4 Kasım 2022
İnsnalığın büyük kesimi hala Ortaçağ kafasında!
Bazı ebeveynler, özellikle Doğu'da eşcinsel çocuklarını heteroseksüelleştirmek için tedavi ettirmeye çalışırken, özellikle Batı'da ebeveynlerin, eşcinsel çocuklarına destek çıkmaları arasındaki fark nedir; cahillik ve anlayış!
Yıl 2022 olmuş, temel ihtiyaç olan cinselliğe ayıpmış gibi muamele yapılıyor, din veya ahlakçılık üzerinden cinselliğini özgürce yaşamak isteyen insanlar üzerinde baskı oluşturuluyor, özellikle eşcinsel bireyler cinsel yönelimleri üzerindne utandırılmaya çalışılıyor. Düşünün, insanlar hala cinselliklerini rahat rahat yaşayamıyorlar. Cinsellik erkekliğin tekelinde çünkü; neyin nasıl yaşanacağına erkeklik karar veriyor. Erkek yaşarsa normal, kadınınki nokta noktalık, erkek erkeğe veya kadın kadına yaşananlar ise yaşanmaması gereken ahlaksızlıklarMIŞ. Heteroseksüeller el ele sokakta tutuşabiliyorlar, eşcinseller ise cinsel yönelimlerini gizlemek zorunda kalıyorlar. Ülkemizde eşcinsellik karşıtı nefret yürüyüşleri yapılıyor ve hükümet bunu destekliyor. Ne diyor siyasetin en üst mercisi, halkımız sapıklara gereken cevabı verdi. Yani biz eşcinseller ahlaksız ve sapıksız oluyoruzMUŞUZ anlayacağınız. Askerlik yaparken, vergi verirken sapık, hasta, ahlaksız olmuyoruz ama. Eşcinsel karşıtlığı Ortaçağ zihniyeti, bir cahilliktir, nokta..! Eğer eşcinsellik bir insan hakkı olmasaydı, Batı ileri, Doğu geri kalır mıydı? Tabi Doğu'ya göre Batı ileri falan değil, sadece ahlaksız; Doğu daha ileri ve de ahlaklı; GEÇİNİZ!
EŞCİNSELLİĞE HASTALIK DİYEN DOKTOR!
Daha nelerle karşılaşacağız kimbilir. Türbanlı bir doktor, eşcinsellik ile gay'in ayrı kavramlar olduğunu söylemiş. Tam olarak şöyle söylemiş. "Eşcinsel sözcüğü cinsel yönelimi anlatır. Gay; toplumsal -siyasal bir kimliktir. Ve özünde bu benim, ben buyum. Gerçek benliğim ve ben eşcinselliğimi herhangi bir iç çatışmam olmadan yaşayabilirim" demektir.". Yazık ya. Bunlar nasıl doktor olmuşlar acaba. Oysa eşcinslelik, gay kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Ama bu kişi şunu diyor da. "Birey ergenlikte kafası karışınca eşcinsellere özeniyor! Eğer bu çocuklar eşcinsel yaşama geçerlerse, onları kaybederiz. Onun için onarım terapisi önemlidir. Bu tedavi yıllar sürebilir." demiş.
4 Kasım 2022...
Saat 22:40...
Hava soğuk, bacaklarım üşüyor...
The Fun Boy'u keşfettim, müzikleriyle çıldırıyorum.
Grubun üyelerinden Tery Hall'u gay zannettim ama evli ve iki çocuğu varmış ama geçmişte eşcinsel seks için kaçırılmış.
Dan Kişot demiş ki:
"Tabii ki Terry Hall eşcinsel. Tüm ska müzisyenleri eşcinseldir."
Bu adam gerçekten manyak müzik yapıyor.
Başka gruplar da kurmuş.
Şu anda The Special olarak bir şarkısını dinliyorum, efsane! İnsana kafayı yedirtecek güzellikte.
Ah gofret... Çok seviyorum. Özellikle kakaolu olursa...
Gene kalori fazlalığı oliucak ve kafamda sivilceler çıkacak.
Bir kaç gündür seks yapamıyorum.
... sahibi çok çekici bir tip değil ama ben böylelerini seviyorum işte.
Oğlu ise yıkılıyor resmen!
***
4 Kasım
Bu fotoğrafı ilk defa paylaşıyorum. Yıl 1973 veya '74 olsa gerek. Ben sanırım 4 yaşında olduğum ve de sürekli ağlayan problem bir çocuk olduğum için karede yokum. Bu düğünü çok az hatırlıyorum zaten. İnsan kaç yaş küçüklüğünü hatırlayabilir ki? Hatırladığım, abime kız istemeye gidildiği gece gene ağlayarak kıyameti kopardığım... Fotoğrafta 3 abim var. Biri damat, küçük abim sağdıç, para takan da rahmetli olan büyüm abim. Yıllar çok hızlı geçiyor. Neredeyse 50 sene olmuş. Arkadaki bereli adam bizim köyde hatip dede dediğimiz kişi. Çocukluğumda onlarda da çok bulunduğum dam evin küçük bir odasında hep yataktaki halini hatırlıyorum. Hiç yürürken görmedim. Yani ben sadece yatalak halini hatırlıyorum. Kimler hayata veda etmdi ki... Ders çalışmak için o evde bulunduğum okul arkadaşım Gülperi, annesi akrabamız olan Hörü aba, fotoğraf karesinde solda yer alan halam... hayat bir varmış, bir yokmuş gibi gerçekten...
Zamanında sadece bir kağıt parçası olan fotoğraf dediğimiz belge, aslında bir tarih barındırıyor... Kalanlar ve gidenler aynı karede... Gelin arabası artık bir at değil, Murat 124 olmuş. Akrabalar, köylüler... Evet evet ben bu düğüne dair bir şey hatırladım... Gelin arabadan inerken gelinin üzerine buğday taneleri atıyorlardı...
Benim için yeni bir şey öğrenmek, yeni bir şey keşfetmek kadar heyecan verici bir şey olamaz. Ve ilgi alanıma girme ihtimali yüksek bir şeyi atlamak-kaçırmak kadar da üzücü bir şey olamaz dolayısıyla.
The Fun Boy Three 1981-83 yılları arasında aktif olan ve 2 albümü bulunan İngiliz New Wave Pop grubu. Facebook'ta onlşra dair bir paylaşım gördüm ve şarkılarını Youtube'da dinlemeye başlayınca o kadar bayıldım ki, şu anda deliler gibi dinliyorum. İlk şarkıları falan o kadar güzel ki; şarkının adı da efsane; Deliler Sığınma Evini Ele Geçirdi. Şarkıları çok melodik, tertemiz düzenlemeler... Tavsiye olunur!
5
Benim için yeni bir şey öğrenmek, yeni bir şey keşfetmek kadar heyecan verici bir şey olamaz. Ve ilgi alanıma girme ihtimali yüksek bir şeyi atlamak-kaçırmak kadar da üzücü bir şey olamaz dolayısıyla.
The Fun Boy Three 1981-83 yılları arasında aktif olan ve 2 albümü bulunan İngiliz New Wave Pop grubu. Facebook'ta onlşra dair bir paylaşım gördüm ve şarkılarını Youtube'da dinlemeye başlayınca o kadar bayıldım ki, şu anda deliler gibi dinliyorum. İlk şarkıları falan o kadar güzel ki; şarkının adı da efsane; Deliler Sığınma Evini Ele Geçirdi. Şarkıları çok melodik, tertemiz düzenlemeler... Tavsiye olunur!
Oyum neden gene HDP'ye olacak?
Ben, hiçbir kesimin milliyetçisi falan değilim, dolayısıyla Kürtçü falan olmam söz konusu olamaz. Benim için tek önemli şey insan haklarıdır. 20 yıllık süreçte de sadece ekonomik olarak değil, insan hakları olarak çok gerilediğimize inanıyorum. Derdim de ekonomi değil; çünkü eğitim seviyesi yükseltmedikçe, zaten ekonomi asla düzelmez! Çünkü sosyo ekonomik meseleler sadece iktidarsal veya siyasi değil, toplumsal meselelerdir. Bir toplum yaşanılan olumsuzluklara dur demiyor ve seçimlerini, dur demek doğrultusunda yapamıyorsa, sorun çift taraflıdır. Bu siyasi sürecin kırılması için; 1. HDP gibi bazı partilerin barajın altında kalarak, mecliste temsil edilemeyip, bu partilere verilen oyların hiç memnun kalmadığım bir partiye gitmesini istemediğimden, 2. Ana muhalefetin de eşcinsel hakları konusunda güven vermemesinden, 3. Her kesimin de mecliste temsil edilmesi gerektiğine inanmamdan dolayı oyumu akıllıca kullanmak istiyorum. HDP'nin de eşcinsel hakları vaatleri fos çıksa bile, en azından istemediğim partinin-adını bile zikretmek istemediğim malum partinin meclisteki sandalye sayısı artmamış ve bir kesim de mecliste temsil edilmiş olacak. Dediklerimde anlaşılmayacak bir şey var mı?
Not: Mesela Erkan Baş'ı, Serra Kadıgil'i insan hakları, eşcinsel hakları konusunda çok samimi buluyorum ama hak mücadelecilerinin bizim gibi toplumlarda istediği karşılığı alamayacak olması, oyumun boşa gideceği duygusu uyandırıyor bende.
6
Eğer bir eşcinsel değilseniz, onu anlayabilmeniz kolay olmayacak, ne yaşadığını da bilemezsiniz. Eşcinselleri anlayabilmek, herkesin cinsel tercihine saygı duyarımdan ibaret olamaz. Daha eşcinselliğin ne olduğunu bile bilmiyorsunuz ki, eşcinsellikten tercih diye bahsediyorsunuz. Siz heteroseksüel, sizin anlayacağınız dilen konuşayım, karşı cinsi sevmenizden dolayı durduk yere dişiniz, burnunuz kırıldı, gözünü morardı mı? Birisi habersiz arkanızdan omuzlarınıza tekme atıp yere düşürdü ve omuzunuz sakatlandı mı? Hiçbir sebep yokken yolda giderken defalarca polisler tarafından durduruldunuz mu, devletin seni korumakla görevli memurundan dayak yediniz mi, onlar tarafından sırf cinsel yöneliminiz yüzünden aşağılandınız mı? Darp ve gaspa uğradıktan sonra hakim tarafından dalga geçildiniz mi, üstüne üstlük insanları asılıp rahatsız ediyormuşsun iftirasıyla daha suçlu bile çıkarıldınız mı? Okulda, işte, kamuda, sosyal yaşamda, kısaca hayatın her biriminde sırf cinsel yöneliminiz yüzünden ayrımcılığa maruz kaldınız mı? Peki bütün yaşadığınız olumsuzlukları, ailem duyup da üzülmesin diye, en yakınlarınızdan bile sakladınız, kendinizi yapayalnız hissettiniz mi, sığınacak, tutunacak hiçbir noktanın olmaması ne demektir anlayabilir misiniz? Ben yaşıyorum, ölmedim ama sırf eşcinsel olduğu için öldürülen eşcinseller var. Siz hiç bir kadını veya kadınsanız bir erkeği sevdiğiniz için, niye karşı cinsi seviyorsunuz diye suçlu sayıldınız mı? O yüzden eşcinsellik hakkında konuşurken, cahilliğinizden kurtulun, ondan sonra konuşun! Hatta kapayın çenenizi!
10
Eğer ben bazı kişilere karşı mesafe koyuyorsam, o kişiler BANA göre yanlış kişilerdir. Been, küfürü, hakareti, aşağılanmayı, ayrımcılığı sözlü veya fiziksel saldırıyı sadece kendime değil, başkalarına yapıldığı zaman bile kabul edemem. Ben bu tarz kişilere karşı zamanında alttan almışımdır, tolerans göstermişimdir ve değişmeyeceklerini anladıktan sonra koymuşumdur noktayı, çıkarmışımdır hayatımdan. Bu tarz kişilerle sanki normallermiş gibi arkadaşlık yapmak isteyenlerle de işim olamaz. Çünkü benim duyarsızlığa da tahammülüm yoktur. Çünkü hayat zaten duyarsızlar yüzünden kötüdür. Çünkü kötüler, bu duyarsızlıktan cesaret alarak kötülük yaparlar. Yani kötü veya kötülüklere karşı sessiz kalanlarla da işim olmaz benim. "Kötü"lerle sağlıklı bir şekilde sosyalleşebiliyorsanız da ne ala. Çünkü kendisine bile saygısı olmayan, hayatın içinde sağlıklı bir şekilde varolamayan insanlarla nasıl sosyalleşilebilir, onu da anlayamıyorum. Ben almayayım, sizlere de kolay gelsin. Herkesin seçimi kendine! Eğer ben de birilerine karşı küfür ve hakaret ediyorsam, art niyetlilik yapıyorsam, herhangi bir şekilde zarar veriyorsam; buyrun hodri meydan; çatır çatır herkesin içinde söyleyin yüzüme karşı!
11
HETEROSEKSÜEL EVLİLİK YAPAN EŞCİNSELLER!
Çocuk sahibi olmak için evlenip boşanan eşcinsel erkekler...
Cinsel yönelimiyle barışamadığı için eşcinselliğini örtmek için heteroseksüel evlilik yapan eşcinseller...
Aile ve toplum baskısına direnemediği için heteroseksüel evlilik yapan eşcinsel erkekler...
Yaşlanınca yalnız kalmamak için evlenen eşcinseller...
Mutlu değiller tabiki de. Evlendikleri kadınları da mutsuz ediyorlar elbette. İkiyüzlü, bencilce, hatta bana göre acımasızca ve zavallıca bir durum.
Kalabalık içinde yalnız olmaktansa, öteki olarak tek başına çoğalmak bana göre çok eşcinsellerin huzuru ve mutluluğu açısından daha akıllıca bir şey...
***
Düşmanıma bile kin duyamıyor, ondan nefret edemiyorum. Hamurumda yok. Nefret etmeyi çok denedim ama olmuyor. Görüşmeyi kestiğim insanlar, kendilerinden nefret ettiğimi falan zannetmesin asla. O yüzden sadece, beni üzen ortamlardan uzak duruyorum. Kendimi korumak adına kesiyorum görüşmeyi. Bunun başka bir açıklaması yok. Bu kadar basit.
Facebook gerçekten senin amacın ne; çıplaklık veya cinsellikten dolayı uyarıyorlarmış beni; hangi çıplaklık veya cinsellikten bahsediyorsunuz siz; paylaşım bile yapmıyorum son dönemlerde; neyin kafası bu? Kol, bacak, meme çatalı, ön arka kıvrımlarımız falan da mı gözükmeyecek fotoğraflarımızda; Afganistan mı burası; topuk tıkırtımızı da kesin bari! Bazen Filenin Sultanları'nın fotoğraflarını paylaşıyorum spor sayfamda. Kolları bacakları gözüktüğü için falan mı bu uyarı; ayrıca hangi paylaşımım, söyler misiniz? Eskiden aykırı paylaşımları kaldırıyorsunuz. Şimdi sadece uyarı. Çünkü uyarının bir gerekçesi yok ki, kurallara aykırı bir paylaşımı sunamıyorsunuz bile bana. Bugünden itibaren paylaşım yapmayı kesiyorum. Bakalım ne diyeceksiniz bundan sonra!!!! Hangi cinsellikten veya müstehcenlikten bahsedeceksiniz?
Eğer bende ekli olup da laf olsun diye şikayette bulunan cahiller de, lütfen gider misiniz sayfamdan? Lütfeni anlayabilir misiniz?
Uzun zamandır paylaşım yapmaMama rağmen üst üste çıplak veya cinselliğe dair paylaşıma dair uyarı alıyorum facebook'tan. Son paylaştığım Sezen Aksu ve Nükhet Duru fotoğraflarını kaldırıyorum. Bakalım neyi bahane edecekler!
Eğer bende ekli olup da laf olsun diye şikayette bulunan cahiller de, lütfen gider misiniz sayfamdan? Lütfeni anlayabilir misiniz?
13
TRANSSEKSÜALİZM NEDİR?
Bir transseksüel diyor ki, ameliyattan sonra cinsel organımı tuvalete attım.
Bir transseksüel diyor ki, pembe kimliğimi aldıktan sonra parti verdim ve partide mavi kimliğimin üzerinde tepindim.
Bu nasıl bir nefrettir; bu homofobi değil midir?
Geçiş ameliyatından sonra kendimi hadım ettirdim diyen transseksüel, ameliyattan yıllar sonra artık cinsellikten nefret ediyorum diyen transseksüelin tecrübesinden faydalansaydı keşke.
Keşke geçiş ameliyatından önce, cinselliklerini feda ettiklerini ve hayat boyu alacakları hormonların yan etkilerinin bilincinde olsalar.
Keşke, ben asında bedenimle barışığım ama içimdeki cinsiyet kimliğine bedenimi uydurmak zorunda olmadığımı anladım ve ameliyat olmayı düşünmüyorum, çünkü bedenimi her şekilde seviyorum diyen transseksüellerin dediklerine kulak verseler.
Peki, LGBTİ veya trans dernekleri geçiş ameliyatından sonra mutsuz ve sağlıksız olan transseksüellerin deneyimlerinden neden hiç bahsetmezler?
Ammmaaa... Yanlış da olsa, sonrasında pişman da olsalar, insanlar o anki psikolojilerine göre hareket etmek kendi tasarruflarındadır.
Yalnız şu da unutulmasın ki, bedeniyle barışık olmayı savunmak, penisli kadın veya vajinalı erkek olmayı savunmak, asla transfobi değildir. İnsanın bedeniyle barışık olması ve doğasına riayet etmesi niye transfobi olsun ki?
Oysa transseksüealizm, homofobinin bir tezahürüdür! Nokta!
***
15 Kasım 2022
22. yüzyılda bile hala internet gibi yasaklar varsa, asıl problem budur!
Ülke kurulalı 100 yıl olduysa, hala açlık sınırının altında yaşıyorsak, hala eşitlik, özgürlük ve demokrasi yoksa, hala cinsellik ve beden üzerinden ahlakçılık yapılıyorsa, hala dogmatizm bilimsel eğitim ve bilimden daha öncellikliyse, hala insanlar öte dünya vaatlere inanıyorsa; ben burada iktidarı boşverin, muhalefeti de boşverin, o ülkenin insanına bakarım. İnsanlar ne talep ediyorsa, yaşam biçimi de ona göre şekillenir.
Muhafazakar iktidarlara asla oy vermeyi düşünmedim bile. Çünkü dinsiz biriyim ben. Eşcinselim de. Eşcinsel olduğun için seni öte dünyada yakacaklar diye bana cahilce lanet okuyan insanlara niye oy vereyim? Ben aptal mıyım ayol? Öte dünyanın hiçbir kanıtı yok ama benim eşcinselliğim Everest tepesi kadar gerçek! Çünkü yaşıyor ve hissediyorum. Muhalefet de çatır çatır eşcinsel haklarını savunamıyorsa, muhafazakarlardan hiçbir farkı olamaz benim için. Bir insanın, yapısına uygun insanca yaşama hak talebi nasıl açık ve net bir şekilde savunulamaz ki; % 95'lik bir homofobi varsa, niye mecliste eşcinselleri temsil edecek eşcinsel milletvekili adayları seçilebilecek noktadan aday gösterilmez? Daha önce de dediğim gibi bu ülkedeki siyasilerden zerre kadar bile beklentim yok ama en azından vereceğim oy, 2 seçimdir olduğu gibi muhafazakarların sandalyesini azaltacak şekilde ve azınlık sayılan kesimlerin mecliste temsil edilebileceği şeklinde olur.
Ben artık asla ve asla içinde yaşadığım kültürün şovanistliğini yapamam. Yapmam için kafayı yemiş olmam gerekir. Çünkü eğer vicdan, delilik olarak düşünülüyorsa; lütfen ben ya hayvan türüne dahil olayım, ya da sap gibi tek başına olayım. Hak savunmak, sokak hayvanlarına veya zor durumda olanlara yardım etmek, delilik midir; eğer ben bunun için deli olarak görülüyorsam, ben nasıl sizden bir olablirim ki, nasıl size karşı iyi bir şeyler hissedebilir, nasıl yan yana durabilirm ki?
Oyum HDP'ye; NOKTA! Eşcinselim diye bana düşman olacaklara, beni savunmayacaklara, bir de oy mu vereceğim? Güldürmeyin!
Ne zaman iktidarın aleyhine bir gelişme olsa; ya elektrik veya internet kesilir, ya seçimler iptal edilir, ya da hedef şaşırtılır.
Yıl 2022. Dün gece sosyal medya engellendi. Bunun hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İletişim zarar değil, faydadır!
Geçtiğimiz hafta facebook, son paylaşımlarım sayfa kurallarına uymadığı gerekçesiyle (bana göre bahane, çünkü sayfa kurallarına uymayan hiçbir paylaşımım olmadı, hatta diğer sayfalarıma yöneldiğim için paylaşımlarım bile yok denebilecek kadar azalmıştı, zaten kurallara uymayan bir paylaşım olduğu zaman da facebook o paylaşımı kaldırıyor, bana da hiç uyarı falan gelmemişti), 3 gün paylaşım engeli koyup sayfamı kapatma uyarısında bulunmuştu. 3 günlük engel kalktıktan sonra, benim itirazlarıma istinaden olsa gerek, bana gönderdiği mesajda diyor ki, geçtiğimiz yıl içersinde yanlış bir paylaşımda bulunmuş olabilirsin, engel o yüzden koyulmuştur. Vay bee! İktidarların gözdağı vermesine ne kadar çok benziyor değil mi?
Kurduğumuz cümlelerde İngilizce bir kelime kullanırsak, hemen isyan edilir özentililik diye ama Arapça veya Farsça bir kelime kullanıldığı zaman, dil zenginliği olarak görülür. Özellikle hukukta veya yazaılı belgelerde bununla çok karşılaşırız, hatta hakimin veya doktorun ne dediğini bir türlü anlayamayız, bilir kişilere danışmak zorunda kalırız. En son taltif kelimesiyle karşılaştım. Anlamı ise ödüllendirmek. Niye ödüllendirmek kelimesi kullanılmaz? Ödüllendirmek ayıp ise, o zaman ödüllendirmeyin kardeşim! Bunun nezaketle veya mütevazilikle falan alakası olamaz. Benim anlayacağım dilden konuşun. Hatta Arapça veya Farsça yerine İngilizce kullanabilirsiniz. En azından sağlıklı şekilde çeviri yapabilecek internet translatior'ları var.
Kibir nedir; kendini beğenme, kendini herkesten üstün görme, büyüklenmedir. Eşcinsel olduğum için kibirle çok karşılaşıyorum. Mesela belden aşağı dalga geçmeler, dilinin ucuyla selam verip, kıçıyla hoşçakal demeler, seninle konuşurken dinlemeyip dinliyormuş gibi yapmalar, seninle aynı ortamda eşcinsel zannedilirim diye görünmek istememeler, vesaire... Peki kimler kibirli olur; CAHİLLER! Çünkü cahil insanın doğrusunun, yanlışının, bakış açısının dar bir skalası vardır; her şeyi o pencereden değerlendirir ve kendine uymayan her şeye, herkese tepeden bakar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder