4 Eylül 2017 Pazartesi

Billy oğlumu kaybettim!

Billy oğlumun ölmeden önceki aynı günün sabahında çektiğim son fotoğrafı... Kardeşşi Lilly ile uyurken...

Dün gece sabaha kadar uyuyamadım, uyuyamadık Lilly kızımla.
Homofobik tepkiler, hakaretler, küfürler umurumda bile olamaz o kişilerin psikolojik durumlarını bildiğim için.
Aşkımız bitti..!
Gece arkadaşım Robyn gittikten sonra Billy'ye seslendim ama duymadı. Bu kadar geç kalmazdı oysa; çünkü evin etrafından bu kadar uzaklaşmazdı.
Lilly kızımda da bir tuhaflık vardı. Robyn geldikten gidinceye kadar çekyatta yattı ve hiç uyanmadı. Demek ki her şeyi biliyormuş.
Sonra dış kapıyı açınca mibüslerine mal yükleyen komşularım benim kedimin öldüğünü söylediler. Araba çiğnemiş. Çöpün yanına bırakmışlar, üzerine de karton kutu geçirmişler. Bakamadım bile. Çünkü onu o halde görmeye dayanamazdım. Çünkü bana en aşık kedimdi. Resmen beni aşkla seviyordu kollarını boynuma dolayıp beni koklayarak...
Çok zor koşullarda büyümüştü yavrum. Annesi yaşlı olduğu için yeterli süt veremediğinden nezle grip olmuştu ama gene de hayata tutunmayı başarmıştı...
Bu arada anneleri de zaten 1 aydır yok. Sanırım o da trafik canavarına kurban gitti...
Bu yıl Sütoş, Walky ve anne kedi ile birlikte ölen 4. kedim oldu Billy...

Kardeşi Lilly kızım dünden beri mutsuz...
Hiçbir şey yiyip içmiyor ve sürekli uyuyor. Çünkü daha bir yaşında bile olmadıkları için birbiriyle vakit geçiriyorlardı.
Miyav diyerek sürekli bana bir şey anlatmak istiyor Lilly; anlıyorum ama bir şey gelmiyor elimden.
Şu anda da pencerede oturmuş dalgın bir şekilde uzakları syrediyor, düşüncemeler içinde.
Billy'yi kaybettiğime çok üzlüyorum, Lilly'nin yalnızlığına çok üzülüyorum...

Artık trafik canavarı için söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum...
İnsanların duyarsızlığı için de söyleyecek bir şey bulamıyorum. İki metrelik ara sokakta hız yapmanın alemi nedir?
Sadece ilahi adaletin insani duyguları gelişememiş insan canlılarına en kısa zamanda cezasını vermesini istiyorum. Kedileri çiğneyen insanların ölmesine yemin ediyorum ki zerre kadar üzülmem...

Bu yazıyı yazarken köpek sesleri ve kadın mı çocuk mu olduğunu anlayamadığım sesler geldi. "Angel" diye seslenen bir ses duyunca bu kişinin hemen Ebru olduğunu anladım mahallemizdeki tenis arkadaşım olan. Koştum gittim hemen ama ben gidineceye kadar olan olmuştu. Ebru'nun ufak cins üç köpeğine başında sahibi olmasına rağmen pitbull cinsi köpek saldırmış. Köpeklere saldırıya rağmen bir şey olmamış ama Ebru'nun eli yaralanmış. Adam özür bile dilememiş.

Ebru gittikten sonra adam benden özür diledi ama niye benden diledi diye sormak gerek. Kadına bakış açısıydı bu duyarszılığın sebebi.

Hayır neden pitbull cinsi köpekler beslenir ve çoğaltılır; neyinizi koruyacaksınız ki? İçinizdeki canavarın sembolü mü bu vahşi köepkler? Hadi besliyorsunuz niye kontrol altında tutmuyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder