9 Ağustos 2017 Çarşamba

Transseksüeller, heteroseksizmin toplumsal cinsiyete uygun yarattığı robotlardır


Sayın seyirciler sizin anlayamadığınız bir şey var... Ben transseksüellik yok demiyorum; eşcinselliğin bedeniyle barışamamış hali diyorum; eşcinsel ile transseksüel arasında fark yok. Biyolojik olarak hemcinisini sevmektir eşcinsellik. Sen toplumsal cinsiyete uymak için bedenini deforme ederek gerçekleştiriyorsun kendini, ben aynı bedende kalmayı tercih ederek gerçekleştiriyorum kendimi. Yani deforme etmiyorum bedenimi, doğama nankörlük etmiyorum, kendime saygı duyuyorum, doğamın beni yarattığı şekilde seviyorum kendimi. Yoksa trans bir kadınla, erkek eşcinsel aynı şey. İkisi de aynı duygularla hemcinsini seviyor. Tutturmuşsunuz cinsiyet kimliği diye bir şey... Eğer kadınlık penisli bir erkek olsaydı, büyük ihtimal kendini trans kadın olarak tanımlayanlar da penis taktırmaya çalışacaklardı aynı trans erkeklerin toplumsal cinisyete uygun düşmek için biyolojik erkekliğe özendiği gibi. Bakınız, defalarca söyledim, tekrar söylüyorum; kendini ister doğuştan, ister toplumsal cinsiyet denilen şeyi içselleştirdiğin için belli bir cinsiyet kimliğine ait hisset, cinsiyet kimliğini hangi bedenden olursan ol, duygusal veya cinsel olarak çok rahat gerçekleştirebilirsin. Örnek vereyim. Ben eşcinsel bir erkeğim, yani hemcinsimden-erkeklerden hoşlanıyorum. Kendimi bir erkeği severken kadın gibi de hissediyorum veya bunu kafaya takmıyorum, günlük hayatta da bana ne hangi cinisyette olduğum, bunu kafaya takmadan daha eşit ve özgür yaşayacağımın bilincindeyim çünkü, işte bir erkeği severken, bir erkekle sevişirken benim bedenimin kadın mı veya erkek mi olduğu farketmiyor ve bir erkeğe karşı kendimi kadın gibi hissederken de penisim hiçbir rahatsızlık vermediği gibi, dahası kendimi cinsel anlamda gerçekleştiren en önemli noktam oluyor (Diyeceksiniz ki "bir rahatsız oluyoruz penisimizden", diyorsunuz da. İşte ben de bunu anlatıyorum. Transseksüellik bedeniyle barışık olamama hali. Yok birbirimizden farkımız. Ben barışığım kendimle ve hayatla, siz translar değil. İnsanın doğduğu bedenini sevmemesi ne demetir; onunla barışık olmaması demektir. Biz kadınız, biz erkeğiz falan diye de öyle kendinizi eşcinsellerden ayrıştırmayın. Eğer ayrıldığınız nokta varsa, kendinizi sevmeyip, toplumsal cinsiyet denilen rollere uydurmaya çalışmanız). Ben biyolojik olarak cinsel işlevimi gerçekleştiren organa sahip olmadıktan sonra cinselliği ne yapayım ayol. Translarınki işte böyle bir şey. Toplumsal cinsiyete uyacağız diye hadım ettiriyorlar kendilerini. Sadece bedensel olarak hadım ettirseler iyi, duygular da kalmıyor böylece. Kim sevecek artık sizi hadım ettirdikten sonra kendinizi? Kendini transım diye tanımlayanlara gelenler, % 2000 gizli eşcinsel ayol. Gerçekleri bu derece göremeyecek kadar mı küstünüz kendinize, hayatınıza? Bakınız siz transseksüeller, yani bedenini kestirip biçtirenler, toplumsal cinsiyetin dayattığı kadınlığı ve erkekliği taklit ediyorsunuz. Aynaya bakınca ne görüyorsunuz; toplumsal cinsiyete uygun robotlar. Saçınıza, başınıza, giyiminize, kuşamınıza, tavırlarınıza bir bakın; ne görüyorsunuz; birbirini taklit eden kadınlık ve erkeklik cinsiyetlerinden başka şey değilsiniz. Doğada eşcinsel-transseksüellik var ama doğayı inkar etmek yok. Ayaklarınız yere sağlıklı basın; biraz gerçekçi olun artık! Rüyalar, rüyalar, rüyalar... Nereye kadar... Sonu hep hüsran! Şunu kafanıza iyice sokun artık. Trans ameliyatı olunca ne sizi daha çok sevecekler, ne de toplum sizi bağrına basacak. Biz toplum veya birileri için değil, kendimiz için değişiyoruz diyorsunuz ama hiç de öyle değil. Kendisiyle barışık olan bir insan, kendisi için bile değişmez be! NE İÇİN DEĞİŞİYORSUNuz..? Akıl ve mantık dışı cevaplar kabul edilmiyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder