Kadın kocasının şiddetine dayanamayarak boşanıyor. Küçük yaştaki oğlunu da yanına alarak bir kadınla lezbiyen ilişki yaşamaya başlıyor. Eski koca çocuğun lezbiyen ilişki ortamından olumsuz etkileneceğini iddia ederek velayetinin anneden alınmasını istiyor. Mahkeme de bilimsel bir dayanağı olmadığı için, eşcinselliğin çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemeyeceğine ve velayetin annede kalması doğrultusunda karar veriyor. Eşcinsel çevrenin memnuniyetle karşıladığı bu karara din tarafı karşı çıkıyor.
Dini çevrenin iddia ettiği üzere eşcinsellik bir çocuğun gelişimini nasıl olumsuz yönde etkileyecek acaba? Anneye ve beraber yaşadığı kadına bakarak bu nasıl ilişki mi diyecek? İki kadının birarada yaşamasının hangi türlü bir sakıncası olabilir acaba? Sadece kadınların bulunduğu bir ortamda çocuklar hiç mi yetişmiyor? Çocuğun karşısında sevişmelerinden korkuluyorsa, öyle bir durum olacağını nereden biliyorlar, olsa bile sevgiden kim zarar görmüş? Eğer her türlü sevginin ve sevişmenin sakıncalı olduğuna dair yetiştirirsen çocuğu, o çocuk tabi çelişkiye düşebilir. Sen sevginin, sevişmenin utanılacak ayıp bir şey olmadığı doğrultusunda yetiştir çocuğu, o çocuk gördüklerini yadırgamaz, çelişkiye düşmez ve kendini de hiç kötü hissetmez. Eşcinsellik konusu da aynı. Çocuklar "eşcinsellik kötüdür" diye yetiştiriliyor ve büyüyünce eşcinselliğe mesafeli duruyor, hatta kendi eşcinselliğiyle bile barışamıyor.
Hayır, çocuklar niye eşcinsellk veya toplumsal bazda ahlaksızlık olarak görülen doğal ve temel yaşam gereksinimlerine karşı önyargılı yetiştirilir? Çocuğun geleceğini, psikolojisini asıl bozan bu değil midir? Sen eşcinsellik ve cinsellik normal diye yetiştir, bakalım çocuk cinsellikten utanacak, eşcinselliği yadırgayacak mı?
Niye böyle yetiştiriyorlar? Bireyleri güdümleri altında tutabilmek için. Eğer doğal ve de temel gereksinimler ahlakçılığa indirgenmezse, herkes hayatını içinden geldiği gibi özgürce yaşar ve baskı altında tutulamazlar. Tek gerekçe, heteroseksizmin taraftar sayısını kaybetmek istememesi.
Tabi bunu sağlarken de temel ihtiyaçları ahlaksızlığa indirgeyip tabulaştırıyor, sorgulanamaz hale getiriyor. Bunu da din başlığı altında yapıyor. Din gibi unsurlar da dikkat ederseniz rasyonellikten, yani akıl ve mantıktan, bilimden, deneysellikten uzak, elle tutulmayan, gözle görülmeyen şeyler. Tek dayanakları böyle emredilmiş. Doğrusu, yanlışlığı bile sorgulattırılmıyor. Peki doğru olan bilimsel dayanağı olan doğal yaşam mıdır, yoksa hiçbir şekilde gerçekçilikle alakası olmayan zihnimizin ürettiği manevi şeyler mi?
Din gibi tabular sorgulandığı zaman da hemen heteroseksizm tahrik oluyor, hakarete maruz kaldığı gerekçesiyle dinin insancıllığı da unutularak kabalaşılıyor. Cezası şiddet, hatta ölüm olabiliyor. Cezayı kesen de gene heteroseksizm oluyor. Kim adına, ne adına? Tanrı adına. Tanrı ne zaman, nasıl görev verdiyse bunlara?
Hiç düşünmüyor mu bu insanlar, sadece muhafazakar, dindar, şeriatçı kesimlerin böyle bağnazlıkları, tabuları olduğunu, özgürlüklere ve doğaya en fazla onların karşı olduğunu? Hiç sorgulamaz mı insan kendini, "Birisi bana böyle-böyle diyor ama bunun faydası ne, zararı ne?" diye. İnsan körü-körüne denilenlere inanır mı? Ben doğaya inanıyorum ne kaybediyorum, sen heteroseksizm ve değerlerine inanıyorsun ne kazanıyorsun? Hem herkesin hesabı kendine değil mi de bana karışıyorsun?
Eşcinsel ortam çocuğun yanlış yetişmesine sebep olurmuş? Şiddet ve nefret hangi ortamda daha çok acaba? Tamam cinsel yönelimin kişilikle alakası yok ama, cinsiyetçiliğin şiddetle, nefretle çok alakası var. Ben demiyorum ki heteroseksüellik eşcinsellikten daha fazla şiddet barındırıyor ama heteroseksüelliğin tek doğru olduğunu savunmak cinsiyetçilik ve diğer farklılıklara karşı bir ayrımcılık, önyargı değil midir?
Farkındaysanız eşcinselliğe dini çevreler karşı çıkıyor. Dinin iyilik ve güzellik olduğuna nasıl inanırım ben öyleyse? Beni, eşcinselliğimi ahlaksızlık ve günah sayan bir unsur, benim için nasıl doğru karar verebilir ve ona inanılabilir? İnsanlara yapılarından, doğallıklarından dolayı nasıl doğru çocuk yetiştiremeyeceğini iddia edebilir bu dini kesim?
İnsanlık sadece cinsel yönelimden mi ibarettir? Heteroseksüeller, cinsel yönelimleriyle mi çocuk yetiştiryorlar? Öyle yapıyorlar ki, eşcinsellierin de sadece cinsel yönelimleriyle çocuk yetiştirmesinden korkuyorlar. Çünkü erkek temelli yetiştiriyorlar çocukları. Onların korkusu da zaten, insanların heteroseksizmden uzaklaşıp doğalarına yönelmeleri. Yoksa cinsel edimin a veya b şekli nasıl bir insanın hayatının tamamını oluşturabilir de, eşcinsellikten bu kadar korkulur ki? Ama heteroseksizm bir insanın hayatının tamamını oluşturuyor, oluşturacak şekilde yetiştiriliyor çocuklar. O zaman şunu açıkça söyleyebilirim. Yanlış olan, zararlı olan eşcinsellik değil, insanları doğalarına karşı nefretle yetiştiren, nefrete dayanak olarak da dini alet eden heteroseksizmdir.
Farkında olmamız gereken bir nokta da bilimsellikten uzak kararların, dogmalar ve tabuların olduğu kültürlerde daha çok alınıyor olması. Adalet sistemi mantıksız bir şekilde geleneksel yaşamdan etkileniyor. Yani insan hayatı bireysel anlamda değil de toplumsal anlamda değerlendiriliyor. Toplumsal yani heteroseksist değerler korunacak şekilde kararlar alınıyor. Ve bu kararlardan hiçbir şekilde vicdanlar sızlamıyor. Neden? Çünkü bu kararlar geleneksel kültür, heteroseksist toplum ve değerlerinin bir emri! Hiç kimse elini vicdanına koyarak insanca karar almaya kalkışmıyor, çalışmıyor. Oysa insanlığın devreye girmemesi için hiçbir engel yok. Demek ki bu kararı alanların düşünce yapısı da aynı.
Ben heteroseksistlerde zerre kadar akıl olduğuna inanmıyorum. Yoksa yanlış olanın cinsel yönelim değil, karşıtlığının olduğunu kavrayabilirler değil mi? Eşcinseller cinsel yönelimlerinden dolayı mı zarar görmüşlerdir, cinsel yönelim karşıtlığından mı? Eşxinseller birilerine cinsel yönelimleriyle zarar mı vermişlerdir, eşcinsel karşıtlarından zarar mı görmüşlerdir? Şimdi hangi akıl ve mantık çerçevesinde eşcinselliğin zararlı veya yanlış olduğunu söyleyebilirler? Hangi akıl ve mantık çerçevesinde karşıtlığın gerekçesini sunabilirler. Ve var mı bilimsel bir dayanakları? Tek bildikleri ahlaksızlık ve sapıklık? İspat nerde peki? Yoksa siz heteroseksistler heteroseksizmin akıl dışı olduğunu kabul mu ediyorsunuz? O zaman konuşmaya hiç hakkınız yok. Susacaksınız.
Aklıma bir örnek geldi. Alakalı veya alakasız. Araya sıkıştırmakta fayda var. Benim travesti arkadaş beraber olduğu erkek geçinene soruyor. "Abin eşcinsel olsaydı ne yapardın?" Abisi de bu arada aktif olarak eşcinsel ilişki yaşayan bir erkek geçinen. "Onu öldürürdüm." diyor. Peki sormazlar mı insana, "Sen nesin, abinin yaptığı ne?" diye. Heteroseksiszm işte böyle bir şey bir anlamda. Körü-körüne karşı çıkmak. İnsanın kendine, doğasına karşı çıkması. Düşünceden uzak, akıl ve mantıktan uzak, ne yaptığını bilmeyen bir yapaylık, bir dayatma.
Mesela yazıyı yazmama sebep olan konu örneğinde, baba çocuğun lezbiyenlikten olumsuz etkileneceğini söylüyor. Şiddet mi psikolojiyi olumsuz etkiler, insanın özel hayatının ve doğasının bir gerçeği olan cinsel yönelimi mi? "Sen çocuğunun anasını gözleri önünde dövüyorsun, bu çok mu normal?" diyeceğim ama ne yazık ki dayak bazı kültürlerde daha kadınlara bir hak ve normal olarak görülüyor. Oysa cinsel yönelim öcü değil ki, bir yerlerini ısırsın insanın. Senin ki a şekli, benimki b şekli? Bu kadar basit.
Ama anlatamazsın. Anlamazlar. İnanın bile-bile kasıtlı olarak anlamak istemeyenlere bile razıyım. Onların bir gün doğruyu görme ihtimali olabilir. Anlama kapasitesi olan bir insan zaten doğruyu-yanlışı kendiliğinden de ayırt edebilir. Ama anlamayana anlatmak gerçekten imkansız. Hayatı da imkansız heteroseksistlere karşı yaşamak çok zor ve düşündürücü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder