22 Eylül 2018 Cumartesi

Hepimiz lubunyayız ama hepimiz aynı lubunya değiliz!

Bir #transseksuel düğününde eşcinsel notlar!


Trans arkadaşımız evlendi gayri resmi de olsa geleneksel düğün usullerine uygun olarak. Kına gecesi yapıldı ve bir gece kulübünde düğün olarak da gerçekleşti. Sadece devletin memuru yoktu; onu da kalplerine attıkları imza ile daha güvenceli hale getirdiler. Ben burada düğünün ayrıntılarına girmeyeceğim. Çünkü ben heteroseksüel olsaydım da düğünler çok anlam taşımazdı benim için. Geleneksel anlaşmalar neyin emniyetidir ki; sevginin mi, aşkın mı? Kültürel anlaşmalarla sahip veya ait olabilir miyiz birbirimize? Gönülden bağ olduktan sonra yulara ihtiyaç.var mıdır? Ama arkadaşlarımızın gayri resmi de olsa birbirlerine olan sevgilerini tanıdıklarına ilan etemeleri hem güzel, hem de kendilerinin bileceği bir şeydi. Olayın politikleştirilmesi taarftarı falan değilim ben; çünkü heteroseksizme heteroseksistçe ders veremeyiz; ancak onu iktidarının tescilleyebiliriz en fazla.

Ben olay aracılığula eşcinsel dünyaya bakış açımı ifade etmek istiyorum buluşmayla. Evlenen trans, arkadaşım olmasaydı, böyle bir ortama davet edilmeyeceğim gibi, ben de gitmek istemeyebilirdim. Kısa ve net olarak, özetle; bir eşcinsel olarak, eşcinselliğin trans boyutuyla ayrı dünyaların insanlarıyız. Transseskeüllik denilince cinsiyet ve cinsellik göze çarpıyor. Herkes memesiyle kadınlığını yarıştırıyor resmen. Varoluş şekilleri kadınlık ve cinsellik sadece. Hareketlerin her bir saniyesinde vücudun parçalarıyla feminen figürler seyrediyoruz; kırıtmalar, kırılmalar, işveler, cilveler, saç savurmalar, kelimeleri lastik gibi uzatmalar ve her bir hareketin üzerine seks etiketi yapıştırılıyor; cinsiyet-cinsellik, cinsyet-cinsellik, cinisyet-cinsellik ve hayat bu şekilde devam edip gidiyor onların dünyasında. Eşcinsel evlilikler de cinsiyet kimliğinin bir ifadesi değil miydi?

Toplam 30-35 kişi var ise her bir gecede kına ve düğün gecesi olmak üzere; sadece iki kişiyle konuştum. Birisi reel olarak görüştüğüm bir gey arkadaşım ve diğeri de genellikle face'den yazıştığım trans arkadaşım. Haa bir de düğün gecesi iki mülteci arkadaş vardı konuştuğum... Ben onların-transların veya trans gibi yaşayan eşcinsellerin ötekisiydim; çünkü ben onların-heteroseksizmin çizdiği cinsiyet kalıplarına zerre kadar uymuyordum. Çünkü dediğim gibi sadece cinsiyet ve cinsellik olduğu için onların dünyasında, kendimi heteroseküsel dünyaya daha yakın hissettim. Çünkü heteroseksüel dünyada cinsiyet ve cinsellik dışında da bir hayat var. Trans arkadaşım dedi ki, "rahat ol ayol, hepimiz lubunyayız.". Bu lafı duymak çok güzeldi. Haa, dedim, sonunda ne olduğumuzu bilen ve tarif edebilen biri çıktı. Öyle değil miydi ama; kendimizi hangi kalıplar içersinde tanımlarsak tanımlayalım, hepimiz eşcinseldik, hepimiz geydik, hepimiz lubunyaydık... Ama bir farkla; çünkü cinsiyet ve cinsellik dışında da bir eşcinsllik vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder