24 Kasım 2017 Cuma

Doğa yasaları konulmuş yasaların üzerindedir!


"Doğa yasaları konulmuş yasalarınn üstündedir. İnsanların doğadaki özgürlüklerinden vazgeçerek bir gücün egemenliğine girme nedeni korunma isteğidir." diyor John Locke. Peki devlet eşcinselleri neden korumuyor öyleyse, hatta yok sayıyor? O zaman bırakınız beni doğama uygun yaşayayım ve korumasın beni kimse! John Locke devam ediyor: "Yasama yetkisini elinde bulunduran güç, bunu keyfi kullanamaz." Soruyorum şimdi... Eşcinseller içinde yaşadığımız kültürün, bu devletin, yasanın, yaşamın, insanlığın, vicdanın, demokrasinin neresinde? Şimdi muhafazakar yönetim biçimleri "John Locke da kimmiş,?" veya "bilimsel bilgi, vesaire de neymiş?" diyebilir! Jean-Jacques Rousseau da diyor ki, "Doğal eşitliği mülkiyetin ortaya çıkması kaldırmıştır.". Eşcinsel hakları, eşcinsellerin herkes kadar eşit veya özgür yaşamasının yasalarla falan ilişkisinin olmaması gerekiyor. Heteroseksüeller duygularını gerçekleştirirken devletten izin mi alıyor? Sevmenin, sevişmenin izni mi olur ayol? Sevmek veya sevişmek ahlaksızlık falan mı sayılır ayol? Değerlerle falan ne alakası var benim aşkımın, sevgimin ve kime zararı var da sevebilme mücadelesi verilmesi yasaklanıyor? Devlet bana "Senin sevgin ahlaksız, sevemezsin!" diyor ve itiraz edince de "otur yerine" diyor resmen. Bunun adı nedir sizce? Rousseau, "Genel istenç toplumun bütününün istemesini yansıtır. Egemenlik de, bütünün kendi yurttaşlarının HER BİRİYLE yapğtığı bir uzlaşmadır..." diyor. Peki biz eşcinseller neden yok sayılıyoruz. Vergimizi verirken, "Yok siz eşcinselsiniz, sizin paralarınız kirlidir, gerek yok!" demiyor devlet ama! Filozoflar 300-500 yıl veya daha daha önceleri böyle mantıklı düşünebiliyorlarken, hala bunun hayata geçirilememesi ne kadar geri olduğumuzu göstermez mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder