9 Nisan 2018 Pazartesi

Kaos GL'de düşüncelerim var ama ismim ve cismim yok!


Bilindiği gibi, bilinmiyorsa bir kez daha hatırlatayım, "transseksüellik bedeniyle barışamamış eşcinselliktir" düşüncemden dolayı transfobik ilan edilmiştim ve LGBTİ+ güruhunun hedefi haline gelmiştim. Yıllarca bünyesinde yazılarımla veya küçücük de olsa aktivitelerimle içinde yer aldığım Kaos GL'ye de baskı yapılmıştı ismimin Kaos GL'den çıkartılması için. Bu benim için sorun teşkil eder miydi; Ben bugüne kadar Kaos GL ile mi varolmuştum, eşcinselliğim de beni vareden bir şey de değil ayrıca, sadece homofobiye karşı bir mücadeleydi benimki ve öyle ya da böyle, en azından içinde yaşadığım çevrede açık eşcinsel kimliğimle eşcinselliği savunmaya da devam ediyorum, edeceğim de elimden geldiğince. Tabi eşcinsel hakları için mücadele edenlerin, bu mücadele üzerinden maddi manevi veya kariyersel varoluş hesapları varsa bilemeyeceğim ama yaşadığım şehirde bu anlamda mücadele ettiğini iddia edenlerin eşcinsel haklarının falan umurunda olmadığına birebir şahit oldum. Eşcinsel olmayan kimileri bu konu üzerinden statü peşineydi, kimisi de hobi niteliğinde heteroseksizme karşı kahramanlık yapıyormuşcasına özgüven kazanma peşindeydi. Gerçi fırsatlar yaratılabilirdi bu/bir şekilde eşcinsel mücadelenin içinde bulunanlardan ama bu tarz kişilerin gerçek anlamda eşcinsel aktivizmiyle hiç alakaları olmadığı için, yani biraz önce dediğim gerekçelerle bu hareketin içinde yer aldıkları için, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri varolan güzel şeylerin yıkılmasına da sebep olabiliyor. Dar bakış açısından dolayı vusul bulan egolar, hazımsızlıklar, kıskançlıklar; o kadar çocukça davranışlara sebep oluyor ki, yani inanılması güç kişilikler insanı şoke edebiliyor, kim bunlar diyorsun, amacı ne bunların diyorsun, böyle zihniyetlerle yola çıkılamayacağını görüyorsun, kim için ne yapıyorsun düşüncesine giriyorsun... Gerçekten yaşanılanlar traji-komik vakalar. İçinde yaşadığım şehirde böyle saçma sapanlıklarla karşılaştım işte. İnsan anlatmaya utanıyor gerçekten. Koskoca insnalar 5 yaşında çocukmuş gibi davranıyorlar, egosal çıkar hesabı peşine düşüyorlar, cinsiyetçi dünyada maruz kalmadığın hakaret ve ayrımcılıklara maruz kalıyorsun, vesaire... Ve en başa döndüm zaten bu münasebetsizliklerden dolayı. Bir insan bir şey yapmak istiyorsa, tek başına her şeyi daha güzel yapabilir. Ve düşüncedir dünyayı değiştirecek olan, fikirlerdir. Ve internet gibi bir iletişim aracının hakim olduğu dünyada, zaten ağ üzerinden düşünce birliği oluşturabilemek çok daha mümkün ve çok daha sağlıklı. Çok doğru iletişimler kuruyorum düşüncelerimi paylaşmak üzerinden ve geriye dönüşümler bu tür mücadelenin daha zahmetsiz, daha sağlıklı, daha saygı çerçevesinde olduğunu birebir gösteriyor bana. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğim. Eşcinsel dünya ile elbette reel şekilde paylaşacağım hayatı ama düşüncelerimi pek de ziyan etmeyeceğim reel mecrada ve de kendimi lüzumsuzca hırpalamayacağım. Çünkü varoluş mücadelesi sadece eşcinsel hakları diye haykırmak değil, açık bir eşcinsel olarak hayatın içine karışmak da. Ben kendimi demoralize edersem bilinçsizler yüzünden, ne sosyalleşerek aktivizm yapabilirim, ne de hayatımı sağlıklı bir şekilde yaşayabilirim. Türkiye'deki LGBTİ güruhu ile mücadele tecrübem de aslında bana bir akıl tokmağı oldu. Yaşadıklarımı deneyimlemeseydim, belki de hala lüzumsuz beklentiler içine girebilirdim. Şimdi çok daha sağlıklı düşünüp, sağlıklı bir şekilde hareket edebiliyorum. Gelelim asıl konuya, yani bu yazıyı yazma sebebime. Beni transfobik bulan kişiler, Kaos GL dergisine falan baskı yaparak adımı sildirmeye çalışmışlardı. Olayın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti, hatta 2 yıl oldu sanırım. Kaos GL'nin internet sitesine bir bakayım dedim, acaba yazılarm duruyor mu? diye. Yazılarım vardı ama ismimi ve cismimi çıkarmışlar yazılarımdan. Bunlar, bu olanlar, bu tür davranışlar beni rahatsız ediyor mu? Yooo... Niye rahatsız etsin ki? Herkesin çocukça davranmasına tebessüm ediyorum sadece. Ben Halil Kandok ismiyle ne para kazanan birisiyim, ne de şöhret olmak giib bir derdim var. Eğer öyle bir derdim olsaydı, bunu öyle güzel yapardım ki... Ayrıca ben düşüncelerimi ifade etmeye devam ediyorum, ileriki dönemlerde daha kapsamlı işler yapacağım. Bakalım o zaman beni RTÜK'e veya resmi mercilere mi şikayet edecekler, bunlarla mı baskı yapacaklar bilmiyorum. Merak ettiğim bir şey var... Kaos GL bu kadar mı zayıf bir oluşum bireysel baskılara karşı koyamayacak kadar, yoksa Kaos GL de bilmediğimiz ince hesaplar peşinde mi? Veya kim bu Kaos GL'nin üzerindeki güç, veya, yoksa Kaos GL de eğer benim fikirlerime karşıysa, bunca zamana kadar aklı neredeydi veya benim yazılarım niye hala orada isimsiz bir şekilde? Aslında sadece sorguluyorum, cevap falan beklediğimden değil. Cevap verilse bana ne, verilmese bana ne? Kaos GL şöyle mi cevap verecek acaba bir gün falan... Halil Kandok'un düşünceleri o dönemki LGBTİ anlayışının bize sağladığı çıkarlara ters düşüyordu veya biz daha o kadar özgürlükçü bir yapıya sahip değiliz, şablon LGBTİ anlayışı dışındaki düşünceleri kabul edemeyiz. Yani bedeniyle barışık olmayan bir kişi eşcinsel olamaz; olsa olsa transseksüel olabilir. Mevcut LGBTİ anlayışı dışındaki bir mevcudiyeti de savunmak da kabul edebileceğimiz bir şey değil! Yani farklı olmak, farklılık içindeki tüm farklılıkları kabul etmemizi de gerektirmiyor. Yani farklılığımız yüzünden düzler tarafından ayrımcılığa maruz kalsak da, çıkarımıza ters düşen farklılıkları itinayla reddederiz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder