6 Haziran 2011 Pazartesi

Bir Eşcinselin Askerlik Anıları

Ne yazık ki bu anılarda eşcinselliğin cinsellikle ilgili bölümüne dair hiçbir heyecan verici an yok. 18 aylık süreçte sadece fırsat buldukça mastürbasyon vardı, fazla bulamıyormuşum ki beden ancak dağ başlarında geceleri uykuda boşalımını gerçekleştiriyordu. O yüzden haftalık veya onbeş günlük, bazen daha da uzun görevlere sırf bu yüzden yedek iç çamaşırla çıkardım. Çünkü normal süreçte oluşan kirlilik için yedek iç çamaşırı taşımak fazla ağırlık olacağından cılız bedenimin böyle bir lüksü yoktu. Herkes de bilir askerlikte sağlıklı ve bile-isteye gerçekleştirilen normal bir cinsellik yok! Askerlik cinsel ihtiyaçlarını da 1-2 yıllığına azıya alma süreci mi acaba? Cinsellik yaşanmayınca saldırganlığa sebep olurmuş uzmanların dediğine göre. Bu cinsel erteleme askerliğin yapısına uygun ataklığın-çevikliğin oluşması için planlı-programlı bir deney süreci mi?

Neler saçmalıyorum değil mi? Cinselliğe izin verilse bile eşcinselliğin çürük sebebi sayıldığı bir sistemde eşcinsel ilişkiye mi izin verecekler? Gizli-gizli yaşayanlar ve yaşananlar hiçbir kurala tabi değil tabi. Çünkü eşcinsel ilişki yaşayanlar ve eşcinsellerin dedikodusu hep vardı ama bu kişilere karşı hiçbir şey yapılmıyordu, sadece biliniyordu, o kadar.

Askerlik konusu nerden mi aklıma geldi? Bugünkü haberlerden birinde İngiltere'de sergilenen  Dave St-Pierre'in "A Peu de Tendresse Bordel de Merde!" (Lanet Olsun Biraz Şefkat) isimli oyununda dansçılar çırılçıplak seyircilerin kucaklarına oturup mastürbasyon yapıyorlarmış.

Askerde de bir akşam içtimasından sonra komutan " Aç-aç" a gidileceğini söyledi. Ben o güne kadar "Aç-aç"ın ne olduğunu hiç duymamıştım, bilmiyordum. Meğerse askerler için düzenlenen dışarıdan göstericilerin bir etkinliğiymiş. Hiç işim olmazdı ama gitmek mecburiymiş. Askerlerin cinsellik ihtiyacı seyirlik ve de seyirci olarak tatmin ediliyormuş demek ki ayda-yılda bir!

Uzun-ince salon mahiyetinde küçücük bir oda ve içeride tepiş-tepiş sıkışmış kaç yüz asker vardı bilemeyeceğim. Göstericilerin olduğu yüksek bir platform ve yanlarında küçük çocukların ve erkeklerin olduğu biri genç, biri orta yaşlı iki kadın (Kendi aileleri sanırım), seks arzularını ateşleyeceği düşünülmüş müzik mahiyetinde koşullanılmış gürültü... Kadınlar müzik eşliğinde sonunda çırıl-çıplak kalıyorlar ve inleye-inleye mikrofonla, coplarla seks yapmaya başlıyorlar. Karşılarında da ağızları kulaklarına kadar açılmış, gözleri yuvalarında fırlamış, müzik denilen gürültüyü bastıran çok yüksek "Aaaaaa!" diye bir bağırış halinde bir çoğunluk... Hiç kimse yerinde duramıyor. Yüksek enerjinin verdiği birbirine çarpmalar kimsenin umurunda değil. Ne kadar sürdüğünü hatırlamıyorum. Aklımda kalan sadece bunlar.

Aynı "Aç-aç" dışarıda yapılsa izin verilmez, yasal işlem başlatılır, hatta ahlaksızlık gerekçesiyle salona baskın yapılır herkes tarafından, her birim tarafından. Yurt dışında buna benzer gösterilerinse hayret ve şaşkınlıkla haberi yapılır, dedikodusu yapılır, modernliğin-gelişmişliğin ahlaksızlık ifadesi olarak işaret edilir.

Bugünkü haberlerde bir askerin de intihar ederek öldüğü iddia edilmiş. Ailesi de çocuklarının intihar etmesi için hiçbir neden olmadığını söylüyor. Yirmi yaşına kadar intihar etmemiş bir insanın askerlikte intiharın aklına gelmesi üzerinde durulması gereken bir konu.

Ben askerdeyken de (Haydeee!; Bitmeyen askerlik anıları!) askerlerden biri kulağını kesip tuvaletin deliğinden içeriye atmıştı. Yüzbaşı da beni "psikolojik problemli" ve "karı gibi" olarak tanımlıyormuş diğer arkadaşlarıma söylediğine göre. Herkesin şahsına münhasır bir yapısı ve psikolojisi olduğu tabi ki nizami kurallara ters geliyordu. Eşcinselliğim karı gibi olmaksa evet öyleydim, askeri sisteme uyumsuzluğum da bir problemse evet deli sayılırdım. Çünkü sesim az çıkıyor diye komutan bana gökyüzüne sürekli tekmil verdiriyordu. "Halil Kandok Denizli, emret komutanım!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder