25 Mayıs 2023 Perşembe

25 Mayıs 2023 facebook notlarım

 Kimsenin obalını almak istemem ama karşımdaki, arkası küçük bahçeli apartmanın sahibi ve kiracıları pattadanak bir anda binayı boşaltıp gittiler. Her şey normal akışındaydı. Yani binanın yıkılıp yerine yenisinin yapılacağı durumu falan yoktu Çünkü bina sahibi ağaçları falan budatmıştı. Aslında buna budatmak denmez, resmen katliam denir; çünkü sadece ana gövdeleri kalmıştı ağaçların. Niye paylaştım bu durumu; çünkü bina sahibi kedi düşmanıydı. Kedileri taşla kovalıyordu. İkincisi bahçesindki otlara zehir atıyordu. Hatta kaydettim bile bu durumu. Ve en son zehir atmasından sonra mahallemizin Çiko'su ölmüştü. Benim Kara ve Grey kedilerim de zehirlenmişti ve can çekişerek ölmüşlerdi. Kimseye beddua falan değil bu ama masum canları yakanların ahı, kimsenin yanına kar kalmaz.

SAPIĞINIZ GELDİ!

Artık sadece oyumu vereceğim; demokrasinin olmadığı, seçimlerin adaletli yapılmadığı, seçim kurulunda herkesten kişilerin bulunmadığı seçim karşısından çok üzgünüm ama vasıfsız bir kişi olarak başka da yapabileceğim hiçbir şey yok. Eğer ben siyasi olsam, muhalefet olsam, o seçim kurulunun başında başka partilerden kişilerin de olmadığı bir seçimi asla kabul etmem. Gerekirse Avrupa'dan gözetmen tutulsun; çok mu zor bu? Eğer iktidar partisi olarak kendine güveniyorsan, her konuda şeffaf olmak zorundasın. Mal varlığının sorgulanmasına da izin vermek zorundasın, siyasi dünyanın geri planında nelerin döndüğünün araştırılmasına da. Yoksa bunun adı demokrasi olmaz. Bir kere kendine benzemeyenleri nefrete hedef göstermek, hangi demokraside vardır ki şeriattan başka. Ne demek yaa, eşcinsellere sapık falan demek? Bülent Ersoy sapıksa, neden iftara çağırıyorsunuz o zaman. Bülent Ersoy da iftara gidince demiyor ki, sapığınız geldi! Yanlış anlaşılmasın, ironi yapıyorum. Bir eşcinsel olarak bir trans kadına elbette sapık demeyeceğim, onların düşüncesinden seslendirme yapıyorum.

BİR MEDYA FİGÜRÜ TANIDIĞINIZ ÜZERE HAFTADA BİR DERİSİNİ GERDİRİYOR! Bu sefer göğüs dekoltesindeki çizgileri yok ettirmek için yatmış masaya. Sen hani 60 yaşında değil, nüfus cüzdanına bilmem kaç yaş büyük yazılmıştın? Peki bu çizgiler niye var öyleyse? Yaş küçült, deriyi gerdir; gene aynı yaşta hayata veda edeceksin oysa!

Yazık, bazıları nelerle uğraşıyor, bazıları nelerle... Mutluluk bu kadar yapay ve kandırmaca olmamalı; insan, hayatı ve hayatın gerçeklerini sevmesini öğrenmeli. Ne kadar meşakatli bir şey insanın kendini karşı cinse sevdirmeye çalışması. Gerçek sevgi, sevdiğini olduğu gibi kabul etmektir. Karşı taraf da yapay bir güzellik taraftarıysa, buradaki sevginin samimiyeti sorgulanmaz mı? İnsanın kendi yaşıtıyla sevgi durumunu gerçekçi bir şekilde yaşasa daha doyurucu olmaz mı? Bülent Ersoy kendi yaşıtımla beraber olup da dede mi diyeceğim diyor; peki senin çocuğun yaşındaki ki sana ne diyecek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder