16 Nisan 2020 Perşembe

16 Nisan 2020 facebook notlarım

İnsanlar görüyorum ne kadar iyiler, ne kadar güzeller diyorum, insan sosyal bir hayvan sonuçta, sosyalleşmeden olmaz diyorum, ama... Zor durumda olanlara üzülüyorum falan, yardım etmek istiyorum, ama... Sonra insanların eşcinsellere ve hayvanlara yaptıkları aklıma geliyor, ne kadar billimsel bilgiden uzak ve hurafik oldukları için zararlı olabildikleri aklıma geliyor, vesaire... Sonra aptal oma Halil diyorum ve basıp geçiyorum, BASIP GEÇİYORUM ARTIKIN! HAYAT TECRÜBESİ diyelim... 100 sene de ne değişmiş de iyi niyetli olacaksın diyorum kendi kendime... İstisnalar da kaideyi bozmaz bu arada, yarası olan gocunur ayrıca!

EŞCİNSEL VE HAYVAN DÜŞMANLARINA!
Hayvan sevmeyen insanları anlayabiliyorum. Çünkü fobileri vardır, hijyen takıntıları vardır vesaire ama bir hayvanın barınma ve yeme-içme gibi yaşama hakkına saygı duyulması gerekir. Çünkü bu dünya sadece insan türüne ait değil; ayrıca hayvanlardan faydalanıp da onlardan nefret etmek insanlıkla, vicdanla bağdaşmaz.

İnsanlar homofobik olabilir-yani eşcinsel veya eşcinsellik karşıtı; çünkü erkek egemen bir toplumda yaşadığımız için ayrımcı yetiştirilmiş olabilirler ve bu yüzden farklılıklara karşı içselleştirdikleri ötekileştirme duygusundan kurtulmaları o kadar kolay olmayabilir; bunu da anlayabilirim ama bir insanı, yapsından-doğuştan getirdiği özelliklerinden dolayı nefrete hedef gösteremezsin, ona nefret saldırsında bulunamazsın... Çünkü nefret duygusu bırakın yasaları, insnalıkla, vicdanla bağdaşmaz.
Size ters düşen şeyleri sevmeyebilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız; eğer duymazsanız, karşılığında siz de saygısızlık bulursunuz; ne ekerseniz, onu biçersiniz!

Ayrıca ne hayvanlar ne de eşcinseller sizin yaşama alanınıza girmiyor ki; onlar doğaları gereği hayatın içindeler. Hayatın gerçekleri oldukları için varlar ve varolmaya devam edecekler... Eğer bazı şeyleri sevmiyor ve rahatsız oluyorsanız, onlara nefretle saldırmak yerine, siz yaşama alanınızı değiştireceksiniz veya kendinizi hayattan izole edeceksiniz; çünkü hayat herkesin ve her şeyin hayatı! Eğer aynı gezegende olmaya bile tahammül edemiyorsanız; o zaman hurafelere inanmak yerine bilime inanacak ve yaşama imkanı olan başka gezegenler keşfedeceksiniz!

Dediklerim size saçma gelebilir ama sizin hayvanlara ve eşcinsellere karşı olan düşünceleriniz, söyledikleriniz ve davranışlarınız, kendinizin gözünüzün rengini sorgulamak kadar saçma. Ama sizler, yani homofobik ve animalfobikler, kendinizi bile sorgulayamayacak kadar hayatın bilimsel gerçeklerinden uzaksınız!

Bir gün o eşcinsel bayrak dikilecek; bütün hurafelere ve hurafiklere inat! Tabi bunu sosyolojik evrimin tamamlanmadığı devirde yaşayanlar göremeyecek!

Bir erkek bir kadına "sözde" aşık oluyor.Reddedilince kurşun yağdırıyor, kurşun isabet etmeyince boğazını keserek öldürüyor kadını

Cumhurbaşkanı, kadın- erkek eşitliği fıtrata ters demişti. Ve bir erkek daha, aşık olduğunu iddia ettiği bir kadını, kendisini reddettiği için kurşun yağmuruna tuttu, kurşunlar isabet etmeyince boğazını keserek öldürdü. Bunun sebebi işte kadın ve erkeğin eşit yaşama haklarına sahip olmamasıyla alakalı. Bunun sebebii işte toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı olunmasıyla alakalı. Hani yobaz dindar kesimin Batı'nın Türk aile yapısını mahvetme projesi diye yaygara kopardığı ve iptal ettirmeye çalıştığı toplumsal cinsiyet eşitliği var ya; işte bu eşitsizlikten dolayı oluşan kadın cinayetlerinin önüne geçmekten başka hiçbir kötü tarafı olmayan, uluslararası bir insan hakları kuralıdır. Kadın ve erkek eşitliğine, kadınları erkeklerin istedikleri şekilde zapturapt altına almak için karşı çıkıyor bu yobazlar. Eğer kadın hayır derse, kurşun yağdırılıyor, boğazı kesiliyor, bir şekilde canları alınıyor. Kimse bana bunun istisna bir durum olduğunu ve kadın-erkek eşitsizlik meselesi olmadığını söylemesin. Siz her gün virüsün öldürdüklerini saymaya devam edin. İki ayaklı kocaman erkek virüsler her gün kıtır kıtır kadınların canını almaya devam eidyor. Demokrasi olmadıktan sonra, kocaman virüsler olduktan sonra hayat neye yarar ki?

Eğer devletin en yetkili kişisi olsaydım, şu an virüs olayını duvara asar, ülkeye gerçek demokrasiyi getirmenin yollarını arardım!

Eğer bir toplumda insan hakları yoksa, virüs dediğin falan nedir ki?

Risk grubunda bulunan; kadın,eşcinsel, yaşlı, çocuk,hayvan,mülteci gibi insanların başına bir şey gelince dünyayı yakasım geliyor!

Virüs sebebiyle Meclis 45 gün tatile giriyormuş. Milletvekillerinin yerine ben olsam, Mecliste izole olur, ülkeye demokrasiyi getirmenin yollarını arardım fırsattan istifade. 45 günde gerçek demokrasi adına ne yasalar çıkartılır biliyor musunuz? Kadını öldüren erkeğe ölünceye kadar taş ocağında taş kırma cezası vereceksin; bak bir daha kadın cinayeti işleniyor mu? Kadın öldüren erkeğin çükünü keseceksin, bak bir daha kadın öldürüyor mu? Söylediklerim çok mu sert; ben çok nazik olduğuna inanıyorum; kadın öldüren, çocuk ödüren, hayvan öldüren birine cezaların en ağırı verilmeli. Ne yani erkekler kadınları öldürsün, sonra da benim vergimle karnı mı doyurulsun? Bakınız, suç işleyen bir insan potansiyel suçludur ve ceza ile huyundan vazgeçmez; gene topluma zarar verecektir bu kişiler. Hani af maf diyorlar ya; affı normal karşılayan herkese de lanet olsun!

Eğer bir ülkenin en başındaki kişi kadın erkek eşitliği fıtrata ters diyorsa, o ülkede artık kadın cinayetleri normalleşir!

Ben bu ülkeden umudumu neden kestim biliyor musunuz; mağdur olanların da muhafazakar olmasından dolayı!

Haber manşetlerine bakıyoruz; altın-döviz yükseldi, virüsten şu kadar insan öldü, vesaire... Ama bir kadın erkek tarafından öldürüldüğü zaman, 3. sayfa dediğimiz düzeyden bile haberi ya veriliyor, ya da verilmiyor. Virüs veya ekonomi toplumsal bir olay mı dediniz? Bir candan, bir insanın yaşama hakkının elinden alınmasından daha önemli bir olay olabilir mi? Bir toplumda demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten daha önemli ve öncelikli ne olabilir ki? Çalışırsın kazanırsın, izole olursun virüsten korunursun ama demokrasi olmaz ise, ama gerçek bir demokrasiden bahsediyorum, canınız her an tehlikede olabilir, ve ayrıca demokrasi olmayınca virüs de öldürür sizi, ekonomik krizlerde; çünkü demokrasi sadece kadın-erkek eşitliği demek değildir, herkesin tüm eşit haklara sahip olduğu, eğitimli ve bilinçli bireylerden oluşan güvenli bir toplum demektir de. Hiç iyi görmüyorum Türkiye'nin gidişatını!

Bir ülkede toplumun ahlakını bozuyor diye "öyle sarhoş olsam ki" gibi sözleri olan şarkılar RTÜk tarafından yasaklanıyor ama "ya benimsin ya toprağın" mivalindeki şarkılarr bangır bangır çalınıyorsa; o ülkede elbetteki kadın cinayetleri normal karşılanır! Normal karşılanmasa, bu konuda ciddi yasalar çıkartılmaz mıydı; ben öldükten sonra, katilime bin yıl verseniz kaç yazar ayol! Hadi ordan!

Bir erkeğin çükü kalkıyor, sonra kafayı bir kadına takıyor, kadın reddediyor ama erkek reddedilmeyi hazmedemiyor. Bunun adı aşk falan değil ayol; aşk sevdiğine saygı duymaktır; onu öldürmek değil; gelişmemiş muhafazakar toplumlarda ne yazık ki aşk anlayışı ereksiyondan başka bir şey değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder