22 Eylül 2020 Salı

17 Eylül 2020 facebook notlarım

SABAH TERAPİSİ; OH BE, RAHATLIYIVERDİM!

Egemen güçler her türlü ayrıştırmayı, ayrımcılığı, kutuplaştırmayı, acımasızlığı yapacak ama ötekileştirenler onların seviyesine inmemek için hala insanca mı davranacak? Anlasalar ve de insanlığı öğrenseler, elbette insanca davranılır ama insanlıktan anlamayanlara insanca davranırsanız, sizi salak yerine koyup, bu insanlığınızla, onların insanlık dışılığını onayladığınızı zannederler. O yüzden hadsize acımadan haddini bildireceksin. Çünkü insanlıktan anlamayanların lisanı, insanlık dışı olmaktan geçer. O yüzden seni kutuplaştıranları, sen de hiç acımadan kutuplaştıracaksın. Evet benim canım çok yandı ve yüreğim insan türüne karşı artık taş kesildi. O yüzden mezalimlerin canı yanarken ben hiçbir şey hissetmiyorum acıma duygusu olarak, beter olsunlar diyorum. Bana cinsel yönelimim yüzünden ayrımcılık yapanlara, dışlayanlara, şiddet uygulayanlara karşı hani o manevi değeri yüksek bulduğunuz insanlar var ya, işte onların başına her gelen kötü bir şey, bir nebze olsun yüreğimi ferahlatıyor. Benim doğuştan getirdiğim özelliklerime, cahilliklerinden de olsa, çünkü kurtulmak isteseler kurtulabilirler cahilliklerinden, manevi değerlerine sığınarak kötü diyen insanların, yaşına mertebesine bakmadan başlarına gelen her şeyi, hak ettiklerine inanıyorum ve zerre üzülmüyorum. Sevinmiyorum da, çünkü o tür insanlar başlarına gelen kötü şeylere sevinilmeyi bile hak etmiyorlar. Anlayacağınız, o kadar düşük değerdeler gözümde. Çok denedim insanlara insanca yaklaşmayı; ne zaman insanca yaklaşsam, canımı daha bir acıttılar çünkü. O yüzden bilimsellikten uzak insanlara diyeceğim o ki, ne haliniz varsa görün. Mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum zaten onlardan. Evet, cahillerle sosyalleşeceğine, mağarada yaşa daha iyi. Çünkü senden öğrenecekleri bile bir şey yoktur onların. Kediler bile zamanla senin dilinden anlamaya başlıyorlar ama bazı insan türü aynı lisansı konuşmanıza rağmen anlamak istemiyor. Ben onların gözünde ne kadar ötekiysem, cahil insnalar da benim gözümde öteki bile değil, hiçbir değeri olmayan cansız madde gibi şeyler. Benim insanlık anlayışım bilim, sanat, spor, okumak öğrenmek, Atatürk, vesairedir...

Hani bazı durumlarda o acıdığınız yaşını başını almış insanlar var ya, eğer özgürlük karştı ve ahlakçıysalar, sizi hiç acımadna ipe götürürler! O yüzden kime ve neye acıdığınıza dikkat edin. Bana göre özgürlük karşıtları ve ahlakçılar, temizlenmesi gereken birer haşeredirler! Fıs, fıs, fıs..!

YAPARSINIZ KIZLAR, SİZE İNANIYORUM; SİZLER DAHA ÖNCE KAÇ KERE MUCİZE GERÇEKLEŞTİRDİNİZ! 

Fenerbahçe - Eczacıbaşı derbisi bu yarın - Cuma saat 14:00'da ve TRT 2'den canlı yayınlanacak. Fenerbahçe'nin şu Boskovic'li Eczacıbaşı'na haddini bildirmesini istiyorum yarın. Onu yenebilecek güçteyiz aslında. Çünkü dünyanın en iyi orta oyuncusu Eda Erdem, dünyanın en iyi pasörü Naz Aydemir, dünyanın en iyi 4 numara smaçörü Mihajlovic ve süper genç smaçörümüz Melissa bizde. Oysa karşı tarafın tek güvencesi, "tehlike anında camı kırınız Boskovic"!

BAŞARI İÇİN AŞK GEREKİR, GERÇEK BAŞARI PARAYLA SATIN ALINMAZ!

Şu Eczacıbaşı ve Vakıfbank kurum takımları ya, kadın voleybolundan başka spor baranşları da olmadığı için para mok gibi ya, yani istediği oyuncuyu parayı bastırıp alıyorlar ya, mesela Fenerbahçe'nin oyuncularına kancayı taktıkları gibi, Fenerbahçe'nin 3 yıl önce şampiyon olduğu kadrosunu darmadağın etti bu iki kulüp; Kim'den Natalia Pereira'ya, Ezgi'den Meilha ve Şeyma'ya, Ergül'e kadar... Ne oldu; hiçbirinin hayırını görmediler. Kim'e yıllığına 2.5 milyon Euro ödemişlerdi, Kim çoğu zaman yedekte bekledi. Oysa Kim, FB'de kalsaydı, FB'ye para için ihanet etmeseydi, şu anda efsane olarak anılacaktı. 6 yıl FB'de oynamasına rağmen hiç adı anılıyor mu; çünkü ihanet etti FB'ye. Kim yüzünden, Eczacıbaşı yüzünden. Dünyanın en iyi kadrosunu kurdukları yıl ne oldu; hiçbir dereceye giremediler bile Eczacılar. Çünkü başarı için aşk gerekir. Tıpkı FB aşkı gibi. FB'nin bir çok oyuncusu zaten FB'lidir. Eda Erdem'in FB'deki başarısı da, FB aşkındandır...

Halil Sezai'yi yerden yere vuranlar buyurun! İnsanları çileden çıkaracaksınız, sonra da neden böyle yaptı diyeceksiniz. Halil Sezai'ye kadar, gidin karılarını doğrayan erkekleri linç edin. Tabi onlar prim yapmaz değil mi? Dün ne demiştim; Halil Sezai'nin yanındayım; HAKLI ÇIKTIM! Ne demiştim; adalet var, kim suçluysa cezasını çeker; Halil Sezai sanatçı diye serbest bırakmamışlardır herhalde. Daha o adamı hapse atarlarsa şaşırmam.

Halil Sezai'nin dövdüğü adam kelime-i şahadet falan getirmiş ya öleceğim diye, tam halkımızın seveceği provakatif sözler. Millet coşuverdi birden Halil Sezai'yi linç etmek için. Adam Halil Sezai'ye yaptıklarından dolayı daha bir de hapise girsin de, Halil Sezai'ye tepki gösterenler ağzlarının payını alsın!

Bazı insanlar şiddetli tepki gösteriyorsa, bilin ki sabır bardağı taşmış olabilir. Kendimden örnek vereyim. Biz eşcinsellerin işi öyle o kadar kolay değildir. Az veya çok, öyle veya böyle rahatsız edilirsiniz; kendi mülkünüzde bile. Şu anda yaşadığım mahalleye taşındığımda da saçma sapan davranışlarla karşılaşmadım değil. Ulan karşı apartmanın kapıcısı bile sözlü saldırıda bulunmuştu. Karşı apartmanın birinci katındaki şahıs ise akrabalarımı dahi niye giriyorsunuz Halil'in yanına diye sorguya çekmişti. İki oğlu da ibne olan bir adam sürekli etrafındakilere beni işaret ediyordu top diye. Çok da ayrıntılara girmek istemiyorum. Sabrettikçe üzerime gelmeye başladılar. E çatladı sonra tabi sabır taşım ve evren ne verdiyse... Ve kavgacı tarafımı görünce şimdi babam yaşındaki adamlar bana Halil abi diyor! Çünkü beni rahatsız edenleri malzemelerle mahallede kovaladığma şahit oldular. Benden rahatsız olanlar mahalleden taşınmaya falan başladı. Ne demek kedilerime falan müdahale etmek yaaa... 

Hiç unutmuyorum anam ölüm döşeğindeyken elektrikler kesilince oksijensiz kalmıştı devletin verdiği yedek okijen düzeneği arızalı çıkınca (Çünkü solunum yetmezliğinden cihaza bağlı yaşadı 45 gün). Çağırdığım hastane ekibi oksijen tüpünü evde bağlamak yerine, anamı hastaneye götürmeye çalışmıştı. O yağan yağmurda ve fırtınada, ağaçların yolları kapattığı, cereyanın kesildiği bir gecede hastaneye varıncaya kadar elektrikler gelecekti zaten. Kadının zaten indirip bindirilecek bir bedeni kalmamıştı yatak yarasından. Vermedim anamı doktorlara. Polisleri çağırdılar, polislerle de kavga ettim ve attım dışarıya  onları da. Bütün mahalleli bizim eve toplanmıştı. Onları da çıkarmıştım dışarıya. Herkesi dışarı çıkardıktan sonra kapıyı kapatıp kilitleyince derin bir nefes almıştım. Ben ne derdindeydim, insnalar ne derdindeydi. Cereyanlar gelinceye kadar da düzeneği elimle tutup oksijeni sağlamıştım ve cereyan gelmişti zaten. Neden anlattım; delirdim mi tam deliririm. Ben öyle başkaları gibi haksızlığa sessiz kalamam. Yani insanlar bir süre sonra tanır beni; o sessiz yapımın arkasında deli birinin yattığını öğrenirler. Öğrendikten sonra da kimse bulaşmaz bana. Eğer psikolojik olarak öfkemi kontrol edebilme yeteneğim olmasaydı, oooo, kimbilir kaç yıllarca hapis cezası alırdım... Elime aldığım cisimleri insanların kafasına indirmek üzereyken kendimi tuttuğum anlar çok oldu. Nereye bağlayacağım; herkes öfkesini kontrol edemeyebilir ve bir kaza çıkabilir.

Astrolojide demişti ki, kaybettiğin bir şeyi geri gelecek. Bugün resmi devlet kurumundan aradılar. Süreç uzun sürebilir, bekle, hızlandırmak için elimizden geleni yapacağız, devlet olarak vatandaşlarımızın yanındayız dediler.

Eğer kaybettiğim maddiyat geri gelirse, kedilerim yaşadı demektir. Çünkü o benden çıkacakmış ki, bana bir faydası olmaz artık!

YALLAH, TRANSFOBİK DENİZ AKKAYA!

Dün Selin Ciğerci, Deniz Akkaya'nın cahilce transfobisine maruz kalmış. İrrite oluyorum şu kadına. Bir de LGBTİ dostuyum diye geçiniyor ya, hele bir de bazı eşcinseller yalakalık yapıyor ya ona eşcinsel dostu diye. Selin Ciğerci taşıyıcı anne yoluyla çocuk sahibi olmak istediğini söylemiş. Garibim Türkiye'de bunun yasal olup olmadığını bilmeden konuşmuş işte. Deniz Akkaya mahkemeye verecekmiş Selin Ciğerci'yi bu yüzden. Ortada bir fiiliyat yok, sırf söylem üzerinden köpürüyor Deniz Akkaya. Bu devletin yargısı, mahklemesi yok mu; magazin figürlerine mi kalmış adalet? 

EVET BEN DE EŞCİNSELLERİN EVLENMESİNİ VE TAŞIYICI ANNE YOLUYLA ÇOCUK SAHİBİ OLUNMASINI SAVUNUYORUM. BUYRUN BENİ DE MAHKEMEYE VERİN! İNSANLAR DÜŞÜNCELERİNİ DE Mİ İFADE EDEMEYECEK?

Eşcinsellerin evlenmesini ve taşıyıcı anne yoluyla çocuk sahibi olmasını savunuyorum; mahkemeye vermek isteyen verebilir!

Yemin ediyorum, bir eşcinsel olarak ailelerin ve kadınlarn % 100'ünden bile daha iyi çocuk yetiştirebilirim. Çünkü insan metabolizması konusunda bilimsel bilgiye sahibim ve acil durumlarda müdahale edebilecek bir donanımım var. Sosyal anlamdaysa, zaten mükemmel olarak yetiştirirdim. Benim kedilerime bile nasıl baktığımı görseniz, ne demek istediğimi o zaman anlardınız! Hani o eşcinsellerin çocuk sahibi olmasına karşı çıkanlar var ya; sizin ne özelliğiniz var da eşcinsellerden daha iyi çocuk yetiştireceksinzi ki? Cahil cahil konuşuyorlar işte. Çocuk yetiştirmek, doğurup süt vermek demek değildir. Öyle olsaydı, şu anda Doğu'ya değil, Batı'ya, uzaya giderdik! Etrafınızdaki insanlara bakarsanız, nasıl çocuk yetiştirildiğini görürsünüz! Benim kedilerim daha disiplinli, daha insancıl ve sevgi dolu valla!

Tanıdığım bir adam var ve iki yaşında da çocuğu var. Karısından boşanıp, çocuğu benim yetiştirmemi istiyor. Çünkü kadın çocuğu yakmış, üzerine bir şey dökülerek. Diyor ki bana adam, Halil sen kedilere bile ne kadar iyi bakıyorsun, nasıl saygı duyuyorsun onlara, benim çocuğa kimbilir nasıl bakardın!

Bana gelenler diyor ki, Halil kedileri dışarı çıkarır mısın? Kapıyı gösteriyorum; gidin ve bir daha gelmeyin!

Gerçekten dünyadaki bütün insanlar, sadece insan türü ama kedilerim benim ailem ve herkesten üstün ve değerli!

Kedilerim benim koruyucu melekeleirm. 2 yıldır kedi sayısı 30 civarında olunca kimse gelmemeye başladı. Rahatlıyıverdim!

Geçen gece bizim mahalleye kirpi gelmiş. Benim kediler etrafında koşuyorlar ama korkuyorlar da. Sonra ilgilenmediler zaten.

Hepsinden vazgeçtim; benim için Türkiye'yi Batı'ya taşıyabilecek tek isim Canan Kaftancıoğlu'dur. Bu ülkeye eşcinsel haklarını da ancak Kaftancıoğlu getirebilir. Biliyorum çünkü! O yüzden diyeceğim o ki, onu destekleyelim!

Gizli eşcinseller, açık eşcinsellerle kaşılaşınca, eşcinselliklerinin anlaşılmaması için, kadınlarla maceralarından bahsetmeye başlayınca öyle bir komik oluyorlar ki... Neymiş içeriye bir hatun girmiş de, gözünü almamış da falan, filan... Oysa % 2 milyon eşcinsel! Yazık... Ne kadar ağırdır kimbilir bir ömür boyu heteroseksüel erkek rolü oynamak? Hep mesafe koyuyorlar açık eşcinsellere bu gizli eşcinseller, çünkü eşcinselliklerini hatırlatıyorlar ve onlar yüzünden anlaşılmaktan korkuyorlar... Toplumda kaldırabiliyor elbet bu ikiyüzlülüğü. Bir de zaten evlenip çocuk yapıp boşandılarsa falan, artık erkekliği penise indirgemiş cahil zümre onun eşcinselliğinden şüphelenmeyecektir asla.

Bir arkadaşım vardı... Hala var da biz arkadaş değiliz artık. Önceleri kendini eşcinsel olarak tanımlıyordu ve eşcinselliği hastalık olarak görüyordu. Bunu aşmak için kadınlarla öpüşmeyi falan denemiş. Sonra ben kadınım demeye başladı. Ama kestiremedi bir türlü imkansızlıktan. Uzun yıllardır eşcinsellerden ve eşcinsellikten nefret ediyor. İlişkilerini asla eşcinsel ilişki olarak kabul etmiyor. Özellikle pasif eşcinsellerden çok nefret ediyor. Ve kendisiyle beraber olanların gizli eşcinsel olmasını asla kabul etmiyor. Oysa ona erkeğim diyenlerin çoğu pasif eşcinsel ilişki de yaşıyor. Çünkü bir çoğu zaten ondan maddesel anlamda nemalanmak için beraber oluyor. Ama o, benim sevgililerim var, bana aşıklar diye kendini kandırıyor, onlarla evlenme hayalleri kuruyor, karı-koca rolü yapıyor, fala ilan işte. Bu bir içselleştirilmiş homofobi örneğidir; Yani eşcinselliğiyle barışamamış ve eşcinselliğinden kaçan.

Yobaz gerici gazete Yeni Akit, şimdi de Arabistan'daki Netflix yayınlarına takmış kafayı... Geri zekalılar..!

Gün gelecek din, eşcinselleri ve ateistleri de kabul edecek; çünkü hayatta kalabilmek için buna mecbur!

Din hayatta kalabilmek için eşcinselleri ve ateistleri kabul edecek diye korkmayın; siz buna ne inanacak, ne de bunu göreceksiniz!

Yobaz gerici gazete Yeni Akit'in Arabistan'da Netflix yayınlarının başlamasına attığı başlık: Arab’da fuhuş gösterisi başlıyor!

Bir gün gelecek ki, of yaşamak istemiyorum, içimden gelmiyor mu diyeceğim acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder