Ya bütün erkeklerin penisleri kalkmasaydı, ya rötar yapan uçağı kadın bekletseydi..!
Erkekler dünyanın hakimidir ve dibine kadar özgür olurlar. Her şeyi yapmak mübahtır onlar için; yasaklar lafta kalır; çabucak affedilir yasakları çiğnemeleri bile; hapishaneler kadınlarla dolsaydı, bu kadar kolay af yasası çıkar mıydı iki de bir?
Erkeğin şiddeti bile övünme unsurudur; eğer erkeğin şiddeti olmasaydı, erkekten bile sayılmazdı! Nasıl iktidar olacak değil mi, nasıl saygı duyulacak, nasıl güvenilecek; erke(kli)ğe atfedilen şiddet olmazsa?
Erkeğin şiddetinin savunulmasının gerekçesi de, erkeğin kolaycacık tahrik olmasıdır. Tahrik olur erkek hem şiddet olarak, hem de cinsel olarak; olmazsa olmazlarıdır bu iki unsur erkekliğin çünkü.
Kadının mal olarak görüldüğü toplumda, kadınlığın nasıl olduğu ve olması gerektiğini anlatmama gerek yok sanrım; bunları ben söylemiyorum ayrıca; açın üniversite kitaplarını bile, yasaklanmasına rağmen toplumsal cinisyetçiliği çok güzel okuyabilirsiniz!
Böyle yetişen bir erkek çocuğundan da büyüyünce nasıl bir davranış beklersiniz? Onları öyle yetiştiren siz değil misiniz; siz anne-babalar değil mi, siz toplum değil mi erkekleri böyle yetiştiren?
Kendiniz, yetiştirdiklerinizin her türlü şiddetine maruz kalınca nasıl oluyor peki? Canınız mı yanıyor, ellerine sağlık mı diyorsunuz? Senin yetiştirdiğin belki sana zarar vermiyor fiziksel-hatta cinsel olarak ama; senin yetiştirdiğin erkeklik başkalarına, başkalarının yetiştirdiği erkeklik de sana!
"Cinsel" demişken, bu yazımda oraya varmak istiyorum aslında. Cinsellik erkekliğin hakkıdır, kadın ise bir metadır, bir maldır, bir eşyadır bu konuda. Onun cinsel mutluluğa falan hakkı olamaz; yoksa ırıspı olur, sayılır!
Ülkemizdeki kadınlık da mağduriyetine rağmen, böyle-erkekçi bir düşünceyi savunur. İşte burası zurnanın zort dediği yerdir. Yani mağdurlar bile heteroseksisttir-erkek cinsiyetçisidir erkek egemen toplumda; 1. Onlar-kadınlar da içselleştirmişlerdir erkek egemenliğini, 2. erkek egemenliğinden nemalanacak şekilde bir sistem oluşturmuşlardır iyi-kötü ve bunu kaybetmemek için mücadele verir ve savunur erkekçiliği bilinçsiz kadın kesimi.
Ahlakçılığın kurbanıdır bu kesim kadınlar ama ahlak kumkuması kesilirler az önce bahsettiğim sebeplerden ötürü. Her şey heteroseksist toplumun devamlılığı içindir artık. Heteroseksist toplum ne derse, doğrusu odur. Çelişkili olduğu durumlarda bile, heteroseksizm desteklenir.
Mesela Kerimcan Durmaz olayı... Çocukken amcalarına pipisini gösteren bir erkek çocuğu, eşcinsel ve sosyal medya fenomeni olunca gösteremez! Mesela bir kadın gece sokağa çıkınca tecavüze maruz kaldığı zaman kadın bunu hak eder; çünkü erkek tahrik olur ama dünyada pornonun en çok izlendiği bir toplumda penis mahrem olur ve bu duruma karşı linç kampanyası başlatılabilir.
Burada homofobi de vardır elbette gözardı edilemeyecek boyutta. Mesela halkın tanrılaştırdığı dizi ikonlarımız penisini gösterseydi, belki de hiç tepki göstermeyebilirdik bile.
Ama şöyle de bir gerçek var; bilgi toplumu olunamamış ve standardı olmayan kültürlerde içinde bulunulan toplumsal sürece göre tepkiler de dengesiz olabiliyor. Mesela erkekler ihtiyaç duydukları zaman gördükleri her duvarda idrarlarını boşaltabilirler sırtlarını dönerek; sokaktan geçenler de bunu görmezden gelir ama erkek bir oyuncumuz bunu yaptığı için çarşaf çarşaf manşet olmuştu bir dönem. Bir bakmışsınız eften püften şeylere çığ gibi tepki göstermişiz, bir bakmışsınız dünya yıkılsa umrumuzda olmayabiliyor...
Mesela araçların, uçakların geç hareket etmesi kazalara sebep olabiliyor. Ülkemizde tren kazalarına falan şahit olmadık mı bu gecikmeler yüzünden? Ama bir kadın, ıçak rötarına hakaretli tepki gösterdi diye, geç kalkan uçağı değil de, tepki gösteren kadını suçladık. Peki tepki gösteren aynı kadın türbanlı olsaydı, olaya bakış açımız nasıl olurdu acaba?
Bakınız, standardı olmayan toplumlarda, bu tür geçikmeler normal karşılanıyor. Aslında neyin ne olduğunu biliyoruz ve burası Türkiye diye standartszılığı normalleştiriyoruz. Ben son olaydaki uçağın kalkış gerekçesi yoktur falan demiyorum, genel anlamdaki gecikmelerin normalleştirilmesinden bahsediyorum ve hakareti savunmam da söz konusu olamaz. Evet gecikmelere karşı ciddi manada tepki göstermeliyiz. Kimimizin gerçkten acil işleri olabilir, kimimiz bekletilme konusunda çok hassas olabiliriz, vesaire.
En önemlisi de bekletmenin, geciktirmenin, bekleten ve geciktirenlerin hiç umrunda olmaması. Ve biz bunu bildiğimiz için; hep ihmal edildiğimizi, bir şeylerin kasıtlı olarak geciktirildiğini de düşünmeden edemeyiz; evet vatandaşın umursanmaması mevcuttur bu ülkede. Bazılarımız olarak bu konuda hemencecik alevlenmemizin sebebi de bu.
Hiç olaya farklı yönden bakmayıp, gecikmeye tepki gösteren kadının üzerine çullanıldı. Hani centilmendik biz; bırakın iki kadın bir şeyin tartışmasını yapıyor, yapsınlar. E tabi uçak şirketi de devletsel-kurumsal taraf oluyor; çoğunluk olarak o taraf tutulacaktır.
Eğer o kadın uçağı geciktirseydi, suçlu kim olacaktı; gene kadın olacaktı. Burada kocaman bir kahkaha atabilir miyim; hahahaha! İşte böyle sayın seyirciler durumumuz! Gücü elinde bulunduran her zaman haklı oluyor, diğerler mağdurlar da yandaş, haksızlığıa tepki gösteren de suçlu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder