İnsanların bana olan nefreti aslında kendileriyle barışamamalarıyla, kendilerini sevmemeleriyle alakalı...
Yoksa dünya zaten homofobik, benim eşcinselliğe bakış açıma gelene kadar "LGBTİ fobik" ilan edilmesi gereken kimler ve neler var...
Sen kabuğunu beğenmezsin ve heteroseksist dünyaya uyum sağlamak için doğandan vazgeçmek isteyebilirsin; ben de bunu desteklerim bile senin psikolojin öyle rahat edeceği için, sen öyle mutlu olduğunu zannedeceğin için...
Ama sen de benim doğduğum bedende kendimi istediğim şekilde ifade etmeme saygı göstermek zorundasın; sen öyle ifade edersin kendini, ben de böyle ifade ederim ve seninkinden farklı düşünceleri savunabilirim; bu seni, özellikle kişisel anlamda reddettiğim, sevmediğim anlamına gelmez.
Herkesin eşcinselliğe bir bakış açısı vardır, senin de bedeninle barışamama durumun vardır ve bedeni ruhunla örtüştürme çabanı doğallaştırma olarak ifade edebilirsin benim düşüncemin aksine.
Ben konuyla alakalı düşüncelerimi ifade ederken, düşüncelerimi kişiselleştirmiyorsam, kişiler üzerinden nefret kusmuyorsam, sen de üstüruplu bir şekilde ifade edebilirsin kendini benim gizli bir şekilde fotoğrafımı çekip beni nefrete hedef göstermek yerine.
Ben sizleri tanımıyorum, görmedim bile; eğer benim düşünceleirm sizleri rahatsız ediyorsa, oturup bir düşünmeninz gerekmez mi direkt saldırmak yerine "ben niye bu düşüncelerden bu kadar rahatsız oluyorum?" diye. Demek ki gerçek payı var.
Dolaylı olarak zaten aslında aynı şeyleri söyleyerek benim düşüncelerimi tasdik ediyor transseksüeller. Ben transseksüellik bedeniyle barışamamış eşcinselliktir, psikolojik bir durumdur diyorum; sen de "bedenimi reddediyorum, heteroseksizmde erkeklik budur kadınlık budur, ben de kendimi buna uydurmaya çalışıyorum. Çünkü bu şekilde topluma adapte olacağıma, kabul edileceğime inanıyorum." diyorsun. Ve ben ilave ediyorum; yok böyle bir şey; toplum seni eşcinsel olarak kabul etmiyorsa transseksüel olarak da kabul etmez. Sen diyorsun ki, "ben toplum için değil, kendimi için değişiyorum.". Buna inanmıyorum da, hadi inandım diyelim, gene bedenini reddetme, bedenini sevmeme, bedeninle barışamama değil mi bu? Bunu, benim dile getirmem mi rahatsız ediyor seni?
Siz bu durumu, yani erkek bedeninde kadınlığı veya kadın bedeninde erkekliği doğadışı buluyorsunuz ama ben de diyorum ki, VARDIR DOĞANIN BİR BİLDİĞİ, KOSKOCA DOĞA YANLIŞ YARATMAZ!
Lafı fazla uzatmayacağım. Bu hafta içinde Denizli'deki trans grubu, arkadaşımla fotoğtaflarımı çekip gruplarında bana hakaretler edip, gene nefretlerini kusmuşlar.
Siz niye bir araya geliyorsunuz, amacınız ne, aktivizm denilen şey nedir diye hiç sorguladınız mı kendinizi? Düşünceleri farklı olan birinden nefret etmesi midir LGBTİ denilen grubun? Yorulmadınız mı ayol daha?
Önünüze baksanız, işinize baksanız da, bir şeyler üretmeye çalışsanız, en azından düşünseniz falan...
Yaa, oturup sohbet falan edin birilerinin kuyusunu kazacağınıza, dedikodusunu yapacağınıza, içinizdeki nefreti depreştireceğinize..; Kelli felli insanlarsanız eğer..! EĞER..!
Nefret mağdurusunuz, ama nefretinize birilerini kurban etmeye çalışıyorsunuz. YAZIK!
Halil kandok hanginizin adını ağzına alıyor değil, sizi tanımıyor bile ki tanısa bile uğraşmaz ki kişilerle.
O düşüncelerini ifade ediyor, siz de varsa bir düşünceniz, ifade edersiniz olur biter. Ama varsa tabi!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder