8 Mart 2016 Salı

Kısaca dünden bugüne Denizli'de LGBTİ hareketi...


İlk Kaos GL fanziniyle başladı mücadele günlerim 90'ların başında...
Kaos GL ile eski posta sistemiyle mektuplaşmalar...
Ankara'da LGBTİ etkinliklerine katılmalar...
Kaos GL'de ilk günden beri tanıklık hikayeleriyle yer alıyordum ama Kaos GL'nin gazetecilik atölyelerine katıldıktan sonra daha sıkı yazmaya başladım...
İnternetin nimetlerinden faydalanarak blog ve sosyal medyayı kullanarak kendimi LGBTİ konusunda daha fazla ifade etmeye başladım...
Sonra bir gün SPOD'dan Mehmet Tarhan aradı beni... Denizli'de LİSTAG(Lambda İstanbul Ale Grubu) ile "Benim Çocuğum" belgeselinin gösterimini yapacaklarını, bunun için Denizli'deki LGBTİ'leri ve ailelerini organize edip edemeyeceğimi sordu...
Denizli'de LGBTİ'lerle benden başka bir irtibat noktası vardı da ben mi bilmiyordum yoksa?!
2012 yılında Denizli Belediyesi Kent Konseyi'nde ciddi anlamda ilk toplantı gerçekleştirildi LGBTİ'ler ve ailelerinin katılımıyla... LİSTAG'dan Pınar ve Şule anneler gelmişlerdi...
Denizli'de "Denizli LGBTİ" diye bilinen örgüt tek kişilikti aslında...
Hoşuma da gidiyordu dışarıdan bakıldığında Denizli'de LGBTİ derneğinin var sayılması ve dernekler listesinde falan isminin geçmesi... Çünkü bu, insanları bu konuda cesaretlendiren bir unsurdu...
LİSTAG 2014 yılında tekrar davet edildi PAÜ'deki bir kulüp tarafından...
Sonra PAÜ'den bir öğretim görevlisinin organizasyonuyla 5-6 kişi bir yemekte buluştuk...
Denizli "GayTrans" insiyatifini oluşturduk...
Bazı arkadaşlar kamuflaj bir isim istedikleri için, ben de "Denizli LGBTİ ve Aileleri olsun o zaman" dedim... Çünkü ilk buluşmamızda anneler de vardı...
Başlarda böyle bir şeyin hayal olacağını söylemelerine rağmen ilk günden beri dile getirdiğim Onur Yürüyüşü'nü, pek sıcak bakılmamasına rağmen katılmamız gerektiğini söylediğim ve katıldığımız 1 Mayıs'ı, bazılarının haberinin bile olmadığı, söyleyince karşı çıkılan Anti Homofobi Günleri'ni gerçekleştirdik.
Bugün de bazılarının kadınlar LGBTİ'leri istemiyor demelerine rağmen 8 Mart Kadınlar Günü'ne katılacağız (Sonradan ilave not: Ne yazık ki bir eşcinsel olarak transları temsilen sadece ben katıldım)...
Bunları niye hatırlattım...
Denizli'de eşcinsel hareketi az veya çok, öyle veya böyle hep vardı bazılarının bunu bilmeMEsine rağmen.
Hareketin olabilmesi için, zeminin olması çok önemlidir...
O zemin vardı ki Denizli şu anda mülteci LGBTİ'lerin başkenti konumunda...
O zemin vardı ki mültecilerle dayanışma derneği ASAM, Denizli'de LGBTİ mülteciler için çalışmaya başladı...
Biz LGBTİ'ler olarak 90'lı yılların en başından beri biraraya geliyorduk zaten... Sadece resmi bir adımız yoktu...
Hala da resmi bir oluşum değiliz ama o gün geldi çattı...
Dernekleşme vakti geldi (Bir ilave not daha; Dernekleşemedik ne yazık ki bazı kompleksli egoların kendini göstermesinde dolayı)...
8 Mart bir çok şeyin başlangıcı olacak...
Dernekleşme, LGBTİ kütüphanesi, LGBTİ'lere yardım vakfı, LGBTİ yaşlılar evi vesaire hepsi de gerçekleştirmesi zor olmayan şeyler... Yeter ki istensin...
Ama bütün bunlar bir kişinin yapacağı ve bir kişiye maledilecek bir şeyler değil...
Örgütleşme, statülerin dışarıda bırakıldığı, hatta hiç konuşmayan katılımcının daha önemli olduğu bir kendinle barışma ve dışarıya açılma, haklarının peşinden koşma sürecidir...
Topluluklar sadece belli kişilerin güdümüyle yürümez veya belli kişilere mal edilemez...
Topluluk dediğimiz şey hayatın içinde olduğu gibi, kendi içinde de çok renkliliktir, çok sesliliktir.
Unutulmasın ki, temel olmadan hiçbir yapı sağlam kalamaz. Ama temel varsa bir yapı yıkılır, üzerine daha sağlam ve daha güçlü bir yapı kurulur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder