21 Nisan 2016 Perşembe

Eşcinsellerin mağdur ettiği kadınlar: Kendimi hiçbir zaman kadın gibi hissetmedim, hissettirmedi çünkü!


Baştan söyleyeyim de yanlış anlaşılmasın, yani övündüğüm falan zannedilmesin. Bana hep diyorlar "Niye bu kadar eşcinsellik konusuna değiniyorsun, niye bu kadar eşcinsellikle ilgili paylaşımlar yapıyorsun?" diye ki bundan rahatsız olanlar da var hatta. Oysa tabu olan, yani konuşulması ayıp sayılan hayatın gerçekleri ne kadar çok konuşulursa, ne kadar bu konuyla ilgili bilinenler paylaşılırsa, konu o kadar sıradanlaşır, konuyla ilgili kafalardaki tereddütler azalır. Zaman zaman eşcinsellikle ilgili yazdıklarıma dair geriye dönüşler alıyorum e-mail veya sosyal medyadan mesaj olarak ve dönüşlerden de sohbet ortamlarında veya yazılarımda az da olsa bahsediyorum. Bana gelen güzel dönüşler sayesinde, bu konuda çenemi kapamı söyleyenleri umursamıyorum. Bir insana eşcinsellik gibi tabu olmuş bir konuda faydalı olabilmek veya kendisiyle barışamayan eşcinsellere cesaret vermek kadar mutluluk verici bir şey olabilir mi? Sosyal medyayı veya interneti kişisel tatmin amaçlı kullananların yanı sıra, faydalı olarak kullanalar da mevcut...

Dün eşcinsellikle ilgili önceden yaptığım sosyal medya paylaşımımın altına, sosyal medyadan arkadaş olduğumuz bir arkadaşın yorumuyla başladı mesajlaşmamız... Belli ki canı çok yanmıştı bu konuda ki heteroseksüel ilişkilerin azalmasına dair habere "maalesef" demişti. "Heteroseksüellik azalırsa homofobi biter" dedim.
- Ben, evlendiğim kişinin heteroseksüel olduğunu düşünerek evlendim fakat eşcinselmiş şansıma. Onun için "maalesef" diye yazdım, amacım sizin hakkınızda olumsuz birşey yazmak değil. Onu ve sizleri anlamaya çalışıyorum.

"Dedi, söyledi" gibi ifade etme kelimelerini sık sık kullanmamak için yazışmamızı, cümleleri düzelterek karşılık konuşma şeklinde aktaracağım. Benim bölümleri yıldız işareti, sohbet ettiğim arkadaşın bölümlerini tire işareti ile göstereceğim.

* Biz eşcinseller de heteroseksizmin kurbanıyız, siz heteroseksüel kadınlar da... Eğer farklılıklara özgürlük olsaydı, insanlar maske takmak zorunda kalmazlardı...
- Bu, beni kandırmasını gerektirmezdi diye düşünüyorum. Şu anda benim yaşadıklarım ve hayal kırıklıklarım... O kadar acı çekiyorum ki anlatamam... Size hayranım, yazılarınızda onların bize yaşattıklarını onaylaMamanızı hayranlıkla okuyorum.
* Evet... Toplumun eşcinselleri kurban etmesi, kadınlara haksızlık yapma hakkını katiyen vermez bize...
-Bu yüzden size arkadaşlık isteği gönderdim. Beni anlayacak biriyle dertleşmek o kadar ihtiyacım var ki...
* Eşcinseller ne yazık ki aile baskısı ve toplumdan dışlanmamak için kadınların da kurban olmasına sebep oluyorlar. Toplum suçlu ama biz eşcinseller de cinisyetçi topluma karşı direnmeyip, kadınların özellikle aşk hayatlarını zehir ettiğimiz için de suçluyuz... Sizin konumunuza düşürülmüş, hayatlarını mutsuz şekilde sürdüren kadınlar çok...
- Evet yıllardır o kadar mutsuzum ki anlatamam...
* Ben eşcinsel arkadaşlarımı zamanında çok uyardım "hem size hem kadınlara yazık" diye ama dinletemedim. Bir çoğu evlendi ve hem kendileri, hem de kadınlar mutsuz oldu. Ben bütün eşcinseller adına özür diliyorum ama giden yılları geri getirmez ki bu...
- Evet yazılarınızı okudum eşimin eşcinsel olduğunu öğrendiğimde.
* Artık bundan sonrasına bakacaksınız ama kadırılmış olmanın acısı da ayrıca çok fazladır boşa geçen yıllarla beraber.
- Haklısınız şu anda ne yapacağımı bilemiyorum ama sizinle dertleşmek beni çok mutlu etti
* Her zaman yanınızda olduğumu bilin..
- Bizim yanımızda olduğunuzu tahmin ediyordum
* Ben feminist bir eşcinsel olduğum için erkeklere boyun eğen, hatta erkeklere çok hayran olan ve onları lüzumsuzca yücelten kadınları da tasvip etmiyorum...
- Ben de aynı düşüncedeyim. Bundan sonra neler yapmam konusunda fikirlerinize o kadar ihtiyacım varki...
* Şu anda hala evli misiniz?
- Evet, çünkü öğreneli çok olmadı.
* Eşiniz acaba biseksüel, yani hem kadınlara hem erkeklere ilgi duyan biri olabilir mi?
- Bilemiyorum. Benimle birlikte olurken çok istekli olmuyordu yada "Yorgunum, kafam çok meşgul, o yüzden seninle olamıyorum" gibi bahanelerle geçiştirirdi.
Birde benim çevremde hiç eşcinselle evlenen olmadı. Herkes eşiyle çok güzel şeyler yaşadığını anlatırlardı, o yüzden anlayamıyordum. Bir de Haydar Dümen erkeklerin ergenlikte çok mastürbasyon yaptıklarında, evlenince eşleriyle beraber olamadıklarını yazardı, herhalde o da öyle diye düşündüm.
* Bana göre eşinizin beraber olmamak için gerekçeleri bahaneden başka bir şey değilmiş. Karşı cinse ilgisizliğin yorgunluk ve kafa meşguliyetiyle ne kadar, nereye kadar ilgisi olabilir ki..?  Gerçekler ortaya çıkarıldıktan sonra eşiniz ne diyor bu duruma?
- Tabii öğrenince ben haliyle epey sorun çıkardım. "Senin eşcinsel olduğunu biliyorum" dediğimde hiç birşey diyemedi. Sadece "babam zorladı" dedi. Ben de "Bu nasıl olur? Evlenmek istemiyorum deseydin" dedim. Ben 31 yaşında evlendim. O güne kadar kimse bana "Niye hala evlenmiyorsun?" demedi. Bana çok inandırıcı gelmedi. Aile şerefini kurtarmak istedi diye düşünüyorum. Eşcinseller direnemiyor mu ailelerine? Bende böyle birşey-eşcinsellik olsa, asla "evlen" sözlerine itibar etmezdim. Bir de arkadaşları var, çoğu hiç evlenmedi. En azından onları takdir ettim.
* Bazılarının özgüven eksikliği oluyor ve aile ve toplum baskısına karşı koyamıyor. Eşiniz de ne yazık ki bu özgüvensizliğine sizi kurban etmiş, diye düşünüyorum.
- Aynen, ama özgüven patlaması yaşardı her zaman. Beni ve ailemi hor görür, kendi ailesini göklere çıkarırdı. Şimdi bu özgüven yerle yeksan olmuş durumda.
* Bu, eşcinselliğini kapatmak için göstermelik bir özgüven olabilir.
- Sürekli evde huzursuzluk çıkarıp beni küstürürdü. Şimdi hatırlıyorum da, ben küstüğümde çok mutlu olurdu, hiç sorun etmezdi. Çünkü ondan cinsellik adına bir şey talep etmezdim, hatta ayrı yattığımızda çok mutlu olurdu. Zaten yıllardır cinsellik adına bir şey yoktu
* Bence sizinle cinsellikten uzak kalmak için çıkarmış huzursuzlukları. Keşke daha önce konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışsaymışsınız.
- Evlilik terapistine gidelim dediğimde hep bir bahane uydurur ve gitmezdik. Ben inanın onun eşcinsel olduğunu  anlayamadım yıllarca. Çünkü eşcinsellerle alay eder, onlara "dönme" diyerek aşağılardı. Hatta Rus bir kadını görünce, "kitap gibi kadın, aç aç oku" diyen birinden böyle bir şey bekler misiniz?
* Eşcinseller anlaşılmamak için böyle homofobik tepki gösterebilirler ve heteroseksüellikleri sadece dillerinde olabilir. Şimdi ne diyor; devam mı etmek istiyor evliliğe, ayrılmak mı?
- Ben boşanalım dedim, hiçbir şey demedi. Hem zaten bizim evliliğimiz sadece kağıt üzerinde olmuş. Yani ben kendimi evli gibi hiç hissedemedim. En çok da kendime kızıp, kendimdem iğreniyorum; neden onu bazı konularda zorladım diye. Kendimi aşağılanmış buluyorum. En çok zoruma giden de annesinin bakışları... Bana oğluna iyi bir eş değilmişim gibi bakması... "Bir defa da kocanı kapıda karşıla, kocanı yolcu et cümlesi" beni deli ederdi. Hep oğluna hak verir gibiydi.
* Peki siz ne düşünüyorsunuz şu anki evliliğiniz konusunda?
-Ben beraber olmak zaten istemiyorum. 2 tane çocuğum var. Ne yapılır, onları bu kötü evlilikten sorunsuz nasıl kurtarırım bilemiyorum. Sizinle dertleşmek çok iyi geldi bana. Şu anda başka bir şehirde bir akrabamın yanındayım.
*Çocuklarınız kaç yaşında ki?
-Çokuklarım küçük değil, 20 yaşın üzerindeler.
* Onunla bu yaşanılanlardan veya yaşanamamışlıklardan sonra bir arada yaşamak, size işkence gibi gelmez mi?
* Aynen de öyle. Çok doğru. Gerçi yıllardır farklı bir yaşantımız yoktu; sevgisiz, cinselliksiz bir evlilik...
* Çocuklarınız biliyor mu durumu?
- Büyük çocuğum biliyor. Anlattım sakin karşıladı. Diğeri bilmiyor.
* Şu anda ona karşı nasıl duygular içersindesinizdir?
- Ona karşı negatif duygularım vardı; Eft yöntemiyle olumsuz duyguları attım. Ona neredeyse acıyacak hale geldim. Onun yaşadıkları da zordur diye düşünüyorum. "Kim ister ilgi duymadığı bir cinsle evlenip cinselliği yaşamayı?" Bu cümleler sizin cümleleriniz.
* Tabiki olaya onun tarafından da bakmak gerekiyor ama...
- Ama midem bulanmıyor da değil. Böyle düşünmeniz, onun değilde benim duygularımın önemli olduğunu vurgulamanız beni çok rahatlattı.
* İnsanlar bir şeye mecbur kalabilirler ama bu yalanı yıllarca devam ettirmeleri yanlış.
- Gerçekten çok doğru diyorsunuz. Aynısını ona da söyledim. Suçlu suçlu bakıp duruyor.
* Ayrılınca çevreniz sorgulamayacak mı "Niye ayrılıyorsunuz?" diye? O zaman nasıl bir açıklamada bulunulacaksınız siz veya eşiniz?
- Bilemiyorum ne derim veya ne demek zorunda kalırım. Çocuklar var. Onlar ne duruma düşerler bilemiyorum. Çünkü hiç kimse böyle bir durumu normal karşılamaz. Çevrem sorarsa ne demem gerekir bilmiyorum.
* Her iki tarafın da zarar görmeyeceği bir açıklama yapabilrsiniz. Yani anlaşamadık dersiniz ama gene de sorgulayacaklardır mutlaka. Ama herkese de her şeyi açıklamak zorunda değilsiniz.
- Ailesi ve çevresinden çok çekiniyor, duyacaklar diye ödü kopuyor.
* Eşinizin eşcinselliği ne zaman ortaya çıktı ve tepkisi ne oldu?
- Aşağı yukarı 9 ay önce. Dediğim gibi durum netleşinceye kadar da zaten iyi bir ilişkimiz yoktu. Değişen fazla birşey olmadı. Sadece bana ve çocuklara davranışları olumlu olarak değişti. Önceden her şeye kızan bağıran adam gitti, yerine sevgi dolu biri geldi. Yani hiç sinirlenmez oldu, kızmaz oldu; değişen bu oldu.
* Tabiki de size iyi davranacak artık. Çünkü elinizde onun eşcinelliğe dair bir bilginiz var artık.
- Şu anda zaten hiçbir şekilde bana karışamıyor, hiçbir şey demiyor, hiçbir şey diyemiyor daha doğrusu...
* Keşke eşcinselliği ortaya çıkmadan önce de iyi davransaymış size... Veya sizi kurban seçmeseymiş.
- Kendisine de aynısını söyledim. "Bir tarafı kurtarmak için beni neden kurban seçtin?" dediğimde, "Babam zorladı" dedi. Bana hiç inandırıcı gelmedi. Çünkü evlendiğimizde 28 yaşındaydı. Şimdi ne yapayım, nasıl davranayım sizce?
* Bu sorunun cevabına kendim olarak cevap vereceğim. Ben heteroseksüel bir kadın olsaydım ve yıllarca paylaşımsız bir hayat yaşadıktan sonra eşimin eşcinsel olduğunu öğrenseydim...
1. Resmi olarak ayrılırdım. 2. Çevreme hiçbir şey söylemek zorunda olmadığım için, bir açıklama yapmazdım. Anlaşamadık, ayrıldım derdim. 3. Beni yıllarca cinsel yönelim olarak aldatmış, yani yıllarca yalan söylemiş, duygusal anlamda mutluluğumu elimden almış, bir de haklıymış gibi üste çıkmaya çalışmış birine karşı inanın kendimi sorumlu hissetmeyebilirdim. 4. Bana yapılan haksızlıklardan sonra vicdanım da rahat olurdu. 5. Bundan sonraki hayatıma kimsenin sözüne bakmadan, kimseyi dinlemeden tamamen kendim karar veriridim.
- Ben de aynı sizin gibi düşünüyorum. Çocuklarıma hiç sevgi göstermedi. Küçücüklerdi, ağladıklarında "neyi var?" demek yerine, "Sustur şunu, ben yarın işe gideceğim" derdi. Ben de işe gidiyordum ama sabaha kadar onlar ağlarsa, ben de ağlardım. Şimdi de oğluşum diye sevmeye çalışıyor çocukları ama onlar onu hiç sevmiyor artık. Bize baştan iyi davransaydı, belki bu durumunu çocukların hatırına sineye çekerdim.
* İlk dönemlerde de aynı ilgisizlik mevcut  olduğu halde, şimdi ne oldu da eşcinselliğinden emin oldunuz? Yani daha önceki ilgisiz dönemlerde de düşünebilirdiniz eşcinselliğini.
- İnterneti daha öğreneli çok olmadı. Dediğim gibi şüpheleniyordum ama konduramuyordum. Haydar Dümen'in yazdıklarından herhalde diyordum. Alışmış diyordum. O yüzden çocuklarımı "mastürbasyon en fazla haftada 2-3 defa yapılmalıymış" diye uyarıyordum; benim gibi mutsuz evlilik yapmasınlar, evlendikleri kızları mutsuz etmesinler diye. Yani interneti karıştırmaya başlayınca, özellikle sizin yazılarınız bir çok şeyi anlamamı sağladı. Bundan dolayı size minnettarım. Size ulaşabileceğimi hiç tahmin etmezdim. Tesadüfen facebook'unuzu buldum yine sizin yazılarınızı okurken. Hatta facebook'tan arkadaşlık teklifimi kabul edeceğinizi hiç tahmin etmemiştim. Tesadüfen öyle bir yorum yaptım paylaşımınıza ama sizi incitirim diye de ödüm koptu. Anlayışınız için teşekkür ederim. Bana çok ama çok yardım ettiniz.
* İyi ki de yaptınız o yorumu ki kontak kurmuş olduk bu sayede...
- Küçük çocuğum bana bir gün dedi ki (tabii ben daha yeni öğrenmişim bu durumu, eşcinsellere kızıyorum daha), "Anne benim bir sürü eşcinsel ve lezbiyen arkadaşlarım var, hepsi de harika insanlar ama ben eşcinsel olsaydım sana söyleyemezdim" dediğinde çok üzüldüm. Şayet öyle iseler, onların asla evlenmelerini istemem.
* Sizin hikayeniz çocuklarını evlenmeye zorlayan ailelere öyle güzel bir ders ki... Aslında eşcinsel hakları mücadelesi sadece toplumun homofobisine karşı değil, eşcinsellerin kendileriyle barışıp bilinçlenmeleri şeklinde de olmalı ki, sadece kendilerine karşı değil, başkalarına karşı da yanlış adım atmasınlar...
- Bu durumdan yazılarınızda bahsedebilirsiniz. Benim için hiçbir mahsuru yok. Sadece ismimi yazmazsanız sevinirim. Bu mücadelenize ben de destek olurum. Bunu yaşayan bilir ancak.
* Bence sadece eşcinseller için değil, eşcinsellerle birlikte mağdur olan kadınlar için de, eşcinsellere heteroseksüel evliliğin dayatılmaması adına ciddi anlamda mücadele edilmeli...
- Yaşadıklarım o kadar çok ki, bir kaç satıra sığmaz...
* Türkiyede milyonlarca eşcinsel var ve bu kişilerin yaptığı evlilikten dolayı mutsuz ve mağdur olan bir o kadar da kadın var...
- Ben de aynen sizin gibi düşünüyorum. Yıllarca sadece çocuklarımla avundum. Sanki bu evlilikte o, hiçbir zaman yok gibi davrandı. Kısaca kendimi hiç kadın gibi hissedemedim, hissetdirmedi. Dışardan bizi herkes çok mutlu bir aile gibi görmüşler. Her fırsat bulduğunda beni arar, hayatım, aşkım diye hitap ederdi. Arkadaşlar, "Eşin seni ne kadar çok seviyor" derlerdi.
* İşte böyle kandırmaca ve gerçekte mutsuz o kadar çok evlilik var ki eşcinsellerin heteroseksüel evlilik yapmaları yüzünden.
- Dikkat ettiyseniz böyle evliliklerden kimse bahsedemiyor. Bu sanki bizim suçumuzmuş gibi kimseye yaşadıklarımızı anlatamıyoruz. Ya utanıyoruz, ya da onlara acıyoruz. Çözemedim bir türlü
* Eşlerinin eşcinsel olduğunu öğrenen çok kadın var ama devam ediyorlar çevre ne der düşüncesiyle. Boşansalar nereye gidecekler? Herkesin ekonomik bağımsızlığı yok ki. Bir  de çocuklar var işin içinde. Bir de başka erkeklere nasıl güvenecekler artık? Elalem ne der korkusu, vesaire durumlar var... Yıllarca bir arada yaşadıkları kişilere karşı bir korumacılık da var kadınlarda.
* İnanın ben eşimi hiç aldatmadım ounun bana bunları yapmasına rağmen. Ben öncelikle kendimi ve çocuklarımı düşündüm hep ama o gününü gün etmiş. Başka erkeklere bırakın güvenmeyi bütün erkekler öyle diye düşünüyorsunuz. Bundan sonra bir erkeğe nasıl güvenirim hiç bilmiyorum artık. Güvenemem herhalde.
* Eşcinsellik konusu masaya nasıl yatırıldı. Şüphelerinize dayanarak "Eşcinsel misin?" dediniz eşinize?
- "Eşcinsel misin?" demedim, direkt "Sen eşcinselsin" dedim. "Bana bunu nasıl ve neden yaptın?" dedim. Tabii sakin değildim haliyle. Demek ki her gün, benim ne zaman anlayıp yüzüne vuracağım korkusuyla yaşıyormuş.
* Yılların ihmalinin itici gücüyle ve yaptığınız araştırmayla sanırım emin oldunuz artık eşcinsel olduğundan ve söylediniz yüzüne.
- Aynen. Hani derler ya, puzzle'lar bir bir yerine oturdu, film şeridi gibi olaylar birbirini tamamladı ve emin oldum artık.  Anladımki beni annesi yerine koymuş. Bir enayi buldum dedi herhalde... Yemeği yapıldı, çamaşırı yıkandı, ütüsü yapıldı... Çevresine ben evliyim dedi... Hem de 2 tane çocuğum var... Kim ona eşcinsel der ki?
* Kaç yıldır evlisiniz?
- Cinsellik zaten doğru dürüst olmadı. 25 yıllık maalesef. Diyeceksiniz ki bu kadar nasıl saflık olur? Duyar gibiyim. Çünkü o her defasında bana "Sen çok safsın" derdi. Bunu demek istemiş anlaşılan. Benim saflığımla alay ederdi. Demek ki yalanlar bir yerde patlıyormuş.

Bu röportajdan çıkarılacak ders: Eşcinseller zorla evlendirilerek, eşcinseller heteroseksüelleştirilemedikleri gibi, kadınlar da mağdur edilmiş, dolayısıyla mutsuz bir toplum yaratılmış oluyor. Eşcinsellerin toplum baskısına boyun eğmesiyse, onları hiçbir sonuca götürmediği gibi, eninde sonunda düşecek, en azında sürekli düşme korkusunun söz konusu olduğu bir maske takmalarına sebep oluyor. Toplumun homofobik olması, eşcinsellerin kadınlara karşı bencil, vicdansız ve duyarsız olması için yeterli bir sebep olamaz. Toplum eşcinselleri heteroseksüel evliliğe zorlayabilir ama bunu onaylamak da suça ortak olmak demektir. Kadınların duygusal mağduriyetlerinde heteroseksist toplumlar kadar eşcinseller de sorumludur. Ben homofobiye karşı olduğum kadar, her ne sebeple olsun eşcinsellerin duyarsızlığa sebep olan bilinçsizliklerine de karşıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder