18 Nisan 2020 Cumartesi

NEDEN AÇIK ÖĞRETİM, NEDEN HAYAT BOYU ÖĞRENİM...

...şcinsel olduğumdan değil aslında, Halil Kandok olmaktan ödün vermek istemediğimden!

Bana yıllarca dediler ki, bu kadar okuyup da ne yapacaksın, sana bir şey kazandırıyor mu? Oysa ben normal üniversiteye gitmiyordum ki. Açık Öğretim denilen sistemden, önceliklerimden vazgeçmeyerek, hayat boyu eğitim, öğretim inancımı yerine getiriyordum. Benim de "öf yeter artık" dediğim anlar olmadı mı, oldu ama en çok beni üzen ders çalışmayı savsaklayıp, çıkmış sorulara bakarak veya akıl-mantık yürüterek ders geçmem oldu. Yani okuduğum bölümleri keşke bütün bilgileri hatmederek düşük puanla değil de, tam puanla bitirebilseydim. Özellikle Sosyoloji ve Felsefe bölümlerini dediğim gibi yapabilseydim.

Eğitim bir gereklilik değil de, liseden sonra meslek kazanmak veya sırf üniversite okudum demek için alındığı sürece, o ülke gelişemez biliyor musunuz? O ülke dogmatik kalmaya, hurafelerle yönetilmeye mahkumdur. Çünkü insanlar doğru bilgiyi almak yerine kulaktan dolma bilgilerle bir hayat bakışı oluşturursa, geleceğini de çürük temeller üzerine inşa eder. Haa, bilgi olarak geniş bir birikim yapabiliyorsan, o zaman eğitimini bir alanda uzmanlaşmak, "koluna altın bilezik takmak mahiyetine" alabilirsin. Ama sırf ekonomik geleceğin için üniversite okursan, o zaman bir robottan farkın kalmaz. Çünkü hayatını güzel yaşayabilmenin tek koşulu para değildir, lüks veya eğlenceli bir hayat demek değildir; güzel hayat, yaşadığın şeylerden keyif alabilmektir. Mesela sanata ilgi duyanlar bile ailesinin baskısıyla veya kendi tercihiyle ekonomi okuyabiliyor. Eğer ekonomik geleceğin için kendinden vazgeçebiliyorsan, buna da kimse bir şey diyemez; çünkü kendi tercihin. Ama hayatını, içinde yaşadığın koşullara göre kendinden vazgeçerek yaşıyorsan, o zaman şikayetçi de olmaya hakkın yok; seninki aşk yerine parayı tercih etmek gibi bir şey olur; çünkü yaşadığın her şey, yaptığın her şey aslında bir aşktır; aşkla yaşarsan, hayatın da heyecanlı ve keyifli olur. O yüzden özellikle aileler ekonomik geleceği baz alarak çocuklarının hayatlarını çalmasınlar. N'erden biliyorsunuz çocuğunuzun minimal yaşayarak ve de yaratıcı bir şeyler yaparak çok daha mutlu olmayacağını; insan koşullandırılmış yaşamdam kendini soyutlayarak çok daha huzurlu yaşayamaz mı? Yani insan doğasına sadık kalarak belki de kendini en mükemmel şekilde gerçekleştiriecek. Kısacası ben kendim gibi yaşamak zorunda da kalmış-bazı şeylere kendimi zorlamamış da olabilirim, kendim gibi yaşamak bilincimden dolayı belki de toplumsal tarza prim de vermemiş olabilirim. Hani çok istediğim şeyler için çok mücadele eden bir yapımdan emin olduğum için, bazı toplumsal noktaları hedef haline getirmemiş olmam; yapım gereği kendimi zorlamamış olmamdan kaynaklanmış olabilir.

Bazen kendimi toplumsal yaşamın dışında tutmanın sıkıntılarını yaşamış, yaşıyor olabilirim ama sonuçta özgürlüğüne düşkün biri olarak, içimden geldiği gibi yaşamanın huzuru her zaman çok fazla olmuştur. Daha açık ve net konuşmak gerekirse, hiçbir zaman parayı hedef haline getiren bir yaşamı seçmedim. Az ile yetinmek belki de zaten insanlığın, insan olmanın, insan doğasının baş koşulu diye de düşünüyorum. Ama sevdiğim şeyleri yaptım hep; kişiliğimden ödün vermedim, yapımdan ödün vermedim, sevdiğim bir hayatı yaşamaktan ödün vermedim... Mesela ben çok para kazanmak yerine akşama kadar yeni müzikler keşfetmeyi tercih eder, bir dilim kuru ekmeğe razı olurum. Örneğin cibimde 20 liram mı var; giderim o parayla müzik albümü, dergi veya kitap alırım ama o hafta sabah kahvaltımda çok sevdiği peynirden de feragat edebilirim. Çok yaptım bunu. Amaaa, feragat edemediğim tek şey özgürlüğümdür. Belki de tek bir örgün öğretim ile toplumsal hayatta bana meslek ve dolayısıyla ekonomik imkanlar kazandırmak yerine, özgürlüğüme müdahale ettirmemek için dışarıdan-açıktan 4 üniversite bölümü okumayı tercih ettim. Çünkü ben haksızlığa ve de cahilliğe tahammül edemeyen biriyim. Barınamazdım baskıcı örgün öğretim sıralarında. Zaten eşcinselliğimden dolayı da bayağı hırpalanabilirdim. Çünkü ben açık ve net bir insanım. Eşcinselliğimi gizlemek-saklamak yerine, aynı sosyal medyada yaptığım gibi insanları ikna etmek, onlara doğru bilgiyi ulaştırmak için mücadele ederdim. Bu da ihraç edilmeme kadar vardırabilirdi işi. O yüzden aslında neden böyle bir yaşam yolu seçtim diye hayıflanmamak gerekiyor; çünkü insanın yapısı kendini korumak adına, bilinçaltının direktifleriyle farkında olmadan kendine uygun yaşam tercihleri yaptırmış olabilir. Belki de imkansızlıklardan dolayı, kötünün en iyisiydi benim yaşam tercihlerim. Önce çalışıp karnımı doyurmak zorunda kalmasaydım, yani ekonomik olarak destek verebilecek bir ailem olup örgün üniversite okusaydım, meslek olarak falan belki de farklı bir yaşam tercihlerim de olabilirdi.

Neden Açık Öğretim, neden hayat boyu öğrenim diye soracak olursanız; eşcinsel olduğumdan değil aslında, Halil Kandok olmaktan ödün vermek istemediğimden!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder