8 Temmuz 2018 Pazar

Pıtırcık kızım hayata tutunamadı!


Yüreğim paramparça gene. Sokaktan bulup getirdiğim minik yavru kedi ancak on gün dayanabildi annesizliğe. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki, belli bir aya gelinceye kadar anne sütü emmezse yavru kediler, sindirim sistemleri bozuluyor. Bu pıtırck kızı yaşatamadım; üstelik evdeki anne kedi Lilly emzirmesine rağmen. İyiyidi yaa geldiğinde. Yani gözü falan kapalıydı çapaktan ve çok zayıtı ama onlar halledilemeyecek sorunlar değildi. Sadece çok bağırıyordu; belki de annesini arıyordu. Büyük ihtimal onu sokağa bırakmışlardı. Çünkü kağıt gibi hafifti açlıktan ve gözü kapalıydı. Getirmesem gene ölecekti. Son 3-4 güne kadar dışkısı falan kıvamındaydı ama sonra ishal olmaya başladı. Veterinere götürdüm ama ama bir şey yapmadı. Sadece süt verme, yaş mama ver dedi. Onu da yemedi, çıkardı. Düşünüyorum da, kuru mama dışında hiçbir şey vermese miydim? Ama onu da bir iki kıtırdattı, sonra fazla yemedi ama gene sonunda aç kalınca yiyebilirdi. Ama diğer kediler başka şeyler yerken o da saldırıyordu yemek için. Yedirmesem bağırıyordu. Yediği şey de süt, küçük parçalara böldüğüm tavuk parçası. Gerçi yediği tavuğu da çıkarmıştı. Lilly de son günlerde emzirmemeye başladı. İtiraz ediyordu, kızıyordu emzirtmeye çalıştığımda. Son iki gün durgunlaştı, iyice sakinleşti ve dün gece bir çocuk gibi 5 dakika ağlayarak hayata gözlerini yumdu. Yavrum iki gün önce de aynı şey yaşadı ama su falan içirerek hayatta kalmasını sağlamış, sonra veterinere götürmüştüm. Gece saat 1.5'ta veda etti hayata. Bir ayakkabı kutusuna bezlerin arasına koyarak çöpe bırakmak zorunda kaldım. Toprak mı kaldı şehirde ayol!

Bu hafta geleceğimle ilgili sıkıntılar yaşadım, öfkem yüksek seviyelerdeydi. Pıtırcık kız veterinere götürmeden önce rahatsızlanınca, birden Halil şu ölümlü dünyada nelere kafayı takıyorsun dedim. Daha doğrusu yavru kedinin rahatsızlanması bana bunu hatırlattı. Bir kedi hayata tutunmak için çaba sarf diyor ama ben dünyevi şeylere kafayı takıyorum. Tamam hayati bir meseleydi ama yaşamak için daha bir sürü çıkış yolum var; bu muydu dert ettiğim şey? Yavrucuğum sanki bir mesajdı bana öfkemi dindiren, sakinleşmemi sağlayan, yaşamaktan daha önemli hiçbir şeyin olmadığını hatırlatan. Pazartesi gününe kadar yaşasaydı, sokak hayvanlarıyla ilgili birimi arayacaktım tedavisi için ama Pazartesi'yi göremedi yavrucuğum. Ne kadar kedim olduysa, hepsi de yüreğimde iz bırakarak gitti. Belki çocuk sahibi değilim ama onları çocuğum gibi hissediyorum. Ve giderlerken yüreğimden bir parça götürerek gidiyorlar. Her kedi kaybımla ilgili yazımda belirttiğim gibi, elbet bir gün kavuşacağız, kavuşacağım çocuklarımla! Yavrum anne sıcaklığı istiyordu ki Lilly kabul etmeyince diğer yavru kedilere sokuluyordu veya benim boynumda uyuyordu. Tanrım kimseyi annesiz bırakmasın; çok zor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder