17 Kasım 2016 Perşembe

Denizli'de LGBTİ olmak


Denizli LGBTİ Oluşumu

Türkiye’de farklı seslerin, oluşumların varlığı genellikle büyük şehirlerle özdeşleşmiştir. Nüfus olarak daha küçük şehirlerde; bireylerin yaşam alanlarının kısıtlandığını ve farklılıklara tanınan özgürlüklerin çok daha az olduğunu düşünürüz. Bu nedenle, Denizli’deki LGBTİ oluşumundan sosyal medya sayesinde haberdar olduğumda şaşırmış ve merak etmiştim.
Denizli LGBTİ oluşumunun, her hafta düzenlediği ve yılların aktivisti Halil Kandok’un sıcak, huzurlu mekanında ev sahipliği yaptığı toplantıya katıldığımda bu kadar güzel ve samimi bir ortam beklemiyordum. Ama en başta Halil Kandok ve bütün katılımcı arkadaşlar, bütün sorularıma içtenlikle cevap verdiler. Aşağıda okuyacak olduğunuz röportaj, saatler süren güzel, içten bir sohbetin sonunda yazılmıştır.


Denizli LGBTİ oluşumu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Denizli LGBTİ, resmi olarak olmasa da, eşcinsel hareketin 90'lı yıllarda ivme kazanmasıyla birlikte Ankara'daki Kaos GL'den aldığı enerjiyle vücut bulmuş, eşcinselliği aktivizmle buluşturan bir oluşumdur. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte 2009 yılında internet üzerinden Denizli Gay LBT olarak kendini göstermiştir. Ayrıca Denizli LGBTİ ve Aileleri'nin iştirak ettiği iki yıl süren bir başka oluşumun kurulmasında ve çalışmalarında da etkin rol almıştır.
Şu anda bir oluşum olarak Denizli LGBTİ, haftalık toplantılarını gerçekleştirmekte, sosyal medyada ‘Denizli LGBTİ’ ve haber-blog sitesinde ‘Denizli Gay LBT’ isimlerini kullanarak internette aktif olarak çalışmalarına devam etmekte, bir süre sonra da ikamet adresiyle birlikte LGBTİ kütüphane olarak varlık göstermeyi amaçlamaktadır.


Denizli LGBTİ oluşumunun bir misyonu var mı?

Denizli Gay LGBTİ'nin misyonu; sanal ve reel olarak cinsel kimlik anlamında farklılıklara dikkat çekmek, farklı kimlikler konusundaki bilgilere ihtiyacı olanlara ulaşarak ötekileştirilmişlerin yaşam dünyasıyla bir anlamda iletişim kurmaktır. Dolayısıyla eşcinsellik konusunda önyargıları yıkmak, homofobiye karşı bir mücadele vermek ve en önemlisi de eşcinselliğin sadece cinsellik olmadığını anlatmak istiyoruz. Eşcinsellerin de yaşamın bir parçası olduğunu, yaşama dokunan her alanda sanat, spor, çalışma yaşamı, sosyal yaşam, eğitim, politika gibi var olduklarını ve olabileceklerini göstermek istiyoruz.

Ayrıca, Denizli LGBTİ, tüm ötekileştirilmişlerin ve dışlanmışların yanında dururken aynı zamanda eşitlik ve özgürlük için de var olan bir oluşumdur.
Denizli LGBTİ toplantıları eşitlik, özgürlük, sevgi, saygı, huzur ve Queer yapısına uygun olarak hedeflediği şekilde her hafta gerçekleşmekte ve Denizli LGBTİ oluşumu mücadelesine devam etmektedir.


Denizli LGBTİ oluşumu katılımcılarına ne ifade ediyor?

Denizli LGBTİ;  çok açık bir şekilde, bireylerin doğal ve özgür yapılarının yanında duran bir oluşumdur.’ Heteroseksizm böyle istiyor, biz de kendimizi bu kılıfa uyduralım’ düşüncesi Denizli LGBTİ'nin yapısına ve hedeflerine terstir. Kim ne olmak, nasıl yaşamak istiyorsa serbesttir ve destekçisiyiz;  örneğin, geçiş yapmanın bir trans hakkı olarak savunucusuyuz ama bunun alternatifinin doğru olduğunu da es geçmiyoruz. Hatta Queer olarak birinci savunumuz, az önce belirttiğim gibi cinsiyetçi yapıdan etkilenmeyerek doğal yapımızı korumak adına mücadele vermektir. Toplantılarımıza katılanlar görünüşte, yani biyolojik olarak, erkek ve kadın ama aralarında penisli kadınlar, vajinalı erkekler ya da kendini cinsiyetsiz olarak tanımlayanlar var. Çünkü hayatlarını, cinsel kategorilere göre yaşamıyor, insan olarak yaşıyorlar;  severken, sevişirken de kim ve ne olduklarını hiç önemsemiyorlar. Ayrıca katılımcılarımızdan heteroseksüel olarak katılanlar da var ve kendilerini heteroseksüel olarak tanımlamıyorlar. Mesela geçen Pazar toplantımıza katılan katılımcımız, kendisini heteroseksüel olarak tanımlamak istemedi. Çünkü egemen bir kimliği tanıtmanın cinsiyetçiliği pekiştireceğinin farkındaydı.


Denizli’de LGBTİ’lere yaklaşım nasıl?

Evet, Denizli'de siyasi anlamda bir LGBTİ hareketliliği olmayabilir ama hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir LGBTİ hareketi var;  özgürlüğe katkı sağlayacak, hatta sağlayan diyebilirim. Daha önceleri defalarca dile getirdim, Denizli'de de homofobi, transfobi mutlak olarak var ama önemli olan eşcinselliğin kabul edilmiş olmasıdır; her ne kadar istediğimiz seviyede olmasa da.
Yaşadığımız şehirde aileler içinde homofobi asla fiziksel boyutta değildir; eşcinsellik kabul edilmiş, konuyla yüzleşilmesi zaman alabilmektedir LGBTİ'lerin çevresel ve yapısal özgüvenleri de bu noktada önemli. Mesela çok özgüvenli bir eşcinsel, Denizli'de açık kimliğiyle, sosyo-ekonomik bir hayat sürebilmektedir. Ben, açık eşcinsel kimliğimle, Denizli’de toplumsal hayatın içindeyim.


Eşcinsel arkadaşlarımızdan birisinin homofobiye dair son tanıklık hikayesini son toplantımızda dinledik. Bu arkadaşımız 34 yaşında,  ailesi eşcinselliğini biliyor ve yıllardan beri heteroseksüel evlilik yaptırabilmek için baskı kuruyorlar. Çünkü heteroseksüel evlilik yaptırınca, çocuklarını eşcinsellikten kurtaracaklarını zannediyorlar. Aile meclisi gene toplanmış ve hesap sormaya başlamış olayın yaşandığı son gecede. Neymiş, sen hala bu işlerin içinde misin..? O da, evet içindeyim, demiş. Evlendirme ısrarına da arkadaşımız; ‘Ben karşı cinsle yatağa giremem, tiksinirim’ diyerek evlenmeyeceğinin altını çizmiş. ‘Eğer benden, benim yapımdan, yaşam tarzımda rahatsız oluyorsanız, benimle görüşmezsiniz olur biter’ diyerek de resmen restini çekmiş. Psikolog talebine de, ‘ben neyin ne olduğunu biliyorum ve kendimden eminim. Benim psikologa ihtiyacım yok, siz giderek konunun ne olduğunu öğrenebilirsiniz’ diyerek noktayı koymuş.


Denizli’de özellikle Ortadoğu’dan gelen mülteci LGBTİ’lerin yaşadığını biliyoruz. Bu konuda yaptığınız bir çalışmanız var mı?

Mülteci LGBTİ'lere de ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Toplantılarımıza katılan arkadaşlar oldu ama devamlı katılımda bulunmuyorlar, kendi aralarında sosyalleşmeyi daha fazla tercih ediyorlar.
Denizli, LGBTİ'ler açısından başka şehirlere göre daha yaşanılabilir bir şehir olsa da, daha demokratik bir ortam bekleyen İranlı eşcinsellerin, transseksüellerin beklentilerini yeterli düzeyde karşılayamamış. Gerçi Ankara, İstanbul gibi şehirlerde de şanslarını deneyerek daha iyisinin olmadığını da tecrübe etmişler. Denizli'de en azından iş sahası olduğundan ekonomik sorunlarını halledebiliyorlar. Çünkü Denizli'deki her LGBTİ iş beğenmezlik yapmadığı sürece iş bulabiliyor. Haksızlıklar olmuyor mu; bırakın yerli LGBTİ'leri, heteroseksüellere bile eşitsizlik yapılmıyor mu? Tabii bunlar biraz iyimser ve özeleştirisel bir yaklaşım ama şartları mümkün mertebede en iyi şekilde değerlendirmek bizleri hayatta tutacaktır.

Meryem Bacak
                                                                                                          A.Ü. Kadın Çalışmaları- 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder