11 Temmuz 2021 Pazar

9-10-11 Temmuz 2021 facebook paylaşımlarım

 9 Temmuz 2021

Onur Yürüyüşü denilen gösteri, eşcinsellerin eşitlik için ayrımcılığa dikkat çekmek amacıyla yaptığı bir etkinliktir. Türkiye'de en büyük Onur Yürüyüşü İstanbul'da yapılmaktadır. En büyük katılım ise 2012 yılında olmuştur ve 100 bin kişiyi geçmiştir. Muhafazakar iktidar katılımcı sayısının 100 binlere ulaşmasından rahatsız olmuş olmalı ki, 2015'te engellemiştir. 2014 yılında Türkiye'nin belli başlı şehirlerinde de yapılmıştır ve yasak uygulaması 2015 yılında tüm Türkiye'de uygulanmıştır. İktidar eşcinsel onur yürüyüşünden neden rahatsız olmaktadır; çünkü Türkiye cinsiyet eşitliğinin olmadığı erkek egemen cinsiyetçi bir toplumdur ve onlara göre eşcinsellik erkekliği tahdit etmektedir. Eşcinselliğe karşı çıkış sebepleri ise toplum ahlakıdır veya gayri resmi gerekçeleri günah olmasıdır. Yoksa eşinsellerin kimseye zararı yoktur. Tek istekleri insanca yaşamak, ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmamak, nefret cinyetine kurban gitmemektir. Homofobide-eşcinsel karşıtlığında sadece iktidarı suçlu buursak, resmin tamamını yok saymış oluruz. Bunun suçlusu iktidarla aynı zihniyette olan tüm toplumdur. Eğer insanlara yapılan ayrımcılığa toplum sessiz kalıyorsa, asıl suç sessiz kalmaktır. Tüm ülke Onur Yürüyüşü'ne katılsa, kim karşı çıkabilir ki? Tüm ülke Onur Yürüyüşü'ne katılsa, zaten demokratik bir ülke olurduk. 21. yüzyılda dogmatik inançlara dayanarak ortaçağ nefretini hayata geçirmek bana akıl dışı, insanlık dışı geliyor.

BUNUN ADI TOPLUM AHLAKINI VEYA TOPLUM DÜZENİNİ KORUMAK FALAN DEĞLDİR!

Şu hayatta orantısız güç kullanmak kadar utanç verici bir şey yoktur. Üzerlerinde 1.5 metre bezden başka bir şey olmayan insanlara, eli silahlı insanların yaptıkları...

10 Temmuz 2021

Homofobinin en büyük sebeplerinden biri de kıskançlık. Çünkü heteroseksüeller de eşcinseller gibi özgür bir hayat yaşamak istiyorlar ama heteroseksist kültürün baskısı altında açıkta bir şey yapamıyorlar; özlemlerini ya bastırıyorlar, ya da gizli yaşıyorlar. Sonra da cinsiyetçi ve ahlakçı kültürleriyle ters düşen özlemlerini veya gizli hayatlarını örtbas etmek için eşcinselleri nefrete hedef gösteriyorlar. Yoksa eşcinseller, heteroseksüellerin niye umurlarında olsun ki; çünkü olayları o kadar ince düşünecek bir bilinçleri yok ki; yani sorumluluk, duyarlılık, olayları-durumları araştırıp doğruyu yanlışı düşünebilecek bir kapasiteleri-donanımları yok ki... Yobazın  biri eşcinsellik aleyhinde bir şey söylüyor, sonra da hepsi robot gibi hurraaa, galeyana geliyorlar! Şimdi biri bana şu şey ahlaksızlık dese, ben önce ahlak nedir, ahlaksızlık nedir bir öğrenirim. Sen cinsellik yaşarken mutlu olacaksın, öteki yaşarken ahlaksızlık mı olacak? Gerçek ahlaksızlık haksızlık yapmaktır, baskı yapmaktır, vesaire. Bilmem anlatabildim mi? Bana cahil cahil Ortaçağ kafasıyla GÜNAH diye gelmeyin. Bi' güncelleyin artık kendinizi!

İnsan Üniversite mezunu diyince, aklına bilgili kültürlü, aydın, geniş görüşlü, özgürlükçü, eşitlikçi vesaire bireyler bekliyor. Ama onlar da ders kitapları dışında bir şey okumamış, hatta onları bile layığıyla özümsememiş, sadece meslek için üniversite okumuş, dogmatik, cinsiyetçi, homofobik, ayrımcı, ırkçı bireylerle karşılaşabiliyor. Üniversite denilen şey, sadece diploma olmamalı. Üniversiteli denilince benim aklıma araştırmacı, yaratıcı kimlikler geiyor oysa ama hiç de öyle bir durum söz konusu değil ne yazık ki... O yüzden bilim insanı falan çıkmıyor ya bizden.

Üniversite mezunu bir insan, bir şey için "Tanrı bilir" veya "Tanrı'nın izniyle" veya "Tanrı'nın hikmeti" gibi şeyler derse, hiç okumasa daha iyiymiş derim. Hava durumunu bile meteoroloji biliyor çünkü! Yukarıya havale etmemize gerek olmayacak şekilde bilimsel gerçekler var artık...

Bir ülkenin modern, demokratik, insani anlamda gelişmiş olmasını belirleyen tek şey eğitim sistemidir.

Ben Denizli'de yaşıyorum. Pamukkale Üniversitesi'nin içinde kocammaaan, devasa bir camii var. Yani küçücük bile bir kütüphane yok üniversite bitişiğinde. Sonra Bağbaşı'ndaki TEV Lisesi'nin spor salonuna badminton oynamaya gidiyoruz; Lisenin içinde erkek ve kızların ayrı ayrı abdest yerleri, namaz kılınan yerlere ne deniyorsa, işte öyle küçük cami odaları var. Bunlar ne demek oluyor; bilim yuvasında çocuklara, gençlere dini empoze etmek. Altı çizilmesi gereken de, o okullardaki en üst mercideki yönetici konumundaki görevlilerin, dekanların falan din eksenli olmaları, okullardaki faaliyetlerin bu eksende belirlenmesi. Yani özgürlük falan olmuyor. Mesela bir eşcinsel haklaırnı savunacak kuluplere falan izin verilmiyor veya kadın haklarını... Toplumsal cinsiyet dersinde eşcinsellik es geçiliyormuş mesela. Açıköğretim bile bu konuda çok özgürlükçü. Çünkü sınavlarda eşcinsellik ile ilgili sorular falan soruluyor.

AKP'liler, AKP'ye oy verenler sayfamdan gitsin, işim olmaz onlarla!

Gözleri kör, kulakları sağır, dilleri samıt olanlar; iktidarın polislerinin eşcinsellere davranışlarının videolarını izleyin! 

Bir polisin bir vatandaşa YAVŞAK deme hakkı var mıdır? Ama diyor!

Eşcinsellerin yürüyüşü için, cinsel özürlülerin yürüyüşüne müdahale ediyoruz demiş bir kişi. Özürlülük nerdedir, kimdedir gerçekten? Tabi cahile ne anlatsan boş! Eşcinseller doğanın elle tutulur, gözle görülür bir gerçeğidir ve milyonlarca eşcinsel yanılıyor olamaz. Ama din gibi dogmatik inançlara göre yapılan ahlakçılığın, günahçılığın hiçbir aslı astarı yoktur. CUMHURİYET GZETESİ'NİN HABERİ!

Yaa aslında istiyorum ki bilime inanmayıp dogmatik olanlar da gitsin sayfamdan!

Ben hiç kimsenin sayfasına girip de kötü eleştiride bulunmuyorum. Paylaşımlarımı anlamadan altına cahil cahil yorumda bulunmayın!

GELECEĞİNİ BİLİMDE DEĞİL DE TEKKELERDE GÖRENLERİN SONU ÖMÜR BOYU KARANLIKTIR!

Yanlış anlaşılmasın ben çok akıllı, çok zeki biri falan değilim, ortalama bir insanım ve dolayısıyla kimseyi de kapasitesinden, yapısından dolayı küçümsemiyorum ama gerçekten cahil kalmakta ısrar eden ve cahilliği savunanlara tahammülüm yok.

AKP DÖNEMİ SANAT YASAKLARI!

Muhafazakar iktidar döneminde sanat adına bunları da gördük. Benim çocukluğum TRT 3, diğer adıyla TRT FM dinleyerek geçti. Yani yabancı pop müzik, rock müzik, caz, vesaire. Google'dan tarama yaparak o dönemin başbakan yardımcı Bülent Arınç'ın TRT 3'te dinlenmiyor diye klasik, caz ve rock müziğin kaldırıldığına dair 23/11/2011 Hürriyet Gazetesi haberinin üzerinden 10 sene geçmiş. Evet bu ülkede Batı müziği devlet radyosundan kaldırılmış, bir anlamda yasaklanmıştır. Eurovision'dan da eşcinsellerin yarışması diye çekilinmiştir ve seneye Eurovision'a katılmayalı tam 10 sene olacak. Balede dansçıların tayt giymelerinin yasaklandığına dair haber ise 01/10/2014 Hürriyet Gazetesi. 14 temmuz 2014 tarihli haberde Devlet Tiyatorları'nın kapatılıp kapatılmadığı sorgulanıyor. kapatılmadı ama 5 Oıcak 2020'de Devlet Tiyatorlarından 300 kişinin işten atıldığına dair haberler çıktı. Türk televizyonlarında Huysuz Virjin başta olmak üzere bir çok eşcinsel sanatçıya yasağın uygulandığı yıl ise 2017. Ve virüs sakgını bahanesiyle artık gece saat  12'ye kadar müzik çalınabilecek. 2006 yılında Kars'ta heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "ucube" dediği "İnsanlık Anıtı"nın yıkıldığını da unutmadık. Sadece Onur Yürüyüşleir değil, eşcinsel film günleir de yasaklandı bu ülkede. Yıl 2017.

AKP döneminde sanata resmen darbe indirildi. Suçlusu AKP değil ki, sanatla zerre kadar alakası olmayan toplum! Hanginiz sesinizi çıkardınız; haberiniz bile olmadı değil mi?

11 Temmuz 2021

Demokratik bir toplum ancak; bireyler en başta kendilerine dürüst, saygılı, sorumlu vesaire oldukları zaman olabiliriz. Mesela tenis kortunda futbol oynamanın korta zarar vereceğini insanlara anlatamıyoruz. Mesela bugün iki kadın küçücük çocukların anlaşmazlığı yüzünden saç saça kavga ettiler. Utandım, çok utandım; kadınlık bu ise, kadınlık da olmasın gerçekten. Dün hastanede sıra bekliyorum; test etmek için kapının önünde beklememe rağmen, 20 kişi benden önce içeriye girdi. Bir tanesi de sırada sen mi varsın demedi. Yuuuuh! Mesela dün gene, hadi yayalar kırmızı ışıkta durmuyor, araçlar niye durmuyor peki? İnsanlar yalancı, insanlar çıkarcı, vesaire... Ben zannediyordum ki, tiroidimden dolayı ilaç kulanınca öfkemi kontrol altına alabildim... Hayır, sadece kendimi insanlardan soyutladığım ve cahilce hareketlerle karşılaşmadığım için sinirlenmemişim. Yoksa iki gündür gene sinirlendim ve sol elim gene uyuşmaya başladı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder