İlk defa o gün "serum gerekirse" diye damarımı açtırdım, yani branül takıldı. İşlem sıram gelince de kıyafetlerimi çıkartıp ameliyat önlüğünü giyip sedyeye yattım. Ameliyat odasında iç çamaşırımı da çıkarttılar doğal olarak. İçimden " 'Mahremiyetsizim' diyordun, al sana mahremiyetsizlik Halil" dedim.
Dikkatimi çeken en önemli unsursa ameliyat odasının ürpertici olmasıydı. Hiç öyle filmlerdeki gibi güven duygusu veren bir yer değildi. Sağ olsun doktor güzel cesaret veriyor ama.
Sanki kürtaj yapılacakmışım gibi bacaklarımı ayırıp havaya astılar ve bağladılar. Sabah banyo yapmıştım ama iyice dezenfekte ettiler gene de o bölgemi. Sistoskop denilen aletle penisimin ucundan en derinlerime kadar girdiler. Ekrandan da doktor idrar yollarımı izlettiriyordu aynı anda. Pespembe uzay yolu gibiydi. Acıdan iki defa bağırdım "yapmayın" diye. İşlem yapılırken idrarım geldi, onu da boşalttılar. Sorun da anlaşıldı ama. Korktuğum gibi prostatla alakalı değil, mesane boynunun yüksekliğinden dolayıymış idrarımın akış hızının yavaş olması. Yani kanalın önündeki setin açılması gerekiyormuş. Bunun için de eğer ameliyat olmaya karar verirsem, bu engele V harfi şeklinde bir çizik atılacakmış.
Problemin tespit işlemleri bile sancılı. İşlemden sonra her idrar yapışım kanlı ve de yanmalı oluyor. Operasyon da aynı bu acıda olacaksa iyi ama daha ağrılı olacağını zannediyorum. Bir sabah uyandığımda her şeyin düzene girmiş olmasını istiyorum ameliyata gerek kalmaması için. Ama internetten araştırdığıma göre "mesane boynu yüksekliği" diye doğuştan gelen arızalı bir durum varmış ve ilaç yönteminin geçici bir tedavi yöntemi olmasından dolayı cerrahi yöntem kaçınılmazmış.
Slm.bende ayni rahatsızlıktan şikayetçiyim.ameliyat oldunuz mu.ameliyat sonrası durumunuz nasıl oldu.ameliyat riskli diyorlar.
YanıtlaSilAmeliyat olmadım... Şikayetim biraz daha arttı... Ne zaman ameliyat olurum bilmiyorum... Olur muyum onu da bilmiyyorum... Çünkü şikayetlerim prostat kaynaklı da olabilir...
YanıtlaSil