26 Nisan 2017 Çarşamba

Satürn'den şöyle bir baktım dünyaya!


Ben gökyüzüne baktığım zaman ne kadar gerçeklerden, doğadan, gerçek hayattan uzak insanların yaşadığı bir dünyada olduğumuzu düşünüyorum. Elbette insan sosyal bir varlık ama doğal sosyal bir varlık olsaydık daha iyi yaşamaz mıydık; sanki yaşam kumandamız birilerinin eline geçmiş gibi. Hep bir çoğunluğa uyma ve çoğunluk gibi yaşama derdindeyiz. Zaten kendin gibi olursan öteki oluyorsun. Normal sayılan doğasını kaybetmiş konumda şu anda. İçinden geldiği gibi yaşarsan seni hemen aşağılıyorlar. Bu sadece cinsel kimlik anlamında değil, her anlamda böyle. Umarım LGBTİ'ler bile bir gün kendileri olamadıklarını, şu anki LGBTİ anlayışının bile fabrikasyon olduğunu anlarlar. Kerimcan denilen magazin figürü, sanki moda tasarım okullarında okumuş gibi, keza diğer jüri üyeleri de aynı şekilde, "Benim Stilim" yarışmasından bahsediyorum, sadece dar kapasitelerine göre, yarışmacıları manasızca eleştirmeleri, özellikle gözden çıkardıklarına güç yeterliliği yapmaları, onları yarışmadan dolaylı da olsa göndermekle tehdit etmeleri, buradan onlara hatırlatayım; dünya bile nokta gibi değilken nedir bu yıkıcılık, derdiniz raiting kaygısı yüzünden para mı?, ego denilen şey mi bu gelişememişliğimizin göstergesi olan?, işte beni sinirlendiriyor! Aslında hayatın içinde doğal yapıda örnek insanlar var ve taviz vermezlerse şekilciliğe karşı birilerine ayna tutyorlar ama bu da onları-çoğunluğu-doğasını yitirmiş olanları anlık terapi etmekten öteye gidemiyor. Hoşlarına gidiyor doğal olmak ama sonra dünyanın gidişatına bakınca silkelenip birden doğallıklarını gene terkediyorlar ve doğa dışılıklarına dönüyorlar. Yani kısaca Satürn'den bir dünyaya bakıyorum, sonra bir de "makyaj bebekleri(geniş kapsamlı kullandım bu ifadeyi)"ne... Yani... Ne diyeyim ki? Sonra diğer canlılara bakıyorum, sonra insanlara bakıyorum... Hedef ne? Nasıl bir yaşamak? Benci(L)liK..! Ben niye mi sevmediğim şeyleri izliyorum, vesaire; ben her şeyi gözlemlemeyi seviyorum ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder