Benim kuşağımın, 80'lerin en starı Victoria Principle - Pamela idi. Bunu gerçeği hiçbir değiştiremez. Çünkü Dallas bizim için bir devrimdi. O günden sonra hiçbir şey benim için Dallas'ı sollayamadı. TV, ekran, dizi, film diyince hep ve ilk aklıma Dallas gelir...
80'ler ülkemizde değişim rüzgarlarının estiği yıllardı. 80 ihtilalinden sonra Özal Başbakan olmuştu ve ilk oyum da Özal'adır. O döneme kadar kıtlık vardı ama ondan sonra biz tüketim toplumu olmaya başlamıştık. Bülent Ersoy ameliyatla transseksüel olmuş, Evren'in sahne yasağı koyduğu Ersoy, Özal'ın emriyle tekrar sanat hayatına dönmüş, bu değişim rüzgarları radyolların ve televizyonların özelleşmesinin de kapılarını açmıştır. İşte Dallas'ın özgürlükçü yaşam tarzı bu yıllarda sirayet etmiştir hayatımıza. O dönemin insanı olup da, Dallas'ı; Pam'i, Lucy'yi, Sue Ellen'i bilmeyen yoktur. Bu sadece bir dizi veya sanatçı hayranlığından çok ötedir; değişimin, özgürlüğün vücut bulmuş halidir.
DEĞİŞİMİN, GELİŞİMİN VE ÖZGÜRLÜĞÜN ADI X KUŞAĞIDIR!
X kuşağı, 65 - 80 yılları arasında doğan jenerasyonu kapsamaktadır. En büyük özellikleri; güçlü olmaları, çalışmayı keyifli hale dönüştürmeleri, kendi kendilerine yetebilmeleri, değişime ve teknolojiye uyum sağlamaları, bilgisayar ekonomisinin oluşmasında etkili olmalarıdır. Bütün bunlara rağmen toplumsal yaşama karşı duyarlılığı elden bırakmamışlardır. Hayalleri büyüktü bizim kuşağın ama muhafazakar iktidar, değişimin-gelişimin önüne set oluşturmuştur. Bizim jenerasyonla birlikte eşcinsellik görünür olmuş, örgütlenmiş, eşcinsellik topluma bir şekilde kabul ettirilmiştir ama 2020 Türkiye'sinde eşcinsel etkinlikler yasaklıdır, suçmuş gibi cezakandırılmaktadır, eşcinselliğe din üzerinden karşıtlık yapılmaktadır. Ama şu da bilinsin ki, asla vazgeçmeyeceğiz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder