Bu haftaki konuklarımızdan biri, daha önce de sorunlarını dile getirdiğimiz İranlı mülteci eşcinsel arkadaşımızdı. 52 yaşındaki bu arkadşımızın protezli bacağı ve sağlıklı protez sağlanmamasından dolayı defalarca geçirdiği ameliyatsal sorunlarına, bir yenisi daha eklendi. Bu arkadaşımızın son dönemlerde yaşadığı katlanılamaz sancılarının safra kesesinde taş olmasından kaynaklandığı tesbit edildi ve önümüzdeki günlerde safra kesesinin alınması için ameliyat olacak.
Eşcinsel arkadaşımız hastanede genel sağlık sorunlarını halletmeye çalışırken BM'den telefon gelmiş. Kendisinin transseksüel olup olmadığını sormuşlar... Meme taktırmak istiyor muymuş, kadın elbisesi giyiyor muymuş... Arkadaşımızın hayır cevaplarına, çocukluğundan beri hiç böyle kadın olmak gibi duyguların, isteklerin olmadı mı diye tekrar sormuşlar. O da İran'da yaşarken bilinçsiz dönemimde kendimi kadın hisetmek gibi duygularım oldu ama şimdilerde ne meme fantezim, ne de çamaşır fantezi var. Kendimi olduğu gibi ifade etmekten çok memnunum. Ama sokakta erkek biyolojime uygun olarak erkek gibi ifade etsem de, yatakta bir kadın gibiyim ama bunu gündelik hayatta devam ettirmeye hiç ihtiyaç duymuyorum demiş. BM görevlisi de, transseksüel olan mültecilerin gitmek istedikleri 3. ülkelere yerleştirilmeerine öncelik tanıyan ülkeler var da, o yüzden sordum bunları demiş. Arkadaşımız şaşırmış. 4 yıldır Türkiye'de sağlık problemleri ve ekonomik imkansızlıklarla boğuşurken, önceliğin meme ve kadın çamaşırı kullanmak isteyenlere verilmesine hem şaşırmış, hem de üzülmüş. Bakalım zaman ne gösterecek; Birleşmiş Milletler konuyla ilgili algısını güncelleyebilecek mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder