16 Şubat 2019 Cumartesi

Ayrı dünyaların insanlarıyız!


İçinde yaşadığım kültürün büyük çoğunluğuyla o kadar farklı dünyaların insanıyım ki... Onlar aile kurmak derdinde, çocuk yapmak derdinde, hafta sonları piknik yapma derdinde, erkeklik ve kadınlıklarını gerçekleştirmek derdinde, öte dünya için bir şey yapma derdinde, birbirlerinden üstün olma derdinde, herkese sevgiyle yaklaşmak yerine bazılarından nefret etme derdinde, hayat eşit şekilde paylaşılırsa huzur olarak geri döneceğine rağmen "hep bana" derdinde, faydacı olmak yerine gösteriş derdinde, çevreyi korumak yerine katletmek derdinde, bütün canlılar yaşamsal bir halka olmasına rağmen hayvanları katlederek insan merkezli yaşamak derdinde, vs...

Bense günlük 1500 kalori aldıktan sonra zerre maddiyatı düşünmeyen, en büyük derdi dünyanın bütün müziklerini dinlemek olan, hayvanlarla hayatı eşit şekilde paylaşmak olan, her gün elinden geldiğince çok spor yapmak olan, herkesin sorununa yardımcı olmak elinden geleni yapan, varolmak için öğrenmek ve öğretmenin olmazsa olmaz olduğuna inanan, dogmatizm yerine bilime inanan, kıskanmayan, nefret etmeyen, olaylara mümükün olduğunca-yani tepeme çıkılmadığı sürece pozitif yaklaşan, kendini ve yaşamayı çok seven, yaşama şansı yakaladığı için evrene müteşekkir olan, vs. biriyim.

İnsanların günlük gailelerine bakıyorum da, anlamsız geliyor; onların yerine ben olsaydım, yaşamdan soğurdum inanın! Ve dolayısıyla bizim birarada olmamız çok da anlamlı değil ve ilişkilerimiz kesinlikle dikiş tutmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder