8 Ağustos 2017 Salı

Sınırların olmadığı ve özgün kafaların özgürce yaşadığı renkli bir dünya istiyorum


İnsanlar şunu anlamıyor. Yaşam külürü farklılıkları ayrı yaşamak yerine insanları bir araya getiren, getirmesi gereken zenginliklerdir. Benim yemeğim farklı, giyimim farklı, adetlerim farklı diye sınırların çizilmesi mantık dışı daha güzel yaşamanın önünü engelleyen. Kocaman tek bir dünya ülkesi olmak yerine her yaşam farklılığının hapsedildiği ülkecikler olmak ne kazandıracak insanlığa? İnsan hakları dediğimiz şey karantina altına alınmış gibi sınırlar içersinde tek düze yaşamak mı, her kültürün birbiriyle seviştiği insanca yaşamak mı? İnsanların kutuplaşmasına sebep olmuyor mu sınrlar, ötekileştirilmelerine sebep olmuyor mu? Nefret ve savaşlar niye var; sınırlar yüzünden farklı yaşam kültürlerinin birbirine uzak kalmasında dolayı. Ülkemizi baz alalım. Bazı ayrımcı kültürler var ülke olmak isteyen falan. Ne işe yaradı bugüne kadar bu ayrımcı tutumlar, bir işe yarayacak mı bundan sonra da? İnsanı insana düşman etmekten başka bir şey değil diyeceğim ama düşman olmakla beslenen psikolojiler de var ne yazık ki tedavilik. Farklı yaşam kültürleri bana heyecan verir ama içinde nefret değil, sevgi barındıran. İnsanların anlayamadığı ve de lüzumsuz bulduğu bir şey daha var sanırım daha ilkelliğimizden kurtulamadığımızdan olsa gerek hümanizm-insancıllık gibi. İnsanlara yavan geliyor bu; insanlar aksiyon istiyor sanırım. İnsanlar neden ayrımcı olduklarını bilmeyecek kadar ileriyi-geriyi düşünemiyorlar. Konuya dair tarafları örneklendirerek falan lüzumsuz lakırdılara malzeme olmak istemiyorum. Bakınız insanlar çok rahat anlaşabilirler konuşarak ama daha konuşarak anlaşma seviyesinde değiller egolar daha olgunluk evresine evrilemediği için. Herkes biz olalım diyor ama o biz, ben demekten başka bir şey değil. İnsanlar gerçekten akıl ve mantık dışı davranıyorlar. Bir şeylere karşılar ama neden karşı olduklarını bilmiyorlar, bir şeyleri destekliyorlar ama neden desteklediklerini bilmiyorlar. Olaya felsefi açıdan bakarsan, şiddete şiddetle karşılık vermenin hiçbir mantıklı açıklaması olamaz. Benim şiddete, nefrete karşı çıkmamı falan tek taraflı karşı çıkmak zannediyorlar kendi kafaları öyle bastığı için. Yaşadığım coğrafyayı o kadar seviyorum ki yaşamama çok uygun olduğu için ama bu ülkede yapılan hiçbir politikaya inanmadığım ve yakın hissetmediğim için, hiçbir politikayı desteklemiyorum. Beni temsil edebilecek olan hiçbir fikir yok. Her şey herkesin kendi çıkarları üzerine kurulmuş. Kapsayıcı değil. Ve insanalrımız da bilinçsiz oldukları için kutuplaşmaya, taraflı davtranmaya çok yatkın. Hiç kimse birey olamıyor, özgün olamıyor; çoğunluk ne derse o oluyor; çoğulcu değil, çoğunlukçular. Özgürlük peşinde koşan mağdurlar bile farklı seslere, çok sesliliğe tahammül edemiyor. Sınırların olmadığı ve özgün kafaların özgürce yaşadığı bir dünya istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder