Albüm geçen yıl çıktığında, daha iyi bir sound beklemiştim aslında ama albümün demlenip keyif aldığım dönemler demek ki bu zamanmış. Dediğim gibi ses ve yorum iyiyse, şarkılar da klasikse, o albümün de başucu albümü olması kaçınılmaz oluyor.
Bir de şu gerçek var... Bazı sanatçılar derin sularda yüzer-kaliteden asla taviz vermez. Şöhret olmak gibi dertleri olmadan icra ederler sanatlarını. Gülçin Ergül de öyle biri benim gözümde. Çünkü her yaptığı iş cover da olsa şahsına münhasır oluyor. Evet bu Gülçin Ergül diyorsun. Fark yaratıyor yani.
Hepsi döneminde de fark yaratıyordu, sessiz sedasız yaptığı işlerle de fark yaartıyor, nitelikli ve kalıcı oluyor.
Bana göre Gülçin Ergül uluslararası bir ses, bir yetenek. Avrupa veya Amerika'da doğsaydı, şu anda bir Beyonce veya Shakira olmaması için hiçbir neden göremiyorum. Eğer "Harabe" şarkısının klibini izlediyseniz, Shakira onun yanında çok avam kalıyor.
Kaliteli seslerin popüler olmak için yırtınmamasının artıları da var. Mesela kendilerini eskitmiyor ve bıkkınlık yaratmıyorlar. Onların bir yeri var ve her daim dinleyebiliyorsun.
Albüm yapmanın meşakatli olmasından dolayı, çünkü prodüksiyonu pahalı ve getirisi neredeyse yok gibi bir şey, sevdiğim sanatçıların şarkı ve klip platformlarından seslerini biz dinleyicilerden esirgememeleri bile beim için güzel bir şey. Gülçin Ergül de bu manada dinleyicilerini ihmal etmeyenlerden.
Albüm artık sanatçıların kartviziti gibi bir şey olmuştu, e o görevi de günümüzde YouTube görüyor artık. Teknoloji ilerledi, iletişim kolaylaştı; o yüzden sanatçıların işi belki de müzik tüccarlarının elinden kurtuldukları için bağımsız şarkı söyleyebilmeleri adına sevindirici.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder