7 Eylül 2017 Perşembe

Zayıflamanın formülü


Bir kere zayıf mı olmak istiyorsun, yoksa obur mu; bu ikisi arasında karar vermek zorundasın.
Eğer ben yemek için yaşıyorum diyorsan, günlük kalori ihtiyacını aşıp doymuyorum bahanesine sığınıyorsan, sana şişman demelerine ve de bedeninle küs olmaya psikolojini hazırlayacaksın.
Hadi diyelim ye, ye, ye ve hiç kilo alma; bu da güzel bir şey değil; ne yani; bizim hiç mi irademiz yok lüzumundan fazla bir şey yapmaya dur diyecek; hayatın başka güzellikleri yok mu da gereğinden fazla yiyelim? Spor yaparken ne kadar aklına gelebilir ki yemek yemek veya dans ederken veya resim yaparken, fotoğraf çekerken, bisiklete binerken, vesaire... Hiç aklımdan çıkmıyor yemek yemek diyirsanız, o zaman bir doktora görünün derim. Çünkü hayvanlar bile karnı aç olmayınca yemez veya fazla yiyince bünyeleri kabul etmez kusar.

Spor demişken... Spor yapmayarak zayıflayabilirsiniz ama sağlıklı bir zayıflama olmaz. Sarkar vücudunuz veya diri olmaz. Oysa yemeği tamamen iptal etmek yerine sporla kalori yakıp yağları kasa dönüştürseniz daha iyi olmaz mı?

Ve en önemlisi zayıflamada sabırdır. Yağlar çok inatçıdır biliyor musunuz? Takıldınız mı takılır kalırsınız aynı kiloya ne kadar az yiyip spor yapsanız da. Sizinle inatlaşırlar yağlar. Çünkü onlar da vücudunuzu korumaya çalışacaktır kendi akıllarınca. "Ne oldu da beni eritmeye çalışıyor bu insan" der yağlar! Ama pes etmezseniz, bir bakmışsınız kilolar kendiliğinden düşmeye başlamış, tartınız sizi gerçekten zayıf göstermeye başlamış. Hatta tartımda bozukluk mu var? diye düşünmeye bile başlarsınız. Bütün bunlar azmin ve sabrın meyvesidir.

Yalnız yemek konusundaki irade kadar sporda da iradeli olmak gerekir. Yani başlayıp da bırakmamak gerekir sporu. Yaşamın hayatın bir parçası haline getirmek zorundasınız sporu zayıflığınızın istikrarı için. Bir gün spor yapıp ertesi gün tembellik yaparsanız; geçmiş olsun! Onun için sporu keyifli hale getirmelisiniz. Belli branşlarda profesyonelleşip maçlara çıkmalısınız. Bunun için kondisyon gereği zaten koşmak zorundasınız falan günlük olarak. Tek başına spor yapmak sıkıcı olacağı için, spor arkadaşları edinin veya grup sporları yapın. Tenis oynayın, kısaca raket sporları her yaş için ideal diyelim ve birlikte koşun ki koşarken çene çalabilesiniz. Yoksa çekilmez kilometreler.

"Şunu yemeliyim, bunu yememeliyim"e inanmıyorum ben. Çünkü herkesin sevdiği şeyler ayrıdır ve sevdiği şeyleri dozunda yemektir önemli olan. Yoksa midemizi bulandıran şeylerle rejim yaparak yemek yemeyi işkence haline dönüştürmenin bir alemi yok.

Bu sadece kendi günlük uygulamam. Yoksa Halil böyle dedi diye beni suçlamayın sonra başarısız olursanız.

Ben metabolizmama, irademe güvenirim ve o doğrultuda hareket ederim. Vücudum sinyal veriri bir şeyi yanlış yaparsam ve o uyarıyı gözardı etmem.

Haa, zayıflama yolunda karbonhidratları gerçekten lüzumsuz almamak gerekiyor. Gerçekten bir oturuşta bir ekmek yemeye falan ihtiyacı yok bünyenin. Bir de ben ekmek yemiyorum diye makarna ve pilava veya patatese sarmayın. Onlardaki kalori ekmektekinden az değil ki...

Bir de zayıflamayı benim kadar abartmayın. 20'li yaşlarımda 60 kiloydum 177 boya rağmen ve çok zayıftım. Sonraları 70'e çıktım. Ama spor yapmadığım için 70 kilo bile biçimimi bozuyordu. Sporla 63 kiloya düştüm; bu sefer hastalıklı muamelesi gördüm. Çünkü sporla yağ diye bir şey kalmamıştı vücudumda.

177 boya aslında 70 kilo ideal ama ben şu anda 69 olmama rağmen 67 falan olmak istiyorum. 65 de olabilir. Beğenmezsem kendimi bu kiloda, tekrar 67'ye çıkarım. 69 kiloya 75 kilodan düştüm son olarak. Kilo vermek mutluluk verici bir şey biliyor musunuz?

Bir de şuna çok gülüyorum. Adamların bıyu 1.70 ama 80 kiloyu ideal kabul ediyor veya yaş ileleyince tolerans geçiyor kendine. Oysa yaş ilerledikçe daha zayıf olmak gerekmez mi sağlık açısından falan? Bakıyorum bizim insanlara... Yaş 40'ı falan geçti mi kazan gibi bir göbek!

Bakınız yaş ilerledikçe metabolizma yavaşlıyor ve az yeseniz de yediklerinizi de yakamıyorsunuz, yağlarınızı da eritemiyorsunuz. Az yiyin lütfen yaş ilerledikçe. Sofradan tıka basa kalkmayın. Aç kalkın. Eğer gerçekten doymadıysanız 1-2 saat sonra tekrar yersiniz. Ama bizim insanlarımız ne yapıyor; doyduğunu bilmiyor; sonra da soda içerek rahatlamaya çalışıyor. En iyi soda iradedir!

Bu arada ben ne mi yiyiyorum..? Başta domates ve yoğurt... Sonra salatalık, biber, soğan... Zeytin, peynir... Protein olarak günde bir yumurta tüketmeye çalışıyorum. Dondurmayı severim tatlı olarak. Meyvelerden incir ve kayısıyı severim. Günde 3-5 bardak çayım vardır. Bazen sütüm. Kediler için alıyorum ya; ben de içiyorum onlarla birlikte. Gerektiğinde çok canım çekerse arada bir kola ve gazozomu da içerim buzlar gibi özellikle spordan sonra çok makbule geçen. Ama alkolmüş, sigaraymış... O taraklarda asla bezim olmaz. Ekmek her öğünde 1-2 dilim. Pilav ikramlarda karşılaşırsam. Makarna misafirim olursa... Artık eskisi gibi sebze yemeklerini de canım çekmiyor yaş ilerledikçe. Kabak yemeği yaparım arada bir... Arada bir misafir ağırlarken kuru pastam vardır, doğum günlerinde yaş pasta. Bir de spordan dönerken şekerim çok düşüp halsiz kalırsam bir adet gofret veya kakaolu bisküvi falan yerim. Bakınız her şeyi yiyiyorum değil mi? Ama yemek kitaplarındaki tarfilere uygun yemkler veya restorantlar hiç yok hayatımda. Hamburger mi dediniz? 20-25 yıl olmuştur en son yiyeli. Pizza mı dediniz; o hamuru hiç canım çekmiyor desem. Hayatım boyunca bile 1-2 kere yemişimdir pizza denilen şeyi. Mesela kumpir denilen İzmir popülerliğini bu yıl Fuar'da tatım ilk defa.

Ben, erkek bedeni en az şu kiloda olmalı düşüncesine de inanmıyorum, ne bileyim işte boyun şu kadarsa şu kilonun altına düşmemelisine de inanmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder