30 Temmuz 2018 Pazartesi

Aşkların en meşakkatlisi!


Bu konuyla da alakalı iki satır yazmadan edemeyeceğim. Lilly kedimin 5 yavrusu ve İrma kedinin 2 yavrusu bayağı büyüdüler artık. Bakımları zorlaşıyor; büyüdükçe ve de sayı olarak çok oldukları için. Aslında 200 kedim olsa da yüksünmem ama burası köy değil ki evin bahçesinde keyiflerince yaşasınlar. Dışarıya çıkınca trafik canavarı var. Elbette çıkacaklar sonunda zapdedemeyeceğim için. Mümkün olduğunca ömürlerini uzatmaya çalışıyorum işte.

Bakımlarının zorluklarının yanı sıra, evde zararlı işler de yapıyorlar. Cep telefonumu masadan düşürdükleri için ekran camını kırdılar. Yarın servise gidecek telefon İstanbul'a ve bir süre telefonsuz kalacağım. Daha önce de bilgisayarın kasasını, ekranını falan da düşürmüşlerdi. Zaten artık ev onlara hizmet ediyor. Koltuklar falan darmadağın oldu tırnaklarını törpülerlerken. Sanki geçici olarak yaşıyormuşum gibi ev ile ilgilenmiyorum. Sadece temizliğini yapıyorum. Eşyalarımın, hatta vücudumun tırmalanmasından bile geçtim;Vücudum çizikler içinde. Tek isteğim gözümün bir darbe almaması.

Şimdi benim mesajı nasıl okumm gerekiyor. 1. Kedilerin yaşı gelmiş, dışarıya bırak, hayatta kalma mücadelesi versinler. 2. Zaten çıkacaklar. Çünkü birkaç ay sonra kızışacaklar ve çiftleşmek için dışarıya eş aramaya çıkacaklar, dışarıdaki hayatı merak ediyorlar zaten; az bir cesaretleri olsa, pencereden atalyıp gidecekler... Bakabildiğin kadar bak, mesajı da ikinci dediğin şekilde oku. Her zaman öyle yapmıyor muyum zaten.

Sonuçta her halükarda üzülen ben olacağım. Çünkü gönül bağı kuruyorum onlarla, çocuğum gibi emek veriyorum onlara. İnsan, sevgisini verdiği bir şeyi kaybetmek istemiyor. Ben onları çok seviyorum ama onların da beni sevmesi, işin en zor tarafı. Benden, hayatın zorluklarına karşı bir beklenti içindeler. Çünkü öyle alışıyorlar. Ama ben de onları kedi olmalarından dolayı her zaman takip edemiyorum ki. Kedi olsam da peşlerinde dolaşsam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder