31 Temmuz 2016 Pazar

Türkiye'deki müziğin özeti!


Hetoskesizmin zorbalığının şarkılara taşınmasını hiç sevmiyorum. Çünkü gerçek hayatta özgürlüğümüzü elimizden alan uygulamalarla hayatın tekrar yorumlanması ve bununla kederlenmek kadar saçma bir şey olamaz. Bu tür şarkıları dinlemek, bu tür bir zihniyeti benimsemekten baka bir şey değil, bu tür bir yapıyı yeniden üretmektir. Sevdiğine ölüm diliyor, ona beddua ediyor. Sebebi de sevdiği kişinin ondan vazgeçmesi. Niye vazgeçti veya sevmiyor acaba? O erkek ya; sevilmemesi gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Ve de hep haklıdır erkeklik zaten. Kadın şarkıları farklı mı; onlar da aldatılmaın intikamı peşindedir hep. Biz niye seviyoruz bu şarkıları; çünkü aynı kafadanız. Bu tür şarkıları müzik anlamında sevmemizin sebebi de müzik yapısının zayıf olması, birbirinin tekrarı olması. Çünkü müzikal anlamdaki kısırlık, müziğe sanat anlamında değil de, kültürümüzün arka fonu olarak bakılmasındandır. Ritim aynıdır, sözler de bu tek düze ritime yakıştırılır. Mesela Ankara türkülerine bakınız; elektro bağlamayla çalınan arka fon birbirinin tamamen aynısıdır. Hep aynı şarkıyı dinleriz ama sözleri başka diye başka şarkı sanırız. Kulağımız alışmıştır artık bu tekdüzeliğe ve zengin müziğe yabancı gözüyle bakarız. Çünkü algılarımız yetersiz kalır zengin müziği algılamaya. O yüzden aranje denilen şey ülkemizde gelişememiştir. Çünkü müzikal kısırlık yüzünden talep görmemektedir farklılığa dayalı zenginlikler. Adına müzik diyoruz bazı üretilenlerin ama kültürümzün düz bir ifadesinden başka bir şey değildir. Şarkılar kültürümüzün düz ifadesiyle hit olmaktadır. Her dinlendiğinde yeni bir şeyler keşfedilen uzun vadeli şarkılar, müzikten bile sayılmamaktadır. Starlar çok sartalıkla star olmaktadır; iyi bir şarkı söylemekle veya iyi bir şarkıcı olmakla değil. Hele o dönemki slogan bir söz üzerine kim şarkı yaptıysa günü kutarır. Mesela "Gıybet". Buradan müziğin iyileştirmesi adına şunu yakalayabiliriz... Talebe göre müzik yapılmamalı, yaratıcılıkla müziğe yön verilmemeli. Müziği iyileştirecek olan dinleyicinin talebi değil, sanatçının yaratıcılığı olacaktır. Tabi ticari bir dünyada çıkarlardan bağımsız müzik yapılması da imkansız hale gelmiş gibi bir şeydir. Ne acı ki iyi müzik yapanlar talep görmediği için sanatçıdan bile sayılmayabiliyor. Bütün bu engellere rağmen müzik yapanlarsa müziğin kahramanlarıdır starları olamasalar da. Bir de tekdüze şarkılarla eğleniriz ve kederleniriz, MJ veya Maddy, günümüzden de Riahanna dinleyince yabancı müzik kültürümüzün olduğunu zannederiz ve iddia ederiz hatta. Caz veya Klasik müzikle dalga geçeriz... Dansımız da müziğimizin paralelindedir. Folklörümüze laf söylediğim zannedilmesin. Keşke onu kullanabilseydik... 70'lerde müziğimizi diri tutan zaten Anadolu Pop Rock değil midir? Lütfen iyi yapılan işler üzerine alınmasın..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder