14 Şubat 2020 Cuma

SEVGİLİ(LER GÜNÜNE)YE BAKIŞ AÇIM!

SEVGİLİ(LER GÜNÜNE)YE BAKIŞ AÇIM!

Yarın sevgililer günü İMİŞ! Herkes gibi ben de o evreden geçtim ve AKILLANDIM. Aşk denilen şey, hormonların boşaltımı! Onun dışında gerçekten herkesin kendi yapısına uygun bağımsız bir hayatı olduğu için, toplumsal anlamdaki aşk beklentileri birer ütopya, masal, Türk Filmi, vesiare. Gerçekçi olun, anı yaşayın ve hayatın tadını çıkartın. Bırakın sevgili ayaklarını, birbirinizin hayatına hükmetmeyi, birbirinizi mülkiyetinize geçirmeyi. Doğaya ters şeyler bunlar. Benim bilindik anlamda hiç sevgilim olmadı; sevdiklerim ve seviştiklerim oldu ama sonrasında herkes kendi yoluna... En doğrusu da bu. Kimsenin kahrını çekemem ben. Çünkü herkesin hayata bakış açısı, hayattan beklentileri ve kendini gerçekleştirme şekli farklı; niye hayatımı birilerine endeksleyerek mahvedeyim ki..? Ben meşgul bir insanım; öyle vıcık vıcık her an her dakika sevgi, aşk, seks yaşayamam. Mesela film, vakit öldürmek için değil, sanat olarak izlenir. Yemek yemek sevgili romantizmi değil, arabanın benzin ihtiyacı gibidir. Derdiniz ne ise kısa yoldan halledin; çünkü hayat kısa. Hayatının merkezine bir insanı koyacaksın, dünyayı onun eksenı etrafında döndüreceksin, bir bakmışsın bokunu tutamayacak yaşa gelmişsın. Değer mi? Kusura bakmayın ben boş insan değilim, zaman benim için çok değerli; gelirler, sevişirler ve giderler. Hem böyle daha gerçekçi ve daha uzun ömürlü ve çok daha heyecanlı aşklar yaşanıyor, şiddet olmuyor, saygısızlık olmuyor. Benim 30 senelik ilişkilerim var; bazılarının deli divane aşklarından daha mükemmel olduğunu düşünüyorum; heyecansa heyecan, tatmin ise tatmin... Sevgilileri çeşitlendireceksin ki, eskimesinler. Çok sevgili, sana baharat katıyor ve seni daha bir lezzetlendiriyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder