Spor Heteroseksizmin Bir Oyunudur!
Spor karşılaşmalarını izlerken kadın sporcular içinde "erkek gibi" sporcular görüyorum. Bunlar trans erkeler mi, yoksa sporun kadın sporcuları erkekleştirmesi mi? Sporun kadınları erkekleştirdiğini düşünmem sporun erkek işi olduğuna dair önyargılı bir yaklaşım ve cinsiyet kimliklerini toplumsal cinsiyet görselliğini baz alarak cinsiyet portreleri çizmem de cinsiyetçi bir ayrımcılık sayılabilir ama kaç cinsiyet spor veya hayatın diğer alanlarında heteroseksizmden ve etkilenmeyip toplumsal cinsiyete dahil olmuyor ki?
Bu durumdan, yani trans erkeklerin kadın sporlarında yer almalarından rahatsız olduğum falan yok, olmamamız da gerekir. Çünkü ben sporun zaten barışçı ruhuna aykırı buluyorum güce dayalı yarış şeklini ve ticarileşmesini. Çünkü işin içine çıkarlar girince ne barış kalıyor ne de adil bir jürilik, hakemlik ve taraftarlık kalıyor. Spor üzerinden nefrete dayalı ayrımcılıklar kaçınılmaz oluyor heteroseksizmin hırsa dayalı formülü üzerine kurulu bu tür yarışlar.
Herkes toplumsal cinsiyetin etkisinde kalmayabilir ama genelde ne yazık ki kalıyor. Şu anki konumuz trans kadınlar olmasa da trans kimlikler ne yazık ki toplumsal cinsiyet rol kalıplarına göre kadınlaşıyor ve erkekleşiyorlar. Konumuz olan trans erkek sporcular yanılıyor da olsam kendilerini gene de belli ediyorlar. Belki gerçekten bazıları trans erkek değillerdir ve erkek tarzını benimsemiş olabilirler sporun ruhuna uygun olarak. Genellikle de bu tarz sporcular ya sonrasında veya spor yaşamlarının faal dönemlerinde cinsel kimliklerini saklamıyorlar. Bakın cinsel yönelim demek istemiyorum yanlış anlaşılmasın. "Cinsiyet kimliğim erkek" diyen biyolojik bir kadının da spor karşılaşmalarında yer almasında hiçbir engel yok bildiğim kadarıyla ama cinsiyet kimliğinin biyolojik cinsiyetle direkt bir alakasının olmaması da bilimsel gerçek? Yani cinsiyet kimliğini-kadınlığı erkekliği belirleyen biyolojik yapı-bedensel kimlik değil. Cinsiyet kimliğini sadece bedensel yapı belirlemiş olsaydı, trans kimlikler olmazdı. Eee, ne demek istiyorsun diyebilirsiniz? Devam edelim....
Kimyasal olarak doping almak sporun kabul etmediği bir numaralı spor dışı bir davranış. Zaten bırakın sporu, normal hayatta bile eşitliğe aykırı olduğu için, her türlü doping kabul edilemez bir şey bence adil olmadığı olmadığından. Ona bakarsan spor da aslında doğuştan gelen güç dengesizliği yüzünden pek de adil sayılmaz. Yarışılıyor, güçlü olan kazanıyor. O zaman spora heteroseksizmin kendini besleyip ayakta tuttuğu unsurlarından biri diyebilir miyiz? Yani farkında olmadan güce dayalı yarış şeklindeki sporla, cinsiyetçiliğe karşı olanlar da bu yarışa dahil olarak heteroseksizmi beslemiyorlar mı? Erkekliğin kendini bariz gösterdiği sporların olması ve kısaca sporun erkeklerin egemenliğinde olması bile sporun heteroseksizmin insanlığa bir oyunu olduğunu göstermez mi? Bu oyunlar da koşullar gereği bazı kadın sporcuların erkek gibi olmalarına, trans erkeklerin de kendilerini ifade edebilmeleri için bir fırsat mı oluyor acaba?
Spor karşılaşmalarını izleyenler şahittir mutlaka kadın sporcular arasındaki bazı sporcuların hem görüntü olarak, hem de davranış olarak erkek gibi olmalarına. Mesela saçlar çok kısa veya sıfırdır. Saçlarını sıfırlayan kadın cinsiyeti olamaz mı? Neden olmasın, var da. Onların da gerçi cinsiyet kimliğini bilemeyebiliriz kendileri açıklamadığı sürece. Çünkü cinsiyet kimliklerinin biyolojik cinsiyete ve toplumsal cinsiyete indirgenmemesi bilincinde olan, heteroseksizmden etkilenmemiş trans bireyler de olabilir nadir de olsa. Ama demek istediğim, erkek gibi olup trans erkek zannettiğim sporcular sıfır ve kısa saç, sıfır makyaj görselliğinin yanında, aslında altını çizmek istediğim ve kadın sporculardan en bariz farkları erkekçe davranışları, erkekçe hırsları. Erkek egemen bir dünyada kadınların da erkekçe davranması kaçınılmaz olabilir ama belki yanılıyor olsam da eşcinsel duyarlılığıyla ben bu sporcuların trans erkek olduklarını zannediyorum. Bundan bana ne değil mi?
Asıl konumuza gelince, biyolojik olarak kadın olsa da, trans erkek bir cinsiyetin kadın sporlarında yer alması, günümüz spor kurallarına göre ne kadar adilanedir. Bana göre heteroseksist bir dünyada bedensel olarak ne kadar kadın olunsa da, kendini "erkek gibi" hissetmek bile heteroseksizmin insana sağladığı bir dopingidir. Çünkü heteroseksizmin erkekliğin tarafını tutan, "erkek gibi" olmaya bile cesaret veren bir yanı var. Çünkü erkeklik demek "güç" demek. Güce dayalı bir hırs da başarıyı getiren en önemli etken. Yapısal olarak kadın cinsiyetine ters olsa da diğer kadınların da kendilerini erkek gibi hissetmeleri için önlerinde bir engel yok ama ne kadar "erkek gibi" olabilirler veya bu da bir heteroseksizmi besleme şekli olup erkek cinsiyetçiliğine girmez mi?
Kadın cinsiyetiyle erkek cinsiyeti birarada yarışmamalı mı? Bana ne ki, herkes istediğini yapabilir. Çünkü ben yarışa karşıyım zaten. Niye mi bu konuyu dile getirdim? Algıya dayalı oluşan düşüncelerimi ifade etme özgürlüğü diyelim kısaca.
Ama şu da bir gerçek. Trans erkeklerin günümüz spor kurallarına göre kadınlar kategorisinde yarışması biyolojik olarak olmasa bile heteroseksist bir dünyada yaşadığımız için, erkekçi çevresel faktörlerin etkisiyle eşitliğe aykırı. Bunun örneklerini (Açık örnek vererek o sporcularımıza saygısızlık yapmak istemiyorum. Çünkü onlar trans erkek olarak sporun şiddetten uzak olabileceğini gösteren en güzel örnekleri) bir çok spor dalında görebiliyoruz ve spor yaşamları boyunca diğer kadın sporculara karşı bariz üstünlükleri var. Tabi buna da doğanın bir hediyesi, güzelliği, bir şansı olarak bakmak da mümkün ama heteroseksizmin hırsından ve şiddetinden uzak durmak şartıyla.
İnsan hakları kapsamında şu gerçeği de gözardı etmemek gerekiyor tabi. Biyolojik-bedensel bir kadın, trans bir erkek olsa bile, sporcuysa eğer, kadınlar arasında yarışmayacak da nerede yarışacak? Sanki biyolojik olarak erkekler arasında yarışmasına spor kurum ve kuralları izin verecek mi? Diyecekler ki, "Biyolojik yapın nereye uygunsa, orada yarışabilirsin ancak." Trans ameliyatını gerçekleştirmek erkek kategorisinde yarışmak için yeterli mi onu da bilmiyorum. Çünkü ben ameliyatını olmuş ve müsabakalarda yarışmış bir trans hikayesi bilmiyorum. Hem öyle olsa bile buna da izin verir mi spor kuralları? Düşünün ki trans ameliyatını gerçekleştirmiş trans kadınlar, kadınlar arasında güce dayalı fark yaratmazlar mı? Spor, güzellik yarışması değil ki podyumda salınarak yürüdüğün. Trans erkeklerin de erkek sporcular arasında yarışmaları ne kadar adilane olur?
Düşünüyorum da, trans erkekler de kadınlar dünyasında yer bulabiliyorlar kendilerine, trans kadınlar da, eşcinseller de. Bu sanırım erkek ayrımcılığının bir yansıması olsa gerek. Çünkü heteroseksizm erkekliğin kurallarını öyle katı kurallarla çizmiş ki, onun dışındakileri kabul etmeyi bir taraf bırakın, hiç tolerans tanımıyor. Bu durum genel hayatta da böyle, spor dünyasında da.
Asıl konumuza dönüp konuyu kendi düşünceme göre sonuca bağlamak gerekirse, toplumsal cinsiyetin de baş unsuru olan biyolojik cinsiyetin belirleyici olduğu heteroseksist bir dünyada, trans kimliklerin biyolojik cinsiyetlerine uygun şekilde cinsiyet kategorilerinde yer alması, insan hakları açısından kaçınılmaz. Zaten heteroseksist dünyada trans cinsiyetlerin yaptığı güç dengesizliği, erkekliğin yanında denizde kum misali kalır. Buna da doğanın rengi diyip tatlıya bağlayalım işi.
Yazıyı tamamlayıp yayınlamadan önce haberleri turlarken, senkronize yüzme yarışmalarının erkeklere yakıştırılamadığı için olimpiyatlarda bu sene ve daha önceki senelerde engellendiğini okudum. Sporcular Uluslararası Yüzme Federasyonu'na başvurmuşlar ama bir sonuç çıkmamış. Bu bile erkek egemen dünyanın paralelinde, her alanda olduğu gibi sporun bile ne kadar cinsiyetçi olduğunu göstermiyor mu?
Eşcinsel sporculara karşı muhafazakar ve homofobik basının tutumunu biliyoruz ama spor dünyası kadın eşcinselliğine ve erkek translığına karşı daha hoşgörülü diye düşünüyorum. Erkek eşcinselliğinin ve hatta kadın translığının açık bir şekilde spor dünyasında kabul edilebilme ihtimali var mı acaba? Göründüğü ve bilindiği üzere yok. Herkes homofobisini açık bir şekilde ve çok rahatça dile getirebiliyor ne yazık ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder