14 Nisan 2016 Perşembe

İnsanlarımız çok dengesiz ve yüzsüz...

İnsanlar çok dengesiz ve yüzsüz, arsız da. Aylar önce karşı apartman sakinleri aynı binadaki pazarcı bir ailenin pazar ürünlerini depoya koydurtmak istemiyorlardı. Nasıl diyebilirsiniz..? Aynen öyle işte. Adamlar apartmanda kalıyorlar ama apartmanın bodrum katındaki depoyu kullandırtmak istemiyorlar onlara. Neymiş, eşyaları düzgün bir şekilde koymuyorlarmış depoya. Kimse inmiyor ve kullanmıyor ki depoyu. Virane gibi bir yer. Daha kullanılınca işlerlik kazanır ve virane olmaktan kurtulur bu sayede. Adamların eşyalarını atmakla tehdit ediyorlar. Ben de dayanamadım ve kendi mekanımın ön boşluğunu kullanabileceklerini söyledim. Ne olsa beğenirsiniz..? Depoyu kullandırmak istemeynelerin başındaki adam "sen kendi evinin önüne git" diye üzerime yürümesin. Oysa ben ortamı sakinleştirmek için yanlarına gitmiştim ve geçmiş gün tam hatırlamıyorum ama pozitif bir söz söylemiştim. Yanlarına gittiğim dediğim de zaten karşı karşıya binalarımız ve arada 3-5 metre mesafe var.

İşte o üzerime yürüyen ve "sen kendi kapının önüne git" diyen adam var ya, yüzsüz bir şekilde benim kapımın önüne arabasını park ediyor utanmadan. İşte bu derecede dengesiz bizim insnalarımız, bu derece utanmaz ve arsız. Hiç sesimi çıkarmadım biliyor musunuz utansın diye. Sadece kedimi içeriye alıp kapıyı kapattım. Utanmış mıdır..? Bilmem. Utansa ne olur, utanmasa ne olur. Ama insanca davrandığım için mutluyum. Korktuğumdan falan değil. Onu orada bozabilirdim, geçmişte yaptığını da hatırlatabilirdim. Zaten o geçmişte ne yaptığını da biliyor, şu anda ne yapmaması gerektiğini de. Ben ona kükreseydim, kendini haklı görecek duygulara kapılacaktı. Şimdi ne oldu; belki biraz insanlık dersi almış olabilir; olabilir, diyorum, sakın tam anlamıyla insanlık dersi aldığını zannettiğimi falan zannetmeyin. Ben insanları mahçup etmeyi pek sevmem çok damarıma basılmadığı sürece. İnsanaları kendi kendilerini sorgulatmayı severmim. Sorgulayamıyorlarsa, zaten bir şey anlatmanın hiç lüzumu yok. Böyle zararlılardan uzak durmak en doğrusudur diye düşünüp o kişilersiz yoluma devam ederim.

İnsanlarla yüzleşmeyi falan da hiç sevmem. Zaten yapmadığım bir şeydir. Çünkü varılacak bir nokta yoktur yüzleşmede. Sadece konular ısıtılıp masaya getirilecektir. Benim sesimin veya düşüncelerimin yükselmesinin sebebi, haksızlıkların tahammül edilemeyecek noktaya gelmesindendir. Durduk yerde de hiç kimsenin ne yaptığı o kadar da umrumda olmaz zaten. Ben hep kendi önüme, kendi işime bakarım. Hayatta da göbeğim hiç kimseye bağlı değildir. Gerçekten yapım gereği tek başıma ilerlemeyi severim. Birileri olmadan başarmak üzeredir hedeflerim. Birileir olursa da ne ala ama olmazsa da zaten birileri yoktu ki ben yoluma devam ederken veya devam etme planımda. O yüzden birilerinin hayatımda olup olmaması kayıp veya kazanım değildir benim için. Ancak benimle yola çıkanlar kendi adlarına bir kazanım sağlayabilirler. Dediğim gibi ben yapmak istediklerimi kendi kapasiteme göre yapıyorum ve yapacağım zaten ama yapacağım hep...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder