6 Ağustos 2020 Perşembe

6 Ağustos 2020 facebook notlarım

FENERBAHÇE DÜŞMANLIĞI Bİ' BİTMEDİ GİTTİ! FB KADAR TAŞ DÜŞSÜN BAŞINIZA!
Bu ülkede güzel olan her şeye bir düşmanlık var; Tıpkı Fenerbahçe'ye olduğu gibi. Fenerbahçe küçük bir SPOR KULÜBÜ mü de harcama limiti GS ve BJK'nin 3'te 1 şeklinde belirleniyor? Sadece futbolda değil, bütün branşlarda uluslararası turnuvalarda Türkiye'yi en çok ve başarılı şekilde temsil eden FB değil mi? 

Neyin saçmalığı bu? Neyin hazımsızlığı? Bu tür kararlar FB'yi asla sarsamaz bile. Çünkü biz FB'liyiz. Çünkü biz spor kulübüyüz, ego kulübü değil!

Herkes Twitter'da güzel kadınların, Murat Dalkılıç'ta ne bulduğunu merak ediyor; hiçbir şey göründüğü gibi değildir!
Kadınlar Murat Dalkılıç'ta ne mi buluyor; aradıklarını bulamıyor, Murat sadece kadın ruhundan çok iyi anlıyor!!!
Murat Dalkılıç: LGBT'leri beni sevsinler diye desteklemiyorum, benim için önemli olan insan!

80'lerin ikinci yarısından sonra, Türkçe Pop sanatçısı Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Nilüfer, Zerrin Özer, Erol Evgin ve Barış Manço vardı sadece. Biz de yabancı pop müzik dinliyorduk...
80'lerde yabancı pop müzik olarak ülkemizde Michael Jackson, Madonna, Cyndi Lauper, George Michael, Modern Talking, Duran Duran..

ÖZÜRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK!
Abdurrahman Dilipak: "Çarpıtıyorlar; Ben kadınlara değil, eşcinsellere fahişe dedim. LBGT diye kendi kendilerine verdikleri bir isim var. Onlar kendilerine “Fahşa”, “Fahişe” yaptıkları işe, “Fuhuş” denmesini istemiyorlar."
1. Bütün eşcinseller fuhuş mu yapıyorlar; 2. Fuhuş yapan kadınlar üzerine alınmasın mı bu lafı; 3. Fuhuşa ortak olan erkeklerin hiç mi suçu yok; 4. Fuhuşa ortak olma potransiyeli olmayan erkek var mıdır; varsa bile aseksüledir?

İnsan kendi mokuna düşman olur mu? Homofobiklerin-eşcinsel karşıtlarınki bu işte. Eşcinselleri de siz doğurdunuz; onlar uzaydan gelmeid ki; doğanın, hayatın, sizin gerçekleriniz kendinize yakıştıramasanız da. Çocuklarınız eşcinsel olduğu için onlara sapık diyeceğinize, kendi cahilliğinize yanın!

Türk tarihinde eşcinsellik hiçbir zaman suç olmadı, muhafazakar iktidar kadar da hiç kimse eşcinselleri nefrete hedef göstermedi.Hadi eşcinselliği suç ilan edin ve idamla cezalandırın istiyorsanız; o dar ağacında sallandıracağınız eşcinsel, sizin çocuğunuz da olabilir. Bizden eşcinsel çıkmaz demeyin; siz nereden biliyorsunuz ailenizdeki kişilerin arka planda ne yaşadığını; benim beraber olduğum erkekler yurtdışından ithal değil ki; sizin kocalarınız, sizin çocuklarınız. Örnek vereyim; komşumuz benden nefret ediyordu eşcinselim diye ama iki oğlu benimle eşcinsel ilişki yaşıyordu, hem de pasif! Ve biliyordum ki, babaları da benimle bir şeyler yaşamak istiyordu ama yaşayamadığı için benden nefret ediyor, herkese benim top olduğumu söylüyordu!

Adam kendisi benimle yatamadığı için, top diye aleyhimde dedikodu yaparken, 2 oğlu benimle pasif ilişki yaşıyordu!

Hani derler ya, yaşadıklarımı anlatsam yer yerinde oynar... Gerçekten hayatımı yazsam olay olur! Belki inanmazsınız bile!

Muhafazakar ve ahlakçı bir toplumda özgür beyinlerin hayatı çok maceralı oluyor; çünkü bastırılmışlıklar beklenmedik sürprizler yaratıyor onlara.

Bir keresinde eşcinsel adamın biri ikimiz ilişki yaşayacağız diye beni arabasına aldı ve araba bilmediğim bir yere doğru yol almaya başladı. Oysa adam karısını becertmek için görtürüyormuş beni. Geri bırakmasını istedim, kabul etmedi. Bir kadınla beraber olmak kendime-eşcinselliğime ihanet olurdu benim için. Araba hızla giderken, arabanın kapısını açtım ve kendimi atarım aşağıya, geri götürmezsen dedim. Ancak öyle ikna oldu!

Eşcinseller, bir eşcinseli şıp diye anlar. Eşcinsel karşıtı homofobikleirn de % 100'ü eşcinseldir. Örnek, paylaşımlarımdakiler!

Corona Virüs'ü aslında hiç kaale almadım ama tedbiri de elden bırakmadım. Bu süreçte de nezle bile olmadım!

Dogmatiklerin anlamadığı ve anlayamayacağı tek şey, 
bazılarının neden sadece bilime inandığı ve bu doğrultuda yaşadığı!

İzmir'deki İstanbul Sözleşmesi eyleminde bir eşcinsel, polislerin saldırısı sonucu nöbet geçiriyor, hastaneye kaldırılan gence, hastanede nöbet geçirdi raporu tutuluyor!

Eşcinsellik gibi hayatın gerçekleri değiştirilemez ama cahillik giderilebilir!

Bir insanı yanlışlarından dolayı eleştirebilirsiniz ama erkek mi kadın mı olduğu belli değil diye aşağılayamazsınız!

Ben erkek veya kadın/gibi olmak zorunda değilim; çünkü cinsiyet kimliğine inanmıyorum!

Murat Övüç'ü erkek mi kadın mı olduğu belli değil diye aşağılamak homofobidir!

Suzi kızım özgürlüğü seçti, dışarıya yavru yaptı ama inşaatlardan yaşama alanı kalmayınca yavrularını eve taşıdı!

GÜZEL CEVAP!
Meral Akşener’e “Evine dön” çağrısı yapan Devlet Bahçeli’ye İYİ Parti'den cevap: “Biz zaten evimizdeyiz… Başkalarının kuyruğuna takılıp, evin yolunu kaybedenler düşünsün!”.
YANLIŞ ANLAŞILMASIN, İYİ Parti İLE FALAN İŞİM OLMAZ, MHP İLE DE!

BLOGLARIMDAKİ HABER VE YAZILARI PAYLAŞMA DURUMUM OLMASAYDI, HİÇBİR SOSYAL MEDYA İLE İŞİM OLMAZDI! ZAMAN KAYBI!

Murat Övüç'e ne ağıza alınmayacak hakaretler... Ondan eksik bir tarafınız kalmadığı gibi, onu solladınız bile!

Olayları kişiselleştirip, bakış açınızı daraltmayın derim. Çünkü düşünceler değişmedikçe, kişiler de değişmez!

8 yıldır tenis ve badminton oynuyorum. 50 yaş fiziksel anlamda gerçekten dönüm noktası. Spor beni bırakmadan, ben onları bırakıyorum. Çünkü ağır spordan eklemlerim ağrımaya başladı... Belki bundan sonra sadece yürüyüş...

Parfüm kullanmıyorum; çünkü kendi ter kokuma bayılıyorum, kokladıkça kendimden geçiyorum!

UNUTMAYIN Kİ, CAHİLLER NE YAPTIĞINI BİLMEZ!

Şimdi herkes Murat Övüç'ün 3.2 milyonluk takipçisinin sıfırlanmasını, barlarda sahneye çıkamayıp para kazanamamasını istiyor; sanki sonrasında halk bilinçlenecek, Murat Övüç gibilere prim vermeyecek, kadın hakları da kazanılacakmış gibi; Murat Övüç de bu toplumun yansımalarından biri, bunu da herkes biliyor. Şimdi herkes opera veya klasik dinlemeyecek, gene Murat Övüç veya Kerimcan Durmaz'larla eğlenecek.HEPİNİZ MURAT ÖVÜÇ'SÜNÜZ, BİLMİYOR MUSUNUZ? Benzer olayları toplumun kendisine değil de sadece Murat Övüç ve benzerlerine bağlarsanız, Kerim gider Murat gelir, Murat gider Selin gelir..!
İstanbul Sözlşemesi yüzünden AKP'de çatlak derinleşiyormuş ve Erdoğan çekilme taratarıymış. Çatlak derinleşsin zaten ayrı mesele de,Türkiye'nin sözleşmeden çekilmesi veya sözleşmeye devam etmesi çok da bir şey değiştirmeyecek ki. Çünkü bu sözleşmenin bildiğim kadarıyla Anayasal bir bağlayıcılığı yokmuş. Konumuz ve derdimiz eğer kadınlara şiddeti önlemekse, İstanbul Sözleşmesi olmadan da yapılabilir bu. Benim üzüldüğüm ve hayıflandığım nokta ne biliyor musunuz; Eşcinselliğin özenilerek olunan bir şey olduğuna ve bu sözleşmeyle eşcinselliğin yagınlaşmasına inanılacak bir cahilliğin olması.Yazık yaa; ülkeyi nasıl zihniyetler yönetiyor...

Eşcinselliğin özenilerek olduğunu düşünmek ve İstanbul Sözleşmesi yüzünden eşcinselliğin yaygınlaşacağına inanmak düpedüz cahillik

1 milyonun üzerinde bir şehirde yaşıyorum ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili benden başka konuşan, düşüne bir kişiyle karşılaşmadım. Bir bardak suda kopartılan fırtınadan vadandaşın haberi bile yok. Olay gericilerle feministler arasında geçiyor gibi sanki!

O çok kadar isterdim ki ülkemin dogmatizmden uzak, bilimsel doğrulara inanan insanlar tarafından yönetilmesini...

Cahil insanlar neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorlar bile ve bu tür kişiler söz sahibi kişiler; çünkü bunlara inana aynı kafadan bir kitle var!

Eşcinseller Türkiye'de neden eşcinsel hakları yok diye hayıflanmasın. Sebep 15-20 milyon eşcinselin susması!

Eşcinseller, eşcinselliği sapıklık ilan eden, eşcinselleri lanetleyen bir partiye oy verirse, o ülkede eşcinsel hakları olmaz!

Bakıyorum da, eşcinselliği benim kadar konuşan hiç kimseyle karşılaşmadım!

TRT, bir polisin eşcinseli dövdüğü sahneyi makaslamış. Polis böyle bir şey yapmaz değil mi? İftira! Ama ben gerçekleri biliyorum!

Eşcinsel olsaydınız, cinsel kimliğinizin arkasında durabilir, açıkça ben eşcinsel diyebilir miydiniz? DİYEMEZDİNİZ? Nerde o döt?

Eşcinselliğinin arkasında durmayan, eşcinselliğini savunmayan eşcinsellerin başına her bi' bok gelir; korkaklıkları nefreti çeker!

DOĞU'YA GİDİLDİKÇE, EŞCİNSELLİK AKTİFLİK OLARAK ZÜHUR EDER!
Eşcinsellikle ilgili bazı bilinmeyen gerçekler...
Cinsel yönelim; kişinin hangi cinse ilgi duyduğu; eşcinsellik(erkek erkeğe-kadın kadına), heteroseksüelllik(erkekle kadın arasındaki).
Biyolojik cinsiyet, yani bedensel erkeklik ve kadınlık, cinsel yönelimle aynı tutuluyor ve ilişkiler tek doğru olarak karşı cinsellik üzerine temellendiriliyor. YANİ, bir erkeğin çükü kalkıyorsa, erkektir ve kadınlarla beraber olmalıdır gibi. Oysa cinsel gücün, eşcinsellik gibi cinsel yönelimle alakası yoktur ki; önemli olan, o çükün aslında hangi cinse kalkmak istediğidir. Bir de zannedilir ki, bazı erkekler çükü kalkmadığı için eşcinsel olur, yani pasif olur. Zaten eşcinsellik de pasiflik olarak düşünülür. Oysa ereksiyon olan erkekler de, eğer cinsel yönelimleriyle-eşcinsellikleriyle barışıklarsa, kafayı aktifliğe-pasiflipe takmazlar ve hem aktif, hem de pasif olarak erkek erkeğe ilişkilerini sürdürürler. Kadın erkek ilişkilerinin bitme sebebi de sadece heyecanın bitmesi değil, eşcinsellik gerçeğidir de. Etrafınıza bakın, kağıt üzerinden devam eden evliliklere mesela... Burada bir eşcinsellik söz koınusudur. Bir süre evli kalınır veya çocuk yapılır, sonrasında boşanılır veya ömür boyu aşksız ve cinselliksiz bir yaşam sürülür. Cinsel yönelimiyle barışamayan eşcinsel erkekler genellikle erkek geçinirler ve kestaneyi çizdirmezler, çizdirmedikleri sürece de erkek geçinmeye devam ederler ama eşcinseldirler ki, erkek erkeğe ilişki yaşamaktadırlar. Doğuya doğru geleneksellik arttıkça, aktif eşcinsellik artar. Çünkü oralar daha heteroseksisttir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder