21 Kasım 2017 Salı

Farklılıklarla bir arada yaşayabilmek, insanlığımız geliştirecektir!


'91-'95 yılları arasın Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusunun Boşnakları katlettiği yılları TV'den de olsa birebir yaşamış bir kişiyim Şerif Turgut'ın bildirimleriyle ve bu benim ruhumda çok derin yaralar açmıştır. O kadar masum insanın katledilmesine koskoca Avrupa'nın sessiz kalmasıysa, ikiyüzlülük denilen gerçeği bana bir kez daha hatırlatmış ve güven denilen duygum temelden sarsılmıştı. Yaşanılan bu olaylardan sonra Boşnak kardeşlerimizle çok güçlü içsel bir bağ oluştu bende.
Vakti zamanında Rusların çerkezlere yaptıkları da çok üzmüştür beni.
Azeri kardeşlerimizin başına gelenler de...
Bu tür olaylar içimdeki barış, dostluk, kardeşlik duygularını arttırır benim.
Bu topraklarda, Anadolu'da yaşayan hiçbir kesim azınlık değil, bu vatanın gerçek sahibidirler. Gelmişler mi buraya bir şekilde; tamamdır. Sen adına Boşnak dersin, vesaire dersin, ben ise Türk, Arnavut, Arap, Gürcü... İnsanız sonuçta. Kardeş kardeşe barış içinde yaşamak varken, ötekileştirmek zavallılıktan başka bir şey değildir.
Eğer insanlar sana geliyorsa, senin onlara kucak açmaktan başka yapacağın hiçbir davranış kabul edilemez.
Ve gelmek isteyen de gelebilir...
Son dönemlerde Suriyelilerin gelmesine şahit olduk ülkemize savaştan kaçarak...
Hoşgelmişler. Bana bir zararları oldu mu; hayır. Lütfen olaya ekonomik açıdan falan bakmayın, insani açıdan bakın. Çünkü bir insanın yaşamak için günlük alabileceği kalori belli; lüzumsuzuna ne gerek var; hayatı paylaşmaktan daha güzel bir duygu var mıdır hayatta?
Yaşadığım şehir olan Denizli'de heterosuyla, eşcinseliyle binlerce İrtanlı sığınmacı konumunda şu anda ki ne mutlu bana Farslılarla, Fars kültürüyle tanışabildiğim için, bu sayede herkesin aynı isnan olduğuna şahit olabildiğim için...
Ülkemizde 40-50 farklı kültür mü yaşıyor..? Sayısını tam bilmiyorum. Anadolu demek, işte bu demek; mozaik demek, farklılık demek, rengarenklik demek, zenginlik demek... Eğer tek bir kültür olsaydık çok mu mutlu ve de keyifli yaşayacaktık; neden bilmiyoruz bu zenginliğin kıymetini. Doğu kültürü, Karadeniz kültürü, Ege kültürü birbiriyle daha harman, daha güzel, daha güçlü değil mi..? Ne zaman öğreneceğiz bunu?
Türcülüğün bile lüzumsuz olduğunun kabul edildiği günümüzde, insanları kültürlerinden dolayı ötekileştirmek de neyin nesi oluyor..? Yaşam zenginliği kötü olabilir mi?
Ne mutlu ki Anadolu'da yaşıyorum, Batı ile Doğu arasındaki köprü noktasında olmanın zenginliğine maruz kalıyorum...
Düşünsenize ne sıkıcı olurdu aynı renk ve aynı davranışta olan insanlarla birlikte yaşamak... Robotluktan bir farkı olur muydu?
Evet ben ırkçıyım ama tek tip olmaya karşıtlık konusunda ırkçıyım.
Kültürel zenginlik, ruh zenginliğine tekabül eder; bu zenginliği değerlendirmemek yaşam körlüğünden başka bir şey değildir.
Şunu da ilave etmeden geçemem. Şimdi kültürler arası savaşlar oluyor ya... Ben bunları cehalete veriyorum ve barış için her şeyin üzerine sünger çekilebilmeli, insanlar birbirlerini affedip kardeşçe yaşayabilmeli. Kin, nefret, intikam bizi nereye götürebilir savaştan başka?
Farklılıklarla bir arada yaşayabilmek, insanlığımız geliştirecektir.
Ötekimiz olmayıversin; varoluşumuz ötekiler üzerinden değil de sevgi üzerinden, saygı üzerinden, farklı-zengin yaşamlar üzerinden olsun; daha güzel olmaz mı, daha mutlu olmaz mıyız; sevgiyle beslensek nefret yerine; içimizdeki olumsuz duyguları törpülemeye çalışsak birarada yaşayarak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder