18 Nisan 2016 Pazartesi

Denizli LGBTİ'nin bölgesel ağ projesi


Bu haftaki toplantımızı Açık Öğretim sınavlarım sebebiyle rapor edemedim. Not almadığım için o gece ettiğimiz sohbetlerden aklımda ne kadar kalmış bir hatırlamaya çalışayım. Toplntımız nazar değmesin çok katılımlıydı gene. Birileri gitti, birileri geldi...

İranlı eşcinsel bir arkadaşımız, neden yasal olarak bir engel olmadığı halde Türkiye'de LGBTİ haklarının siyasi anlamda mücadelesinin daha güçlü verilmediğini, neden LGBTİ'lerin İstanbul, Ankara gibi büyük ve Antalya gibi turistik şehirlerde toplandığını, neden doğu şehirlerinde de LGBTİ hakları mücadelesi verilmediğini, medyanın neden yeterli kullanılmadığını falan sordu. Arkadaşımızın göremediği bir şey vardı... Türkiye'de veya geçmişten günümüze içinde yaşadığımız coğrafyada hiçbir zaman eşcinsellik yasal olarak suç olmamasına rağmen gelenekler gibi, heteroseksizm gibi eşcinselliği kabul etmeyen yazılı olmayan yasalar vardı. Zaten eşcinsellik gerçeğini siyasilerin bilmemesi söz konusu bile olamaz. İktidarlar kendi çıkarları doğrultusunda ideolojiler üzerine kurulu ve şu anki iktidar da muhafazakar bir yapıya sahip olmasından dolayı, eşcinsellik gerçeğini görmemesi, görmezlikten gelmesi, onların poltikalarına çok daha uygun. Yoksa eşcinsellik gerçeği kabul edilmese, onlar da yasal olarak bir karşıtlık oluştururlardı şimdiye kadar. Sadece bilmezlikten geliyorlar dediğim gibi çıkarlarına öyle uygun düştüğü ve oy tabanlarıyla ters düşmemek için. Batı'da, Doğu'ya göre nispeten LGBTİ'lerin daha görünür olmalarının sebebi de, bölgesel kültürel farklılıkların, LGBTİ'lere bakış açısından başka bir şey değil. Turistik şehirlerde veya büyük şehirlerde homofobinin daha az olması düşüncesi de çok doğru değil bana göre. Antalya turstik bir şehir olabilir ama LGBTİ'lere bakış açısı Ege bölgesinin en küçük yerleşim birimlerinden bile daha homofobik veya transfobik olabiliyor. Bu sadece halk arasında değil resmi birimlerde bile böyle. Mesela Akdeniz Bölgesi kıyı şehirlerinden Denizli'ye gelen mülteci LGBTİ'ler, oralardaki polislerin bile Denizli'deki polislerden çok daha homofobik olduğunu söylüyorlar.

İntersekslik konusu genelde LGBTİ kimlikleri arasında gözardı edilen bir kimliktir. Oysa ayrımcılığa maruz kalanların, ötekileştirilenlerin sayısı belirlememeli sorun yaşayan kesimlere dikkat çekmek için. İnterseksler belki de fiziksel sorunlarından da öte duygusal anlamda da en anlaşılmayan LGBTİ kimlikler bana. Çünkü aidiyetle varolunan kategorik dünyada, belli bir kategoriye dahil olmamak, insanı daha da bir yalnızlaştırabilir öteki olarak. Elimizden geldiğince intserseks kimliği dile getirmeye çalışıyoruz toplantılarımızda. İntersekslik, dayatılan kimliklerle örtüşmemesi yüzünden queer bir kimlik de. Çünkü interseksler bedenlerini belli bir cinsiyet kimliğine dahil etmek istemeyebiliyorlar. Çünkü kafalarının içindeki cinisyet kimlikleri de belli bir cinsiyet kimliğine hapsolmak istemeyebiliyor...

Biseksüellerin de aslında bilinenin aksine, özellikle LGBTİ'ler arasında ötekileştirilmeleri konusuna değindik bu hafta. Çünkü onların da yapılarından dolayı belli bir cinsel yönelimde sabit kalamamaları, LGBTİ'ler arasında bile kafa karışmasına sebep olabiliyor. Biseksüel bir arkadaşımıza eşcinsel bir arkadaşımızın sorusu, "Önce erkeklere, sonra kadınlara mı aşık oluyorsunuz, ilginiz hangi cinse daha ağır basıyor?" şeklindeydi. Biseksüel arkadaşımızın açıklaması da, aşık olmalarının belirleyicisinin cinsiyet veya cinsel yönelim değil, kişinin aşık olunacak olan özellikleri şeklindeydi. Biseksüel arkadaşımızın yaşadığı süreçle ilgili açıklamalarıysa şöyleydi... "Ben kendi cinsime olan ilgimi, en başta 'kız arkadaşlarımı çok seviyorum' olarak yorumluyordum. Sonra eşcinsel miyim diye sorgulamaya başladım kendimi. Sonra kadınlardan daha fazla olsa da, her iki cinsten de hoşlandığımı farkettim. Biseksüellerin en büyük sorunu, her iki cinse de yönelimlerinin olmasından dolayı, kendilerini-cinsel kimliklerini keşfetmekte zorluk çekmeleri. Kendi cinsinden hoşlanıp net olarak 'ben eşcinselim' veya karşı cinsten hoşlanıp 'ben heteroseksüelim' diyemiyorsun. Bu arada kalmışlık kimlik kargaşasına sebep olabiliyor. Biseksüellerin her iki cinsi de idare ediyormuş gibi düşünülmesini çok ayrımcı ve ötekileştirici buluyorum. Çünkü yönelimimizi her iki cinse de aynı anda yaşamıyoruz." Bu arada arkadaşımız, biseksüelleri, biseksüellerin daha iyi anladığını da belirtti.

Toplantımıza bu hafta Honaz Üniversitesi'nden de arkadaşlarımız katıldı kalabalık bir grup olarak. Kimisi kendisi LGBTİ'ydi, kimisinin LGBTİ akrabaları vardı ve amaçları LGBTİ kimliğini daha iyi tanımak, daha iyi anlamak ve onlara destek vermekti. LGBTİ'ler Denizli Honaz'da da bir araya gelebildikleri için, Honaz LGBTİ'yi oluşturmaya karar verdik ve bölgesel LGBTİ ağımızın bir ayağı da Nazilli'den sonra Honaz LGBTİ oldu.
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder