14 Nisan 2016 Perşembe

Anormal olan eşcinsellik değil, homofobi

Kadın bir köşe yazarı diyor ki...
"Dünyanın artık iğrenç bir yer olmaya başladığına inandiran olaylar bunlar! . İnsanların cinsiyet degistirmelerine normal dedik, eşcinsellik lezbiyenlik, gay'lık  doğuştandir dedik kendimizce olaylara iyi bakmaya başladık ve insanların tercihlerine saygı gösterdik.  Olduğu gibi kabul ettik.  Ama kardeşim artık bu kadarına da pess. . Bu ne iğrençlik, bu nasıl vicdansizlik, bu nasıl bir ahlaksızlık? !!.  Artık bu kadarına da dur demezsek  zaten daha ötesi de yok!. Sapkınlıktaki son nokta çocuk taciz ve tecavüzleri.  Bu nasıl sapıklık, vahşilik...."

Sanki eşcinsellik doğuştan değilmiş de, tevazü göstermişler gibi konuşuyor...
Anormal derseniz, anormal olan siz oluyorsunuz zaten.
Bu nasıl bir şey biliyor musunuz?
Önce heteroseksüellik nedir onu söyleyeyim de, ben heteroseküsel değilim lafıyla karşılaşmayayım. Karşı cinsten hoşlananlara "heteroseksüel misiniz?" diye sorunca, "hayır normalim" diye cevap alıyorum da. İşte o kadar cahiliz; neyin ne olduğunu bilmeden karşı çıktığımız gibi, doğruları bilmeden birilerinin tu kakasına "tu kaka" diyoruz. Bir araştırın, bir öğrenin; normalin sadece öğrendiğinizin, öğretilenin, dayatılanın olmadığını da öğrenin.
Her neyse, "heteroseksüelliğe de normal dedik, herkesin tercihine saygı gösterdik" desem ne anlarsınız? Sizin içinizden gelen hislere, heteroseküelliğe yanlış gözüyle baktığımı anlamaz mısınız? İşte eşcinsellik dediğimiz şey de eşcinsellerin içlerinden gelen duygulardır; Düşündüğünüz gibi normalinden sapmış bir cinsellik falan değil. Eğer bir eşcinsel içinden geldiği gibi kendi cinsiyle gerçekleştirmezse kendini, sapıklık işte orada başlar. Kişinin yapısna uymayan bir şeyi gerçekleştirmesi, çizgisinden, yapısından sapması, bu da birilerine zarar vermesidir... Bir eşcinsel bir heteroseksüeli sevemez, kendini sevmeye zorlarsa da kendisiyle birlikte karşısındakini de mutsuz eder... Sonra ne mi olur... Bir eşcinsel, eşcinsel olarak yaşamazsa, eşcinseller cinsel yönelimlerinden dolayı aşağılanıp dışlanırsa, sanki ahlaksız, sapık gibi ötekileştirilirse, kendini açık açık grçekleştiremeyeceği için, mecburiyetten heteroseksüel rolü oynamak zorunda kalabilir, heteroseksüel evlilik gerçekleştirmek zorunda kalabilir ama beraber olduğu karşı cinsi mutsuz ettiği gibi kendisi mutsuz olur ve kendini gerçekleştirmek için arayışlara girebilir. Bakınız, burası çok önemli. Bir erkek eşcinsel, heteroseksist bir toplumda öyle kolay kolay eşcinsel olarak yaşayamayacağını bildiği için, kendi cinsiyle sağlıklı bir eşcinsel iletişim kuramaz. Çünkü topluma karşı mahçup duruma düşürüleceğinden korktuğu ve yaklaşımlarda kendi cinsinin nasıl bir tepki vereceğini bilemeyeceği için çekinir ve kendini koruyacak şekilde kendini gerçekleştirici fırsatlar aramaya başlar. Ülkemizde eşcinsellik anlayışı bile ilkel biliyor musunuz... Bir erkek bir erkekle beraber oluyorsa, toplumsal cinsiyete uygun roller benimseniyor. Yani maço görünümlü iki erkeğin eşcinsel ilişki yaşaması eşcinsel olmalarına rağmen abes kaçabiliyor. Çünkü erkek erkekle beraber olmaz gibi bir içselleşme mevcut. Zaten bu içselleşmeden dolayı eşcinseller yaşadıkları eşcinsel ilişkilere eşcinsel demektete bile zorlanıyorlar. Eşcinsel ilişkileri cinselliğe, cinsel zevke indirgiyorlar. Oysa bir kişi eşcinsel olmasa öyle kolay kolay eşcinsel ilişki yaşayamayabilir. Bir de bu ilişki süreklilik arzediyorsa, kişiler bunu kabul etmese de bu eşcinselliktir. Ama dediğim gibi eşcinsel karşıtlığı içselleştiği ve ilişkiler toplumsal cinsiyete uygun şekilde beyinlere yer ettiği için, eşcinsel ilişkilerde bile, yani erkek erkeğe ilişkilerde bile bir taraf kadın rolünü bir taraf erkek rolünü benimseyebiliyor. İstisnalar olsa da genelde eşcinsellik anlayışı böyle geleneksel toplumlardaki. Yani bir taraf güçlü bir taraf güçsüz, bir taraf etkin bir taraf edilgen, bir taraf kadınsı bir taraf erkeksi gibi... Hal böyle olunca da eşcinsel ilişkilerde yaş, tip, vesaire olarak bir şekilcilik oluşuyor. Erkek rolünü benimseyenin yaşça büyük olması, erkeksi olması vesaire; diğer role oturtulanın yaşça küçük, kılsız, feminen olması vesaire... Bakınız eşcinsellikle çocuk istismarını örtüştürmek çok büyük bir yanlıştır, haksızlıktır, karalamadır, ötekileştirmedir. Kişilerin yaş kıstası özde cinsel yönelimle alakalı değil, kişisel yapı meselesidir. Özgür bir cinsel ortamda cinsellikle ilgili olumsuzlukların çok fazla olacağına inanmıyorum. Kişiler kendilerini gerçekleştiremeyince, istismarlar olabiliyor. Ama bunu eşcinsellikle falan bağdaştırmak önyargıdan başka bir şey değildir. İstismarlara bakarsanız, istatistiki olarak eşcinsellere işaret etmediğini görürüsünüz. Ama erkek çocuklara eğilimi olanların eşcinsel yönelimi var mıdır diye sosrarsanız... Bu konuda bir şey söylemek ne haddime... Ama patırtı koparan son istismar olayında erkek çocukları istismar eden kişi, erkeklerden hoşlandığını itiraf etmiş. Konuyu nereye bağlayacağım biliyor musunuz... İstismarların en büyük sebebi cinsel anlamdaki ahlakçılıktır. Kadın köşe yazarı diyor ya tercihlerine saygı gösterik diye... Cinsel yönelim bir haktır ve bunun tartışılması bile söz konusu olmaz. Ama kişiler kendilerini ahlakçılık yüzünden gerçekleştiremezlerse, olumsuzluklar kaçınılmazdır. Cinsel özgürlükten bahsederken sadece eşcinsel özgürlükten bahsetmiyorum; genel anlamda cinsel özgürlük gelsin, cinselliğe karşı ahlakçılık ve namusçuluk yapılmasın, o zaman konuşalım tecavüzleri, istismarları... Ahlakçılık, işte şunlar sapık, bu kadar cinsel özgürlük bizim örflerimize uymaz derseniz, aç fare ambarı delmez mi? Yani yaşanılan olumsuzluklarda kendimizin de payı yok mu? Olaylara, hayata geniş pencereden bakmakta fayda farklılıkları görebilmek ve anlayabilmek için. hele hele yaşanılan bir olumsuzluğu ötekileştirilenlere yamamaya çalışmanın insanlıkla alakası olamaz. Eşcinselliği anormalmiş gibi gösteren bir sözün kimleri üzebileceğini, kimleri rencide edebileceğini, masum kaç kişiyi hedef gösterip hayatlarına maolabileceğini göz önünde bulundurun, ona göre konuşun diyorum...

http://www.ogunhaber.com/yazarlar/nalan-erbas/cocuk-bedeninden-elinizi-cekin-8911m.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder