15 Haziran 2016 Çarşamba

Homofobiye dur demek, eşcinsel olarak hayatın içinde varolmakla mümkün

Orlando'daki eşcinsel katliamından sonra...
Bizim sosyal medyada şiddetli bir homofobi görüyoruz... İnsanların ölümüne sevinen bir nefret...

Yeni Akit gazetesi, "O iğrenç yaratıklara ölü bile denemez, sağ iken olduğu gibi leş olur onlar" diyor...
Zeyd Ed Dimeşki diye biri, "Orlando terör değil, necasetten taharet" demiş...
Başı türbanlı bir kadın "Orlando'da eşcinseller" temizlendi demiş...
Siyah Sancak diye biri Lut kavmi bozuntularının aldığı cavap olarak görüyor bu katliamı...
Yusuf Orhan, eşcinselleri hadlerini aşan kavim olarak tanımlamış..
Yılmaz Bilgen sapık demiş eşcinsellere...

Bu kadar nefreti neye bağlayabiliriz..?
CAHİLLİĞE...
Çünkü aklı ve mantığı olanın insanın vicdanı herkese karşı çalışır; can kaybından sevinç duymaz...
Nefret ve ölüme sevinci ben insana, insanlığa yakıştıramıyorum...
Ölümden bile sevinç duyabilen nefretin sebebi ne olabilir..?
Var mı gerçeketn bir sebebi?
Eşcinsellik veya eşcinsellerin bu dünyaya yaptığı kötü bir şey yok ki kendilerinin gördüğü zulümden başka.
Sırf manevi inançlar böyle gerektiriyor diye zarar görmediği kesimden insan nefret edebilir mi?
DİNin elçiliğini yapmak ayrıca kime düşmüş?
Herkes kendi maneviyatının muhasebesini yapsın.
Din mi yanlış, homofobikler mi yanlış..?
Bir insan cinsel yöneliminden dolayı öldürülebilir mi, ölümüne sevinilebilir mi..?
NASIL BİR İNSANLIKTIR BU GERÇEKTEN?
Aklıma gelmişken... Bu duyarsızlık sadece vatandaşlık boyutunda değil, devlet boyutunda da...
Düşünün kü devlet eşcinselleri görmezden geliyor, yok sayıyor onları...

Lafı uzatmayalım... Ne yapmamız gerekiyor homofobiye karşı?
Homofobi cahillikten dolayı var dedik ama bu cahilliğe heteorseksizm çocukluktan itibaren çok güzel cinsiyetçi bir format atıyor. Kısa vadede bu formatın önüne geçmek de o kadar kolay değil. Hiçbir aile ve de heteroseksist bir sistemin eğitim kurumları eşcinsellik konusunda insanları bilgilendirmez.
Ne yapmamız gerekiyor..?
Bir nebze olsun homofobinin şiddetinin boyutunu azaltabilmek için, eşcinsellerin de normal birer insan olduklarını göstermek için eşcinsellerin görünür olmalarından başka hiçbir çareleri yok.
Hep diyorum ama bir kez daha söyleyeyim...
Toplu olarak farkındalık yaratmak tabiki de etkili olur ama... Bu insanların düşüncelerini, yani önyargılarını hemencecik değiştirmeyecektir kanımca. Uzun vadede tabiki de konuya dikkat çekecek, en azından insanların kafasında eşcinsellik konusunda soru işaretleri oluşturacaktır...
Ama bana göre en etkili aktivizm, LGBTİ bireylerin gerçek kimlikleriyle hayatın içinde yer almalarıyla mümkündür.
Eşcinsel olarak yaşamak gerekiyor kısaca...
Yaşaya yaşaya insanlar bir süre sonra görecektir eşcinsellerin de normal birer insan olduklarını, herkes gibi yaşadıklarını, herkes kadar bir şeyler yapabildiklerini, korkulacak ve de nefrete edilecek bir durum olmadığını...
Eşcinseller, LGBTİ'ler kısaca hayatın içinde varolmalılar, sosyal yaşamın bir parçası olmalılar homofobiye, transfobiye rağmen...
Haaa, kendini kabul ettirsen de homofobi olmayacak mı..?
Elbette olacak ama insanların eşcinsellere karşı yabancılığı kalkmış olacak en azından.
Çünkü insanlar bilmediği şeylerden korkarlar ve nefret ederler...
En azından korkulacak bir şey olmadığını anlarlar bizler hayatın içinde kendi kimlikleirmizle varolursak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder