9 Eylül 2017 Cumartesi

Bir eşcinselin otobüs maceraları!

Aaahhh, Ankara yolculuklarım..!


Ben burada şimdi otobüs yolculuklarımda, bilmem ne seyahat şirketinin muavinleriyle yaşadıklarımı anlatmayacağım...
Şunu anlatmak istiyorum...
Homofobi ne bir kişiye ait bir şeydir, ne bir kurum veya kuruluşa...
İnsanın olduğu her yerde cehalette var, dolayısıyla homofobi gibi nefrete dayalı ayrımcılık da...
Homofobisiyle karşılaştığınız birimin bir gün eşcinselliğiyle de karşılaşabilirsiniz...
Ben, heteroseksist dünyanın asla yakıştaramayacağı birimlerde eşcinsellikle karşılaştım...
Tabiki de bu beni asla şaşırtmadı.
Çünkü biliyorum ki eşcinsellik belli bir kesimin yönelimi değil, hayatın en önemli gerçeklerinden biri.
Bir yerde yaşam belirtisi varsa, orada eşcinsellik de vardır.
Ben çok özgür birisiyim ve hayatımı da risklere rağmen bu doğrultuda yaşadım.
Yaşamak istediğim her şeyi yaşadım başıma gelebileceklere ve gelenlere rağmen.
Dolu dolu yaşadım hayatımı.
Belki de dünyada hayatını istediği şekilde yaşayan sayılı insanlardanımdır.
Çok şeffaf bir insan olmasaydım, bu kadar açık bir eşcinsel olmayabilirdim ama
buna rağmen özel hayatımdan, cinsel hayatımdan hiç bahsetme ihtiyacı hissetmedim.
Çünkü cinsellik benim için; yeme-içme, uyuma, dışkılama gibi canlının temel ihtiyaçlarından biri olduğu için,
bunu ne kısıtladım, ne de buunla böbürlenme yoluna gittim.
Oysa  o kadar iyi biliyorum ki insanları bilinçlendirmek yerine fantezi hikayelerimle ordan oraya sürükleyeceğimi...
Çünkü görünen köy klavuz istemez.
Konuyu bağlayalım...
Amacım seks hayatım üzerinden prim yapmak falan değil asla ama sosyolojik mesajlarıma done yapabilirim özel yaşantımı bir gün yayınlayabileceğim fantastik hikayelerime...
Zaten hukuki süreçlerde dile getirmek zorunda kaldıklarımı zamanında paylaşmıştım çok  ama çok küçük miktarda...
Tam tekmili birden belki ileriki dönemlerde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder