru-düzgün aşk yaşayan eşcinseller var da? Heteroseksüelleri kasdederek "Ben ne zaman doğru-düzgün aşk yaşayacağım" diyorlarmış oysa. Heteroseksüeller doğalarına uygun aşk mı yaşıyorlar? Orada da bir cinsiyet ayrımcılığı yok mu? Eşcinsellerin en büyük hatası, kendilerini reddeden bir sistemi örnek alıp, kendilerini o sisteme dahil etmeye çalışmaları.
Eşcinseller duygularını aşk bazında gerçekleştiremeyince de, istismar edilmeye, kullanılmaya açık hale getiriyorlar kendilerini. Kim "Seni seviyorum" diyorsa, inanmasalar da inanmaya çalışıyorlar, kendilerini kandırıyorlar açıkçası. Bir de sözde aşklarıyla çevresindeki eşcinsellere nispet yapmaya çalışmıyorlar mı, iyice zavallı hale düşüyorlar. Nispet yapmaya çalıştıkları sevgililer de kimler mi oluyor? Psikopatlar; Bir insan yapısı gereği veya yapısının defosunu çevresel faktörlerin ortaya çıkarmasının etkisiyle zarar verici olabilir. Çok da tuhaf karşılamıyorum bu durumu ama eşcinsellerin kendilerini zararlı etkenlere karşı koru(ya)mamalarını zavallıca buluyorum. Bir kere sevildiğini zannedeceksin, bin kere zararını göreceksin! Olabilir mi böyle innanın kendisine karşı duyarsızlığı, saygısızlığı, sorumsuzluğu?
Geçenlerde bir arkadaşımla karşılaştım. Ağzı kulaklarındaydı. Sebebi aşıkmış. Kime mi? Hapisteki bir psikopata. Uyardığımda o kişinin kendisini çok sevdiğini söyledi. Kısa bir süre sonra tekrar gördüm psikopata aşık olan arkadaşı. Kolu alçıdaydı. "Ne oldu?" dedim. "Merdivenlerden düştüm" dedi. Duyduğuma göre, psikopat kişi kolunu-başını kırıncaya kadar dövmüş. Sağlıklısı eşcinseli ötekileştirirken, hastası mı sevecekti? Ne bekliyordunuz? Eşcinselin bir psikopatı aşkıyla iyi edeceğini falan mı, normale döndüreceğini mi? Bir başka arkadaş yıllarca aşkı için emek verdi, sevgilisi zannettiğinin altına araba çekti, sonra da kıçına tekmeyi yedi. Aşık olmaya gene devam etti. Bu sefer bir katile. "Siz karışmayın, siz benim aşkımı anlayamazsınız" diyordu. Ona hapisteyken kazaklar çoraplar, çamaşırlar göndermeler, destan gibi aşk mektupları yazmalar... Bir de eşcinsellere "Transseksüel ol, seninle evlenirim" dediler mi, eşcinsellerin psikopatlara inançları tam pekişiyor. Daha doğrusu kendilerini daha bir derinden kandırıyorlar. Yoksa kendileri de biliyorlar bunun bir aşk avuntusu olduğunu. N'oldu bu ölümsüz aşka? Bahanelerle çöpe gitti.
Eşcinsellerin şunu akıllarına iyice sokmaları gerekiyor. Psikopatlar eşcinsellerin sevgi zafiyetlerinden faydalanarak, onlardan maddi amaçlı geçinmeye çalışıyorlar. Eşcinseller de bu durumdan geyşalık çıkarıyorlar kendi adlarına ve de eşcinsellerin sevgilileri için her şeyi yapabilecekleri önyargısının oluşmasına sebep oluyorlar. Kullanıldıklarının farkındalar ama acizlikleirni itiraf edemeyip, heteroseksistçe bahanelerle yüz bulmaya çalışıyorlar. Eşcinsellere sorsan çok büyük aşklar yaşamışlardır, yaşamaktadırlar. Yaşanılan şey tatmin edici olsa bu kadar abartılır mı? Gerçekte olmayanı, dilde gerçekleştirmeye çalışmaktan başka bir şey değil bu.
Ben niye hiç sevilmedim bu dünyada? Kör satıcının kör alıcısı olur değil mi? Üstelik ben hiç ayrımcı değilimdir, hiç kıstaslarım yoktur ama gel gör ki, gerçek anlamda bir eşcinseli sevme zihniyeti olan birisiyle hiç karşılaşmadım. Ya işin içinde çıkar oluyor ya da erkek geçinen gizli eşcinsellerin şartlanmışlıklarından dolayı kadınsı veya erkeksi kıstasları oluyor. Kıstaslı aşklar da zaten boşalıncaya kadar. Ertesi güne aşktan ve sevgi adına bir şey kalmıyor. Eşcinsellerin zafiyetlerinden faydalananlar ne zaman seksleri veya maddi ihtiyaçları depreşirse, kandırmak için kullandıkları aşk kelimesi o zaman akıllarına geliyor. Aşk sadece seks mi, yoksa ne olduğu bilinmiyor mu, veya yaşamaya hiç kimsenin cesareti mi yok? Aşkın bir erkeğin bir kadını sevmesi olduğuna mı inandırılmış herkes? Eşcinseller de o pozisyonda aşk yaşamıyorlar mı?
Son olarak, eşcinsellere niye psikopatlara ilgi duyduklarını sorduğumda, onların daha maço, daha erkeksi olduğunu söylüyorlar. Bunun adı dayatılan toplumsal cinsiyet rollerini kabul etmekten başka bir şey olabilir mi? Eşcinseller toplumsal rollere inandırırlarsa kendilerini, heteroseksist dünya niye yanlış düşünmesin ki eşcinsellik konusunda. Yani eşcinsellik kadınsılık oluyor bu zihniyete göre.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder