14 Ağustos 2012 Salı

"Benim eşcinselliğim geçiciymiş"!

İki eşcinsel masörlük kursunda tanışıyorlar. Bir yere oturup çay sohbeti yaparlarken olayın kahramanı ve arkadaşım olan eşcinsele genç eşcinsel diyor ki ," Pardon sen eşcinsel misin?"

Kaşar eşcinsel arkadaşım kurnazlık yapıp cevap vermeden önce, "Sen eşcinsel misin?" diye soruyor.

Genç eşcinsel de, "Evet" diyor ve kaşar eşcinsel arkadaşımın cevabıyla sohbet şu şekilde sürüyor:

- Sen eşcinsel olabilirsin ama benim eşcinsel olduğumu nereden çıkardın, öyle bir durumum mu var? (Bunu söyleyen arkadaşım da iki kilometre öteden eşcinselliği belli olan, kaşları alınmış, giyimiyle, davranışlarıyla eşcinselliğinden şüphe edilmeyecek birisi. -Eşcinselliğin belli bir tavrı-tarzı olmayabilir ama ne yazık ki var, oluşturmuşlar işte!- Ailesinin evlendirmesi ve çocuk sahibi olmakla artık eşcinselliğinden şüphelenilmediğine inanıyor ama kendini kandırıyor. Çünkü ailesinin sokaktaki insanlar arasında ilk önce eşcinseller dikkatini çekiyor nedense ve arkadaşımın ya kulağına gitmiyor, ya da duymazlıktan geliyor ki eşcinselliği hala konuşuluyor. Güya kibarlığına veriyormuş çevresi, onun bu yanlış anlaşılmaya mahal veren tavrını, tarzını.)

- Gerçekten değil misin? Sen kurs odasına girince insanlar sana gülüştüler ya, o yüzden öyle düşünmüştüm.

- Sana evli olduğumu ve çocuğum olduğunu söylesem.

- Aaaa! Gerçekten mi? İnanmıyorum.

Eşcinselliğini inkar eden deneyimli eşcinselin cevabı üzerine, genç eşcinsel de bir çıkış yolu buluyor eşcinsel damgası yememek için.

- Ben psikoloğa gidiyorum, tedavi görüyorum ve doktorum bana eşcinselliğimin geçici olduğunu söyledi. Hem evlenmeyi düşünüyorum.

Her ikisinin derdi de kurs boyunca eşcinselliklerinin bilinmemesi ama birbirlerine bile güvenmiyorlar. Kaşar eşcinsel tecrübesinden dolayı kurnazlık yapıyor, diğeri de onun yolunda gidiyor. Böylece eşcinseller eşcinselliklerinin gizli kalması gerektiğini pekiştiriyorlar birbirlerine bile güvenmeyerek ve kurs veya başka ortak paylaşım alanları dışında da hayat boyu eşcinselliklerinin gizli olması gerektiğine kanalize oluyorlar kendi-kendilerine.

Eşcinseller herhangi bir ortamda eşcinselliklerinin ortaya çıkmaması için birbirlerine bile eşcinselliklerini itiraf edemiyorlar ama, aynı ortamdan erkek geçinen beğendikleri başka bir eşcinsel ilişki teklif etse "Eşcinsel değilim" mi diyecekler? İşlerine gelmeyince birbirlerine güvenemezler, eşcinselliklerini gizlerler ama cinsel çıkarlarına uygun bir durum olunca, bütün güvensizlikleri ortadan kalkar. Ve bu çelişkinin ikiyüzlülükten başka bir açıklaması ve gerekçesi olamaz

Dün de psikolog geçinen bir şarlatanın eşcinselliğin hastalık olduğuna dair yazısıyla karşılaştım internette ve birkaç gün önce eşcinsellerin kendi aralarında yaşadıkları bu saklanma durumunun nasıl da bu şarlatanlara cesaret verdiği dank etti kafama. Zaten biliyoruz da, örneklerini daha yakından duyunca bir eşcinsel olarak irkiliyor insan.

Eşcinseller bile eşcinselliği tam olarak bilmedikleri için anlamıyorlarken veya yapıları gereği işlerine öyle geldiği için bilmezlikten, anlamazlıktan gelirlerken, heteroseksist bir toplumda ötekileştirilmiş bir kesim olan eşcinselleri eşcinsel olmayanların tam anlamıyla anlamalarını en azından ben bekleyemem. Tamam eşcinselleri anlayanlar, onların yanında duranlar olabilirler ama eşcinsellik bizi anlayanların bile öncelikli politikası olamaz. Çünkü hepimiz toplumsal bir insanız, insan üstü bir varlık değiliz. Ayrımcılığa maruz kalanlara yardımcı olacak olanların bile önce kendilerinin var olması için kendilerini düşünmesi gerekir doğal olarak. Eşcinsellik de en ötekisi konumundayken, insan üstü davranarak eşcinsellere eşit yaklaşanlar azınlıkta kalıp, çok da etkili olmayabilirler eşcinsellerin doğru anlaşılma ve eşcinsel hakları mücadelesi konusunda.

Avrupa gibi bazı ileri kültürlerde eşcinsel hakları kazanılıyorsa, bu sadece eşcinsel olmayanların insan hakları dahilinde eşcinsellere eşit yaklaşımından çok eşcinsellerin kendi çabasından kaynaklanmaktadır. Çünkü oradaki eşcinseller bilinçliler ve bu sayede açık oldukları için hem görünür olarak eşcinselliğe yabancı kalınmasını önlüyorlar (Mesela ben açık bir eşcinsel olarak ayrımcılığa maruz kalıp hedef haline gelebiliyorum ama en azından çevremdeki insanlara eşcinsellerin de normal birer insan olduklarını ispat ediyorum görünürlüğümle. En azından ısırmadığımı ve hastalık bulaştırmadığımı, saldırgan olmadığımı öğreniyorlar bu açıklığım sayesinde. Bütün eşcinseller açık olsalar, eşcinselliğe önyargılı bakış açısında hiçbir değişiklik olmaz mı çevrelerinde? Eşcinselliğin kabulünün en etkili yolunun açık eşcinsellik olduğuna inanıyorum ben.), hem de politikalarında diğer kesimlerle ortak bir noktada buluşup birbirlerini kazandırıyorlar hayatta. Gerçekten kapitalist dünyada çıkarlar insanların köşeli taraflarının törpülemesini sağlayabilir. Eşcinseller de hem siyasi hem de ticari anlamda fırsattan istifade, güçleri doğrultusunda eşcinsel hakları konusunda beklentilerini politikleştirebilirler .

Eşcinseller haklarını kendi çabalarıyla kazanmazlarsa bunun devamlılığı gelmez ve tüm haklar tam anlamıyla kazanılmaz. Çünkü hükümetler, politikalar sürekli değişecektir ve eşcinseller kendi-kendilerine var olmadıkları sürece bugün eşcinselleri var edenler, yarın yok edebilirler. Ama biz kendimize inanarak varolursak kimse yok edemez bizi. Artık bizi heteroseksizmin tanımlamasına, ne yapmamız ve nasıl davranmamız gerektiğine izin vermemeliyiz.

Zaten eşcinseller tanımlanmak istemiyor, sadece yaşamak istiyorlar. Ama tanımlanmayıp özgür ve yapımıza uygun olarak yaşamak istiyorsak kendimizle barışıp saklanmamalıyız. Biz açık olmadığımız sürece, kendilerine benzemediğimiz heteroseksizm bizi dar çerçevede tanımlamaya devam edecek, eşcinseller üzerinden varolmaya ve rant sağlamaya devam edecektir. Bu illa ki ticari anlamda olacak diye bir koşul yok. Heteroseksizmin varoluşu zaten insan haklarını çiğneyerek olmuyor mu? Öyle olmasa herkes eşit olarak yaşardı değil mi?

Düşünün ki heteroseksizmin şarlatanları hala eşcinsellik "hastalık" diyor, eşcinseller de bunu pekiştiriyor. Böyle olunca ben nasıl eşcinsel olmayanların beni anlamasını bekleyebilirim, nasıl eşcinsel haklarımın öncelikli hale gelmesini umut edebilirim. Eşcinsellerin kendi çabası dışındaki mücadeleler bana, üzgünüm ama tatmin edici gelmiyor. Eşcinseller hakları için kendileri mücadele etmedikleri sürece, kimse eşcinselliğe samimi bir şekilde inanmaz. Eşcinseller haklarına sahip çıktıktan sonra birilerinin eşcinselliğe inanıp-inanmamaları ikinci planda kalacaktır zaten ama eşcinsellerin kendilerine inanmaları ve inandıklarını göstermeleri, başkalarının kabul etmeseler bile eşcinsellik gerçeğine inanmak zorunda kalmalarını sağlayacaktır. Eşcinselliğe inanmayanların inanmamalarının sebebi, eşcinsellerin eşcinselliklerine sahip çıkmamalarından kaynaklanıyor, dolayısıyla heteroseksizme de fırsat veriyor daimi olarak eşcinselleri sömürmesi ve yok sayması, yok etmesi için.

Eşcinselliğimize kendi aramızda bile "eşcinselliğim geçici", "evliyim" gibi kılıflar bulmaktan vazgeçip eşcinselliğe, kendimize, doğaya dürüst olmazsak tabi kimse inanmaz bize, eşcinselliğimize. Maskelerimizi çıkarıp yalanlardan kurtularak heteroseksizme kazandırmaktan vazgeçip, kendimizi kazanalım artık.

Heteroseksizm bizim kendimiz olmamamız için zorlayabilir ama bu eşcinsellerin kendilerinden vazgeçmeleri için yeterli bir sebep sayılmaz ki. Çünkü eşcinselliğin doğallığına dair bir gerçek var. En azından benim doğama göre doğal eşcinsellik. Yetmez mi bu gerçek eşcinselliğimi kabul etmek ve eşcinselliğimle mutlu-mesut yaşamak için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder