23 Haziran 2018 Cumartesi

Bizim bir cinsel devrime ihtiyacımız var öncelikli olarak Zeki Müren gibi!


Meşhur Stüdyo 54'ün kurucusu Ian ile bir röportaj yapılmış Bodrum'da bir mekan açacağı için. Açılacak mekanın duvarlarını, o şehrin ikon isimlerinin süslemesinden falan bahsedilince Zeki Müren anılmadan geçilmiyor. Alıntıladığım bu röportaja Zeki Müren fotoğrafı ararken, Zeki Müren'in mi yoksa Tarkan'ın mı devrimci olduğuna dair eski bir yazıyla karşılaştım. Kıyaslama yapmışlar da... Bana göre kıyaslama yapılamaz. Çünkü Tarkan sıradan bir pop şarkıcısı; Megastar ünvanını falan kesinlikle haketmiyor. Tarkan'ın ünü sınırlarımızı falan aşmışMIŞ da... Tanrı aşkına Tarkan'ı yurtdışında orda yaşayan Türklerden başka kim biliyor ki? Daha da önemlisi Tarkan'ın müzik adına bir kimliği var mı? Pardon ama Çelik bile Tarkan'dan daha stardır bana göre. Günümüzden Mabel Matiz veya Cem Adrian'ı saymıyorum bile Tarkan'dan daha star, daha devrimci oldukları için. Evet Tarkan'ın yüz güzelliğini inkar etmiyorum ama bunu bile artıya çevirememiştir bana göre. Tarkan ne adına devrim yapmıştır; hiçbir şey. Zeki Müren bir müzisyendir, bir sanatçıdır hem görsel, hem de işitsel anlamda. Eğer halkın ilgisi star yapıyorsa bir şarkıcıyı, Aleyna Tilki, Tarkan'dan daha stardır bence. Zaten Türk Popstar olduğunu inkar etmiyorum; çok satmıştır, çok hayran kitlesi edinmiştir ama geriye dönüp baktığımda "Kuzu Kuzu"dan başka gönül telimi titreten hiçbir şeyi yoktur Tarkan'ın. AMA Zeki Müren varlığıyla bile başlı başına bir devrimdir. Neden mi? TABULARI YIKMIŞTIR çünkü. Eşcinselliğini çok dile getirmeden bile duruşuyla, tavrıyla, tarzıyla çok güzel kabul ettirmiştir topluma; eşcinselliğin adı Zeki Müren olmuştur bu toplumda. Eşcinseller işaret edilirken, Zeki Müren ismiyle dile getirilmektedir günümüzde bile hala. Çünkü eşcinsellik denilince direkt Zeki Müren akla gelmektedir. Belki eşcinselliğin doğru bir tanımı olmayabilir Zeki Müren ama o günün şartlarına göre eşcinselliği hem tanımlamış, hem de tanıtmış, hem de böyle bir şeyin olduğunu ispat etmiştir varlığıyla. Heteroseksist ve Müslüman bir toplumda hiç kimse net bir eşcinsel duruş sergileyememiştir Zeki Müren'den sonra. Herkes, kimin ne olduğunu bilmektedir ama hep bir kaçamaklık söz konusudur o kimlerde. Günümüzde bile hala kitlesel figürler açık ve net bir şekilde kimliklerini ifade edememektedirler. Oysa bir gerçek var. Bir toplum ne kadar ilerlerse ilerlesin, ne kadar gelişirse gelişsin, ne kadar ekonomik veya sosya kültürel anlamda büyürse büyüsün, bana göre CİNSEL DEVRİM OLMADAN EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK OLMAYACAĞI İÇİN, yapılan hiçbir devrim devrim sayılmaz, gerçekleştirilen hiçbir şey de gerçek amacına ulaşamaz. Çünkü cinsel özgürlük olmadığı sürece, cinsellik insanlar üzerinde 1 numaralı baskı unsuru olarak kullanılmaya devam edecektir. Bu da ahlakçılığa ve dogmatizme prim vermekten başka bir şey değildir. Cinsel özgürlük olunca insanlar zıvanadan çıkmaz, insanın doğasıyla uğraşılmayacağı ve susturulmaya çalışılmayacağı için herkesin önü açılır, yol alınır. Tarkan cinsel kimliğine ihanet etmiştir heteroseksüel yaşamı seçerek. Ama Zeki Müren eşcinsellere en azından cesaret vermiştir, hala da tek ve en büyük ikonudur eşcinsellerin. Diğerlerinki günümüze uygun eşcnsellik falan değildir, sadece korkaklıktır. Denildiği gibi o kadar ileri bir toplum haline geldiysek, niye Zeki Müren kadar özgür olamıyoruz, cesur olamıyoruz. Bakınız TV'lerde bile eşcinselimsi şeyler sıfırlandı. Sadece görünürlük anlamında değil, eşcinseller bile cinsiyetçi kalıplar içersinde varolmaya başladı doğalarına ihanet ederek. Eşcinsel hakları için mücadele eden ve kendilerini aktivist sayanlara Zeki Müren'i iyi okumalarını tavsiye ediyorum. Metropolde onur yürüyüşü yapacağınıza, mahallenizde "Zeki Müren" olun daha iyidir özgürlük adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder