21 Ağustos 2018 Salı

Bayramlar hayat olsa!


İnsanlar yaşam biçimlerine ters bir düşünce ifade ettiğin zaman, hemen bunu hakaret ve saygısızlık olarak alırlar ve şiddetli bir tepki gösteririler. Oysa herkesin bir hayata bakış açısı vardır ve sen, ne kadar saygı görmesini istiyorsan kendi bakış açının ve yaşanm biçiminin, aynı şekilde senin de başkalarına saygı gösterme mecburiyetin vardır. "Çoğunluk böyle benimki doğru, ben haklıyım" dersen, o zaman bir ilkellik sergilemiş olursun ve geçmiş zamandaki yanışların şimdiki zamanını gerçekleştirmiş olabilirsin. Zaten en büyük sorunumuz da bencilliğimizden dolayı başkalarını anlamak istemeyişimiz, kendimizi onların yerine koymak istemeyişimiz. Haa bir de şu gerçek var; ifade edilen düşünceler sana ters gelse de sana zarar veriyor mu, olaya or'dan bakman gerekir. Hayır vermiyor. Sadece senin İŞİNE gelmiyor. Cahil demek bile istemiyorum artık bazı şeylere inatla yabancı kalma ısrarına, başkalarını anlamak istememe durumuna; çünkü cahillik bile öğrenilerek giderilebilir; bu cahillik ötesi bir şey; ne bileyim bazı unsurların oluşturduğu korkuya dayalı psikolojik nefretsel bir durum falan olabilir senin dışındaki düşünceleri ve insanları-şeyleri kabul etmeme durumu. Ön açıklama yapayım ki, düşüncelerimin karşı tarafı tahrik eden hakaretsel bir şey olmadığı anlaşılsın. Belki de ben hastayımdır bu konuda ama benim düşüncelerim yaşatmak üzerine olduğu için en azından kimseye zarar vermiyor...

Kedilerim 4 ve 5 aylık oldular bu seneki yavrular olarak(7 yavru) ve bu sene dışarıya bırakamıyorum. Artık yaşamanın önemini ve güzelliğini doğanın düzenine bile feda etmek istemiyorum. Aslında doğa doğasını koruyabilseydi-doğayı tahrip etmeseydik yani, kedilerin veya diğer hayvanların da ömrü daha uzun olabilirdi. Şu trafik sorununu halletsek, mesela toplu taşıma araçlarıyla canlıların zarar görmeyeceği şekilde yer altı gibi bir güzergahtan işletebilsek; MÜMKÜN ama insanlar neyle hava atacaklar değil mi görgüsüzlüklerini tatmin edebilmek için? Adam-kadın milyonlarca para yatırıyor araba denilen şeye(bir kediden falan daha değerli araba denilen şey); altı üstü bir teneke ve motror olan şeyden ne zevk alırsın ki? Bu olgunlaşamamak ve olgunlaşamamanın kapitalizme kucak açmasıdır.

Sevgiden daha tatmin edici ve de kutsal bir şey var mıdır? Sevmek ebeveynlere saygı, sevgiliye tutku şeklinde olursa, gerçek anlamda sevgi de olmaz; beklentisiz ve zorunluksuz olandır sevgi. Sevgiliyi herkes sever içgüdüsel olarak, seni doğuranlara elbette saygın olacaktır ama doğayı sevebiliyor musun; onu koruyor musun..? Çocuklarınıza hayvanların da insanlar kadar yaşama hakkı olduğundan bahsediyor musunuz, çiçeğin dalından kopartılarak özel günlerde ticari amaçlı kullanılmasının gereksiz olduğunu anlatıyor musunuz; hayatın zincirleme bir bütün olduğunu, bir parçasına zarar vermenin kendimize zarar vermek olduğunu siz biliyor musunuz?

Bugün Kurban Bayramı! Kurban edilerek bayramın olması bile beni çok üzüyor. Oysa hayvanları kurban etmek yerine onları o gün mutlu etmeye çalışsak hayat daha güzel olmaz mı; inanın dünyanın kendi etrafında dönmesinde bile bir değişiklik olacaktır bunun mutluluğu ve sevinciyle.

Tamam hala dogmatik bir süreçten kurtaramadık diyelim kendimizi ama biraz mantıklı olsak diyorum. Gerçekten Tanrı kullarından kurban ister mi? Bayramların amacı iyilik, güzellik, doğruluk, dostluk, sevgi, huzur ve barış ve bu değerleri paylaşarak çoğaltmak ise; bayramları bence buna hizmet ettirmeliyiz. Bugün bayram ise, alalım domateslerimizi biberlerimizi, patlıcanlarımızı, karpuzlarımızı piknik yapmaya gidelim, koyunlarımızda yeşilliklerde otlayarak bize eşlik etsinler. Acı acı değil, tatlı tatlı melesinler. Bu Bayram sabahı da o acı acı melemelerle geçti vakit akşamdan başlayan...

Not: Amacım kimsenin inancına saygızıslık etmek falan değil; sadece hayata sevgiyle bakış açımı iafede ediyorum; uymuyorsa yok sayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder