15
Güneş her gün doğar;
Doğa her gün uyanır,
Gönlün Bahar ise her mevsim çiçek açarsın,
Şansını kendin yaratırsın.
Bakmasını bilirsen
Hayatını da yaşarsın,
Hatta dünyayı sen yaratırsın...
Yeni dünyalara kucak açarsın!
H.K.
En ucuz beyaz peynire 1 haftada 2 kere zam geldi. 1 hafta önce 70'ti, 3 gün önce 79, bugün 84,5 lira... 3 gün sonra 100 olursa şaşmam. Her markete gittiğimde aynı ürüne zam mı gelir yaa; nerede görülmüş bu; maaşlara 3 günde zam mı geliyor? Temel gıdaları dahi alınamaz hale getirenler ve bu kişileri yönetime getirenlere en derinden beddualarımla. Gerçekten böğüre gebermenizi diliyorum. Çünkü bu gidişatın bir sonu yok, bari gebersinler! Lanet olsun bizi açlık sınırının altında yaşatanlara da, oylarıyla buna sebep olanlara da; LANET OLSUN!
Yaptığınız zamlar bir gün sizde kansere dönüşsün!
Bir ülkedeki en büyük felaket açlıktır!
YAĞMURUN DA MI VERGİSİ VARMIŞ?
Şu hayattaki en büyük mutluluğum yağmur; onu bari vergilendirmeseler; belki farkında olmadan yağmurun bile vergisini başka bir başlık altında alıyorlardır!
Birisi şaka desin; İnsan Tarık Tarcan'ın bu kadar değiştiğine ne inanıyor, insanın ne de inanası geliyor! Hayallerimizi süsleyen bir jön kendini bu kadar ihmal etmemeliydi bence...
16
Samime Sanay '83 - '93 yılları arasında çok sesli TSM'nin Emel Sayın'ı bile sollayıp kuşkusuz 1 numaralı ismiydi. "Şarkılardan Fal Tuttuk" onunla... "Beni Hatırla" albümü, bu tarzın devrimidir.
19
İnsanın şeklini şemalini, duruşunu, özne olarak varoluşunu belirleyen düşünceleri, bakış açısı, eğitimi, kültürü, vesairesidir. Hani dış görünüşüne bakıp da ön yargılı olmayın derler ya; bu önyargı değildir. Eğer göründüğünden farklıysa, samimi değildir; takiye yapıyordur. Bu da bir varoluş şeklidir. Ama bu tür kişiler ikiyüzlü veya dönek sınıfına girerler...
İnsanın her günü bir olmuyor ama beni üzen hiçbir zaman insanların acısı degil; hayvanlar ve bitkiler, kısaca doğa! İnsana dair her şey, yağmurun tuzu eritmesi kadar sıradan benim için. Çünkü doğa olmazsa insan türünün ne önemi olabilir ki, insan diye bir şey bile olmaz.
Bazı karakterlerle işim olmaz ama bu bazı karakterlere "bile bile" yüz verenlerle de işim olmaz. Dünya hali; nezaketen irtibat kurabiliyorsun ama önemli olan nereden bitirdiğin; gönülden mi, görünürden mi?
20
Yalnız kalmakla yalnızlığı tercih etmek farklı şeylerdir. Güven meselesi çok önemlidir. Ben insan türüne güvenmiyorum!
Irkçı, cinsiyetçi, her türlü ayrımcı ifadelerde veya imalarda bulunan insanların hümanist, demokratik, hatta dindar geçinmeleri gerçekten çok komik. Bir eşcinselin yanında eşcinselce şakalar yapmak, bir kadına cinsel bir obje gibi bakmak, yabancıların ülkemizde ne işi var demek, toplu ortamlarda sanki herkes dine inanıyormuş veya Müslümanmış gibi hayırlı cumalar demek, vesaire hepsi birer dolaylı veya direkt ayrımcı bir tutumdur ve insan haklarına terstir. Tabi eşcinseli insan yerine koymayan, kadını erkeğin malı olarak gören, yabancıları düşman olarak belleyen, inançsızları veya başka dine inanan insanları kafir ilan edenlerden insan haklarının ne olduğunu bilmelerini bekleyemeyiz değil mi?
Bazen bir olumsuzluk yaşanır ve iplerin kopmasına sebep olur. Aslında son yaşananlar bir bahanedir. Çünkü bunun öncesi vardır, bir çok olumsuzluk yaşanmış, bardak dolmuş ve taşmış, ipler kopma noktasına çoktan gelmiştir. Böyle bitişler beni çok mutlu eder. Çünkü bir gerekçen vardır artık. İçin zaten rahattır. Çünkü birileri senin hayatına bir şeyler katmaktan çok, seni moral olarak çökertiyorsa, o ortamdan gitmek için geç bile kalınmıştır. Sonrasında bu insanların eksikliğini hissediyor musun: HAYIR! Geçmiş olsun, hayırlı olsun o zaman!
Bakış açısı değişir, doğa kendini yeniler; bir gördüğünüzü bir daha göremezsiniz; hayat bile kendini tekrar etmez! O yüzden şu Ortaçağ kafalılığı bırakın artık!
22
Bugün bana mutluluğun resmini çiz derseniz eger;
Sabahleyin bütün sokağı baştan aşağı süpürerek kendini bir Avrupalı gibi hissetmek...
Kedilerine teslim ettiğin bir evde onların sevgileri karşılığında bir hizmetçi gibi yaşamak...
Yabancı bir sevgilinin sana ayırdığı yarım saate şükretmek...
Hava, su, ışık ve doğanın bir parçası olarak bir gün huzur içinde toprağa karışıp humus olacağının bilincinde olmak...
“Bir insanın dili, seçtiği sözcükler, konuşma, ifade tarzı, üslubu kendisiyle özdeştir.
İnsan ne ise ve kişiliği nasılsa öyle konuşur, konuşma tarzı da kendini dışarıya yansıtır.
Üslubumuz bizi anlatır, bizi ifade eder ve bizi tanımlar.
Başka bir deyişle bizi biz yapan, değerlerimizin dışa yansıma halidir.
Üslup kişinin ta kendisidir.
Özetle diyebiliriz ki; Bir insanın kişiliği, karakteri, tarzı, değerleri; düşüncesine, düşünceleri de üslubuna yansır.”
KADRİYE BORAK
“Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar.”
MEVLANA
23
Hiçbir insan "karma"sını yaşamadan ölmez; Kendisiyle yaşamasa bile; çocuğuyla yaşar, torunuyla yaşar, en sevdiğiyle yaşar. Ne ekersen, onu biçersin. İyilik yap, iyilik bul.
AŞAĞILIK KOPMPLEKSİ kişinin bazı yönlerden kendini diğerlerinden aşağı hissetmesine neden olan karmaşasına verilen addır. Bu komplekse sahip kişilerde genellikle kendini ispat etme çabası görülür.
Aşağılık kompleksi tedavisi; kişi öncelikle kendisinde olan bu duyguyu kabul etmelidir. Mükemmeliyetçilikten uzak durmalı her konuda başarılı olamayacağını kabul etmesi gerekmektedir. Bu problemin temelinde özgüven eksikliği vardır. Bu yüzden kişi kendi yeterlilik ve yeteneklerinin farkına varabilmesi sağlanmalıdır.
İnsanların gerçek yüzlerini veya kişiliklerini öğrenmek için egolarının yüksek olduğu bir anda, mesela kaybediyorlarken falan bir söz söyleyin, hakaret değil normal bir söz; Eğer nezaketlerini koruyamıyorlarsa, gerçek kışilikleri budur.
Üçüncü kişiler üzülmesinler diye falan susuyorum, aslında onuruma dokunuyor, çünkü kimseye minnetim yok ki, sonra üçüncü kişiler kendilerinin aleyhinde olan kişileri falan iyi zannediyorlar... Her şeyi görüyorum ama susuyorum. Çok çirkin bir dünya yaa bu dünya...
İnsan sosyal bir canlı olduğu için, her şeye rağmen, açık bir eşcinsel olarak homofobiye rağmen bile sosyalleşmek zorundadır. Eğer cahil ve adaletsiz bir ortamda yaşıyorsan da; ya hayata küseceksin, ya da katlanacaksın gibi bir durum söz konusu oluyor. Benim yaşam felsefem, ölmek pahasına da olsa dürüstlüktür. İki yüzlü olmaktansa, nefret edilmeyi, ayrımcılığa maruz kalmayı tercih ederim. 10 senedir de tenis ağırlıklı olarak spor yapıyorum. Siz zannediyor musunuz ki, homofobi ile karşılaşmıyorum? Cahillik diye geçiştiriyorum. Kullanılan cümlelere örnek vereyim... Bütün toplar o tarafta, bu tarafta top yok! Burada bir değil, iki tane top var! S*tirgit, seni top diye oynarım! Senin arkandan konuşuyorlar! Seninle dalga geçiyorlar... Vesaire... Oysa ben ne isem oyum; cahillerin ne düşündüğünün benim seviyemi belirleyemeyeceğini de biliyorum. Aşağılık olan eşcinsellik değildir; aşağılık olan homofobidir, insanları doğal yapısından dolayı aşağılamaktır. Bütün bunlar beni üzemez elbette. Ama her gün de tabağınızdaki yemekte kıl veya sinek çıksa ne düşünürsünüz? Hani sinek küçüktür, mide bulandırır derler ya, işte öyle bir şey!
Homofobik olan erkekler yatakta erkeklerle basılsın mı; basılsııın! El aleme rezil olsunlar mı; olsunlaaar. Çocukları, torunları, en sevdikleri eşcinsel çıksın mı; çıksııın; homofobiden kafayı yesinler mi; yesinleeer! Amin!
24
Eşcinsel onurumuzu; dürüstlüğümüzden, açık ve net oluşumuzdan, doğallığımızdan, iki yüzlü olmayışımızdan, eşcinselligimizle barışık oluşumuzdan, eşcinselliğimizi sevmemizden, eşcinselliğimizden asla utanmamamızdan, eşcinselligimizin arkasında durmamızdan, eşcinselliğimizden % 100 emin olup asla şüphe duymamamızdan, aklımızdan ve fikrimizden, hayatın ve doğanın renklerinden ve gerçeklerinden, biricikliğimizden, eşitlik ve özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından, bilimden, varoluşumuzdan ve asla yok olmayacağımızdan alıyoruz! Var mı itirazınız?
25
Eşcinsel hakları, insan haklarıdır arkadaşlar; bilmiyorsanız öğrenin. Çünkü bir insanın insan olmasını belirleyen cinsel yönelimiyse eğer-yani bir eşcinsel size göre insan değilse, o zaman bir eşcinsel olarak bana göre de heteroseksüeller insan değildir!!! Anlayabiliyor musunuz? İnsan haklarını çıkarınıza göre veya sadece dilde belirleyemezsiniz. Lafa geldi mi herkesin cinsel tercihi kendine demesini çok iyi biliyorsunuz maşallah ama eşcinsellere yapılan ayrımcılıklara karşı kılınız kıpırdamıyor. Siz kendinizi insandan mı sayıyorsunuz bu kafayla? Bana göre eşcinsellere direkt yapılan ayrımcılıkla, bu ayrımcılığa sessiz kalınması arasında zerre fark yoktur. Ben, kadın haklarından hayvan haklarına kadar tepkimi koyacağım ama ayrımcılığa maruz kalanlar, gidip bana-eşcinselliğime ayrımcılık yapanlarla kanki olacak; yok yaa! Ben böyle bir anlayışa lanet olsun derim. Böyle insanlar konuşmasın benimle. Ben başkaları için boşuna mı bir duruş sergiliyorum o zaman? Ben de başkalarına yapılan ayrımcılık ve kötülükler için bana ne mi diyeyim? Hayır diyemem. Her türlü ayrımcılığın karşısında duracağım ama durmayanlara karşı da duracağımdan emin olabilirsiniz. Nokta! Kartları tekrar açalım isterseniz, ne dersiniz? Ak g*t, kara g*t belli olsun yani!
Bana günah, namus, ahlak gibi geleneksel kavramlar üzerinden gelmeyin; insan hakları ve bilimsel gerçeklerle gelin!
Varoluşunuz veya egolarınız için insanlı-ğınızı bir kenara bırakmayın!
Halil "kendine bir sözün var mı?" deselerdi eğer; "Halil sen kime ne anlatıyorsun?" derdim. Bulunduğum ortamlarda eşitlikçi, yapıcı, faydacı vesaire olmaya çalışıyorum, kimse üzülmesin diye kendimi yoruyorum ama bakıyorum ki insanlar o kadar duyarsızlar ki; onların tek derdi içgüdülerine uygun olarak yaşamak! Mesela hayvanlara da çok verici oluyorum; canımı yakıyorlar hayvan diyorum, daha iyi yaşasınlar diye kendimi zora sokuyorum ama onlar hayvan. Peki ya insanlar..? Bir farkı olması gerekmez mi? Bencillikle mutlu olunabiliyor mu gerçekten? Yoksa benimki enayilik mi?
BEN LGBTİQ DEĞİLİM, AÇIKÇA EŞCİNSEL-İ*NE, T*PUM!
Son yıllarda cinsel yönelimi farklı olanlar veya cinsel kimlik babında kendilerini heteroseksüellikten farklı tanımlayanlar, daha kapsayıcı olduğu için LGBTİQ kelimesini kullanıyorlar. Bir kere biseksüellik, panseksüellik, aseksüellik, cart-curt binbir çeşit ifade ve tanımlama kelimelerinden önce lezbiyenliği veya tansseksüelliği de bir kenara bırakın, erkek egemen bir dünyayı en çok rahatsız eden eşcinselliğe karşı bir nefret ve ayrımcı durum olan homofobi varken ve bu sorun halledilmeden, diğer ifade ve tanımlama kimliklerinin eşitlik ve özgürlüğe kavuşmaları söz konusu olamaz. Çünkü biz hala erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz ve bu dünyayı hala rahatsız eden bir makat meselesi varken, ve bu durum halledilmeden hiçbir sorun halledilemez. Siz homofobiyi bitirin, bakınız lezbiyenlik, transesküellik ve biseksüellik bile kimsenin umrunda olmaz. Hala bile daha çok umrunda değil zaten kimsenin. Çünkü erkek egemen toplumun çıban başı eşcinsellik olarak görülüyor. Ne zaman gerçek anlamda demokrasiye kavuşulur, o zaman queer gibi kapsayıcı bir mücadele verilir. Eşcinselliğe karşı nefret öyle LGBTİQ kavramı altında halledilebilecek bir durum değil ki. Çünkü özellikle geleneksel toplumlarda LGBTİ denilince eşcinsellikten çok Batı yayılmacılığı falan algılanıyor. Bu hem eşcinselliğin görmezlikten gelinmesine sebep oluyor, hem de homofobiyi ikiye katlıyor; çünkü bu şekilde eşcinselliğe her türlü olumsuzluğun yüklenme fırsatı doğuyor. Mesela ülkemizde eşcinsellik artık terörizm ve Batı dayatmacılığıyla veya onlara göre Batı "ahlaksızlığıyla" aynı anlama geliyor. Eşcinsel nefreti LGBTİQ kavramıyla çözmeye çalışmak, bana başı kuma gömülmüş deve kuşu gibi veya kendini heteroseksizme yamamaya çalışanların bu kelimeyi gözlük olarak takıp hayata pembe bakmaları gibi geliyor. Bu düşüncelerim bir X kuşağı bağnazlığı falan olamaz, hayata ve olaylara gerçekçi bakmakla alakalı. Eşcinselliğin görünürlüğü ve açıkça ifade edilişi, X Kuşağı'nın bu düşüncesiyle olmadı mı? Eşcinsel haklarının temeli, özellikle geleneksel toplumlarda bu kuşakla 90'larda vücut bulmadı mı? 30 sene geçti ama yeni kuşaklar pek üzerine bir şey koymamış olmalı ki, son 10 yılda eşcinseller üzerindeki baskı iyice arttığı gibi, artık homofobikler nefret kusmak için sokaklara dökülmeye, eylem yapmaya başladılar. O yüzden ben LGBTİQ değilim, açıkça eşcinsel, *bne, t*pum!
"Benim için aşk cinselliktir mesela. Cinsellik olmadan aşk olmaz. Cinsellik varsa aşk vardır, yoksa yoktur”
İlhan Şeşen
ARTIK sağlığımı ve huzurumu korumak gibi ciddi bir gerekçem olduğu için, insanları çekmemek gibi bir lüksüm var!
Türkiye'deki milliyetçiliği asla anlamlandıramamışımdır. Çünkü Türkiye her bir kesimi milyonlarla ifade edilen azınlık denilen farklılık-zenginlikten oluşmaktadır. Şimdi milyonlarla ifade edilen Kürtleri, Çerkesleri, Arapları, Arnavutları, Boşnakları, Gürcüleri, Azerileri, Pomakları, Zazaları, Lazları, Farsları, Romanları, ve milyonlarla ifade edilmeyen 72 milletten insanı düşünürsek, hatta bu coğrafyada geçmişte kimlerin yaşadığını ve onlarla hibrit bir kimlik oluştuğunu düşünürsek, acaba saf bir Türk ırkı var mıdır diye insanın sorası geliyor. Şöyle görüntüye baktığımız zaman bile bir Türk profili çizemiyoruz. Bu kadar zengin bir etnik yapıdaki kuvvetli milliyetçiliği aidiyet duygusuyla açıklayabilir miyiz? Türkiye'de ortak bir Türk geninden çok, Türk kültüründen bahsedebiliriz ancak. Ama kültürel anlamda bile o kadar farklılıklar varki bu coğrafyada... Buradan da milliyetçilik çıkartılmasın ama ben Türk etnisitesi veya net bir bir Türk kültürü olarak Yörük kültürünü görüyorum daha çok...
26
Şehir içinde hız limitini aşarak hayvanların ölmesine sebep olan insanlar; umarım bunun bedelini kendi canınızla ödersiniz!
Şiddet uygulayan, cinayet işleyen, savaşlar çıkaran vicdansız, acımasız ve saldırgan insanlar; düpedüz ruh hastasıdırlar!
Sözlü veya fiziksel saldırgan insanlara verilebilecek en güzel cevap, insanların saldırgan insanlarla konuşmayıp onları yalnızlığa mahkum etmesi olabilir ama ne yazık ki bu insanların yaptıkları normalmiş gibi, herkes saldırgan insanlarla iletişim kurmaya devam ediyor. Mesela ben bir kadına sözlü saldırıda bulunan kişiyle ve de onunla konuşanlarla iletişimimi kesiyorum ve de hatta o ortamla bağımı kesiyorum ama ne oluyor biliyor musunuz; o savunduğum kadın, gidiyor bana homofobik davranan bir adamla sosyalleşiyor. Gerçekten çok yazık! Ne diyeyim ki ben size? Nasıl bir dünya bu dünya? Cehennemi uzaklarda aramayın; cehennem; bencillik, çıkar ve ikiyüzlülüktür ve bu dünyada bu söylediklerim fazlasıyla mevcut!
Erkek, kızı motora atmış, ara sokakta son gaz gidiyorlar ve o anda karşılarına bir kedi çıkıyor ve ben bağırarak kazayı önlüyorum. Kızın tepkisi aynen şu; "ay çok korktum"; senin kimin arkasına bindiğinden korkman gerekmiyor mu? Kafanda kaskın yok ve bu kişiyle kaza yapma riski % 100. Erkek yoluna niyazi olacağının farkında bile değil. Anlayamadığım ise, erkeklerin kadınlara hep bir güç gösterisinde bulunma hazzı. Varsa zekanızı gösterin; altı üstü herkeste bulunan bir kas parçası. Ve güce, kasa hayran kadınların olması ne hazin bir gerçek!
Eşcinsel yazar Ahmet Tulgar geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Evet eşcinseldi. Ve bunun belirtilmesi gerekiyor. Eşcinseller yaşarken yok sayılıyorlar, bari ölürken eşcinsellikleri yok sayılmasın! Biz eşcinseller eşcinsel olarak yaşamak ve de eşcinsel olarak gömülmek istiyoruz! Heteroseksüel erkeler cinsel yönelimleriyle gurur duyarken, biz eşcinseller eşcinselliğimizden niye utanalım ki?
27
Z KUŞAĞI FARKLI DEDİLER Mİ, CİNLER TEPEME ÇIKIYOR!
Herkesin çocukluğu, gençliği; X kuşağı kadar keyifli miydi acaba? Şeker Kız Kendi, Çarli'nin Melekleri, Dallas, Küçük Ev, Televizyon, 45'lik plaklar, Eurovision, renkli TV'ye geçiş, radyo, TRT FM, "yabancı müzik", Michael Jackson, Madonna, Modern Talking, Amerika listeleri, Dünya listeleri vs, tost, dondurma, gazoz, çeyrek ekmek arası köfte, buzun bile parayla satıldığı yıllar, artist fotoğraflı sakızlar, resimli kibrit kutuları, 7 Gün, Hey, Gong, Tele Magazin, Ses ve Blue Jean dergileri, kaset, CD ve oradan internet, cep telefonları, akıllı telefonlar... Sonra kalkıyorlar, Z kuşağı farklı diyorlar... İnterneti çok iyi kullanıyorlarmış da... Marifete bak! Biz ne kullanıyoruz; daktilo mu kullanıyoruz; keşke interneti ve akıllı telefonları sadece sosyal medya için değil de, bizim kuşak gibi okumak yazmak, bilgi için kullansalar... Bana Z kuşağı çok vasat geliyor. Hiçbir şey bilmiyorlar. Sanattan kültürden çok uzaklar. Rap'i bile müzik sanıyorlar... Eskiden, eski kuşaklar gündemden geri kalıyormuş ama X kuşağı her zaman kendini güncelleyen bir kuşak... Spordan sanata, aktivizmden sosyal yaşama her yerde hala X kuşağı var! Günümüzün temellerini atanın ve devam ettirenin X kuşağı olduğu unutulmasın. Eskiden kuşak çatışması oluyormuş; şimdi niye yok; çünkü X kuşağı; çocukları, hatta torunlarıyla arkadaş gibiler! Eski kuşaklar belli bir yaştan sonra kalıplara uygun bir yaşam sürüyorlarmış ama X kuşağı hala genç! Mesela ben tenis ve badminton oynamaya gidiyorum; kortlar 50 yaş civarı kadın ve erkekten geçilmiyor ve istikrarlılar ve de gençlerle birebir mücadele ediyorlar... X kuşağı yaşlanmayan tek kuşak!
Güneşin suya yansıması, güneşin önünden geçin kuşun suya düşen gölgesi ve ufukta kayblması, kuş sesleri eşliğinde ve Sonbahar'ın mavisi ve yeşili eşliğinde gölette yıkanan ve oynaşan sokak köpekleri, İncilipınar'da bir sabah enstantanesi...
Hayvan sevmemek bir ruh hastalığıdır. Gidin tedavi olun! Bu gün gene sokağımızdaki kedi mama ve su kaplarını atmışlar!
Hayvan öldürmek bir canilik, dolayısıyla ruh hastalığıdır; gidin tedavi olun!
Hayvan sevmeyenler benden uzak dursun!
31
Herkes kendine göre haklı veya doğru olabilir ama evrensel doğru tektir. Ben göreceli doğrucuların ve hadsizlerin içinde olamam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder