19 Mayıs 2017 Cuma

Cinsiyet geçişi için işleyen prosedür eşcinsellik için bir avantajdır

Şu içinde yaşadığımız sistem o kadar şekillendiriyor ki insanları, insanlar kendileri için neyin doğru olduğuna heteroseksizmden bağımsız karar veremiyor. Gerçekten çocukluktan itibaren içselleştiriyoruz bize dayatılanları, öğretilenleri... Mesela nasıl kadın olunacağı, nasıl erkek olunacağı insanın yapısında olmuyor doğuştan, sabit bir kadınlık ve erkeklik mi var zaten; heteroseksist kültürün ürünü hepsi. İçine yaşadığımız her şey doğasını-aslını yitirmiş vaziyette ve cinsiyetçi kültürün bir ürünü... Öyle olmasaydı daha eşit ve özgür bir dünyada yaşıyor olmaz mıydık? Farklılıklar konusunda en esnek olanın, en hoşgörülü olanın, hatta farklılıklara destek olanın bile aslında az veya çok, öyle veya böyle bir homofobisi var. Mesela eşcinselleri destekleyen bir heteroseksüel eşcinsel ilişkiye soğuk bakabiliyor. Gerçi bir bu kadarına bile razıyız. Herkes her şeyden hoşlanmak zorunda değil; önemli olan içindeki korku ve hoşnutsuzluğu frenleyebilmesi. Cinsel yönelim dışında da bize uymayan şeyler olabiliyor ve her uymayana sözlü veya fiziksel tepki göstermiyorsak, göstermememiz gerekiyorsa aynı şey eşcinsellik konusunda olabilmeli. Modern, demokratik toplum olmanın gerekliliğidir bu.

LGBTİ dedikleirmiz bile kendilerine karşı layığıyla hoşgörülü değilse, aynı şeyleri heteroseksist bir dünyada heteroseksüllerden beklemek biraz fazla iyimserlik olabilir. Kendimizi kategorilere sokmanın bile altında cinisyetçilik olduğuna inanıyorum. Kendi cinsiyle yatıyor ama ben erkeğim diyebliyor bir gey mesela. Veya bazıları doğal yapısının erkek olduğunu inkar edip kendini kadın sınıfına sokabiliyor. Gey ne demek o zaman; biri erkek sayacak kendini, biri bedenini değiştirip kadın diyecek... Ben de onu diyorum işte. Bedeniyle barışabilmiş olan gey tabirlililer var, bir de bedeniyle barışamayan trans tabirliler var. Bunları dile getirince de kötü oluyorum. Kardeşim ben de kendi cinsimi seviyorum; belki içimde bir kadın var, belki de hiçbir şey yok. Erkeği seviyorum işte; ne olarak sevdiğimin ne önemi var? Cinsiyet kimliğinin cinsel yönelimle alakası yok deniyor ama toplumsal cinsiyet olmasa ve kendi cinsimizle sevişme durumumuz olmasa, cinsiyete bu kadar kafayı takar mıydık? Bana göre aslolan biyolojik cinsiyet, cinsel yönelimdir; diğerleri uydurmasyondur sistemin kendi çıkarı için yarattığı; cinsiyetçilik çıkarından bahsediyorum. Bugün sosyal medyadan bir kişi bana mesaj gönderiyor beraber olmak için; CD olur musun? Buna benzer taleplerle çok karşılaşıyorum. Sen bir erkeğe geliyorsun ve kadın gibi olmasını istiyorsan o erkeğin, eşcinsel de değilsen, niye orjinal kadına gitmiyorsun? Bunlar heteroseksizmi pekiştiren şeyler ve böyle düşüncelere anti cinisyetçiliği yumuşak bir dille anlatamazsın; çünkü onlar o kadar inanmışlar ve içselleştirmişler ki toplumsal cinsiyet rollerini, ve yapıları da buna müsait olduğu için, düşüncelerini değiştirmek imkansız gibi bir şey. Bırakın bir şeylerin yanlış olabileceğini söylemeyi bunlara, kendini ifade etmenden bile huzursuzluk duyarak çok tepki gösteriyorlar. Mesela...

Mesela trans geçiş ameliyatının yasal izin olmadan gerçekleştirilmesine karşı çıkmanın transfobi olduğunu savunabiliyorlar. Ben geçiş sürecini heteroseksist bir toplumda zorunlu olmasını normal görüyorum çünkü heteroseksist bir toplumda toplumsal cinisyet rollerinin etkisinde kalmayan bir LGBTİ kimliğinin o kadar da kolay olmayacağını düşünüyorum. Bu etkide kalmak da kendini tanıyamamak, kendini doğru ifade edememek demektir. Ve bu da heteroseksist yola sapmak gibi bir şeydir... Aslında cinisyet geçişi için işleyen prosedür dezavantaj değil, bizi aslımıza döndürebilecek kaçırılmayacak kadar değerli uzatma dakikalarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder