Ayrımcılık güzel bir şey mi? Değilse niye ayrımcılık yapılıyor peki? Demek ki bazıları ayrımcılık yapmaktan keyif alıyor, ayrımcılık yaparak huzur buluyor. Bırakınız artık dayanak gösterdiğiniz bahaneleri. Hiç gerçekçi değil ve siz de hiç samimi değilsiniz. İnsanların saçma sapan konuşmaları bana komik bile gelmiyor artık. Uzaktan şöyle bir bakıyorum... Ayrı dünyaların isanları gibiyiz gerçekten. Adam sadece kendi bildiğine inanıyor, kendi inandığının tek doğru olduğunu sanıyor. Uzak durmaktan daha akıllıca bir şey olabilir mi sizce..?
Yarın 8 mart! Denizli'de kadınlar Bayramyeri'nden Çınar'a kadar yürüyecekler. Neden onlara şehrin en işlek mevkisinde yürüyüş yapmalarına izin veriyorlar; onlar eşcinseller kadar heteroseksizme tehdit olaraka lgılanmıyorlar sanırım. Geçen yıl eşcinsellerin Türkiye genelinde yürüyüş yapmasına izin vermediler. Dolayısıyla Denizli'de de... Sadece basın açıklaması yapmamıza izin verdiler geçen yıl. Ülkü ocaklarının tehditleri altında kısa süreli bir basın açıklaması yaptırılıp, karga tulumba uzaklaştırıldık şehrin sesimizi hiç duyuramayacağımız noktasından bile. Neden bizi tehdit edenler uzaklaştırılmıyor da biz uzaklaştırılıyoruz? Tehlikeli olan kim? Kabul edilen insanlık hakkı mı, yoksa nefret, şiddet, ölüm tehdidi mi? Demek ki ölüm tehdidi ki, eşcinseller uzaklaştırıldı.
Biz eşcinseller sesimizi duyuramıyorsak, biz ne olacağız peki? Hiç kimsenin umrunda bile değil. Kadınların bile ki bizleri aralarında istemiyorlar. Neden katılıyorum 8 Mart'a? Çünkü biz de varız diyebilmenin noktalarını arıyorum. Kadınlar belki bizi daha iyi anlar diye düşünüyorum ama heteroseksizmin insanı her yerde aynı. Mağduru da farklılıkları ötekileştirmekten geri kalmıyor. Sanıyor musunuz kadınlar erkeklerden daha az homofobik? Aile içinde erkekleri homofobiye kanalize eden kadınların daha fazla olduğunu gördüm. Aile içersinde eşcinsel çocuklara homofobik baskının arkasında babaları kışkırtan anneler çıkabiliyor ne yazık ki.
8 Mart'ta tabiki de heteroseksizmin mağduru kadınların yanında durmak da var bu etkinliğe katılma amaçlarımın yanında ama dediğim gibi ben de kendimce sesimizi duyurmak için meydanlarda olacağım daha çok. Bu 8 Mart'ı kendi özgürlüğüme alet etmek sayılmaz. Çünkü eşcinsellik denilen şey öyle geniş kapsamlı bir kimlik ki... Kadın, erkek, cinsiyetsizlik, her şey veya hiçbir şey barındırıyor içinde. Eşcinsellik farklılıklara dikkat çekmek için en öteki kimlik olduğundan, kişileri insanlığa doğru dönüştürebilecek de en önemli kimlik. Eşcinsellere özgürlük gelsin, bakın dünya nasıl güzle dönüyor, nasıl eşitlik-özgürlük-demokrasi geliyor, nasıl huzur, neşe ve eğlenceli bir hayat geliyor...
Kadınlara diyeceğim o ki... Eşcinsellik hayatın bir gerçeği, bizleri dünyaya getiren de en önemli aracılarsınız ve bizleri, sizin çocuklarınız olarak en iyi sizin anlamanı gerekir. Gerçekten eşcinselleri, eşcinsel çocukları da dünyaya getiren en iyi kadınların anlaması ve koruması gerekmez mi? Kadınlara özgürlük ve eşitlik, sadece bu hakların kazanılması mı demektir; eşcinselleri de hayata kazandırmak kadınlığa dair değil midir? Kadın hakları ve özgürlüğünün eşcinsel hakları ve özgürlüğünü de kapsaması gerekmez mi? Kadınlık nedir..? Eşcinseller 8 Mart'a katılmayacak da da nereye katılacak? Eğer sadece kadınlığı düşünüyorsanız ve siz de homofobikseniz, heteroseksit erkeklikten ne farkınız var o zaman..?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder