17 Ekim 2016 Pazartesi

Şekilsiz ve kategorisiz bir eşcinsel dünya

Denizli LGBTİ haftalık buluşmasını gerçekleştirdi. Aslında özet yazılar yazmak istiyorum uzun uzadıya anlatmak yerine.... Buluşmamız daha rahat ortamda gerçekleştiği için, daha esnek bir sohbet sürecimiz oluyor. Her konuda konuşuyoruz ama hayatlarımız, içinde bulunduğumuz ortam ve gündem sohbet konumuza istikamet çiziyor. Eşcinseller bir araya gelir de karşılaşıp da rahatsız oldukları durumları dile getirmez mi? Mesela bundan önce yazdığım yazıda değindiğim konu gündeme geldi... Toplumun ve insanların eşcinsellerden bekledikleri görüntü ve davranışlar oluyor, bir eşcinsel profili oluyor. Oluyor da, eşcinsellerin eşcinsellik anlayışı da bu bakış açısıyla örtüşüyor. Yani eşcinsel dediğin şöyle olmalıdır, eşcinsel dediğin böyle davranmalıdır gibi...

Toplum neden böyle bir şey bekliyor, eşcinseller neden böyle bir beklentiye cevap vermek zorunda hissediyor kendini..? Toplum eşcinsellerden mesela erkek gibi olmamayı cinsiyetçi sistemin devamlılığı için istiyor. Peki ya eşcinseller..? Onlar da varoluşlarının o şekilde mümkün olacağına koşullandırmışlar kendilerini. Doğal olmuyorlar. İlla ki kadınsılaşabiliyorlar. Telefonda sesler incelebiliyor, sokakta yürüyüşler değişebiliyor, kılık kıayafet daha uniseks, toplumdan beklentileri daha cinsiyetçi, vesaire... Neden..? Çünkü biraz önce dediğim gibi, ister heteroseksizmi tedirgin etmemek adına olsun, ister kendilerini gerçekleştirmek adına toplumsal yapıyla temas kurmak için olsun kendilerini belli bir kategoriye sokup şekil veriyorlar ve belli bir şekilde ifade ediyorlar. Bir gerçekleşme oluyor ama geçici ve tatmimsiz. Hayır demeliyiz cinsiyetçi, şablonmatik, kategorik şekilci eşcinselliğe. Doğal eşcinsellik kültürü oluşturmalıyız. Biz kendimizle her şekilde barışıp kendimizi kabul edersek, heteroseksist dünyanın lafı kalmaz söyleyecek bu konuda.

Mesela bu akşamki katılımcı eşcinsel arkadaşlarımızın ailelerinin beklentileri, heteroseksist topluma uygun şekilde evlilik... Arkadaşların zaten evlenmek gibi düşünceleri olmadığı için, bu dayatmacı ve şekilci uygulama yaşam biçimine şimdilik dur diyebiliyor. Ama dur diyemeyen arkadaşlarımızın çoğunlukta olmasından dolayı, eşcinsellik de kategorileşmeye ve de şekilci olmaya devam ediyor. Görünür olunmak istenmemesinin arkasında bile ahlakçı bir şekilcilik yok mu? Eşcinseller bile kendi aralarında kategoriler oluşturuyorlar, kendilerini topluma heteroseksizmin istediği şekilde dahil etmeye çalışıyorlar.... Bu da bize eşitlik, özgürlük sunmuyor ne yazık ki. Eşcinsel olarak hayatın içinde sağlıklı ve sağlam bir şekilde varolabilmek için göründüğümüz gibi olmalı veya olduğumuz gibi görünmeliyiz hayattan şikayetçi olmamak için. Şekilci ve kategorik olmaya, cinsiyetçi yapıya uygun sahte kimlikler de dahil... Erkek geçinen gzili eşcinseller gibi...

Çok uykum geldi, iyi geceler, daha fazla yazamayacağım...

Not: Bundan sonra, toplumun fotoğraf anlayışı yüzünden ne LGBTİ toplantılarında, ne de spor faaliyetlerimde insan topluluklarının fotoğrafını çekmeyeceğim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder