3 Şubat 2016 Çarşamba

Eşcinsellik ne zaman kabul edilir?

Uganda’da homofobiyi anlatan bir karikatür – Danien Glez

Eşcinselliğin kabul edilmesi çok zor...
Hani "herkesin kendi TERCİHİ, saygı duyuyoruz" falan diyorlar ya...
Bazıları çok çok eşcinsel dostu geçinir...
Eşcinsellerle çok kanki olanlar falan var...
Tamam eşcinsel dostluğu çok güzel açık homofobinin olduğu bir dünyada...
Ama ne zaman, nerede patlayacağı belli olmayan homofobi de üzerinde düşünülmesi gereken bir konu...
O yüzden samimiyet çok önemli...
Belki de direkt homofobiden daha iyi bir şey değil eşcinsellere karşı samimiyetsizlik...
Çünkü yarı yolda kalabilirsin, hayal kırıklığı yaşayabilirsin ve sırtından vurulabilirsin...
Biliyorum nankörlük ediyor sayılabilirim, sevildiğimi bilmiyor olabilirim...
Gizli homofobiden daha çok rahatsız oluyorum diye bir şey yok aslında...
Homofobi homofobidir...
Yeter ki nefretlerini, şiddetlerini hissettirmesinler...
Tutsunlar içlerinde homofobisini insanlar...
İstiyorlarsa bana mesafe koysunlar, sevmeyip seviyor gibi falan da yapabilirler...
Çünkü içlerinden gelmiyorsa zorlamanın alemi yok...
Eşcinselliğe inanmak istemiyorlarsa da zorlamanın alemi yok...
İnansınlar cahilliğe, eşcinsellere dost görünsünler, falan filan...
Ama yeter ki nefretlerini, şiddetlerini kusmasınlar; tutsunlar içlerinde...
Konu dağılmadı aslında...
Eşcinsellik ne zaman kabul edilir demiştik...
Kabul edilmez..!
Çünkü çarkları hetero-kapitalizm döndürüyor...
Özgürlükleri gıdım gıdım almaya, yeniliklerle sistemin çarkları aksamayacak şekilde yavaş yavaş tanışmaya mahkumuz...
Ha şunu bileydim değil mi?
Ve üstelik mağdur olanların bile, kapitalizmin nimetlerinden faydalanınca, çarkın dişlilerinden biri olma ihtimali çok yüksek...
İnsanoğlu hala bencil...
Çıkarı nerdeyse, o tarafın adamı olabilir...
İnsanlık, insan olmanın 1 numaralı erdemi empatisini geliştirebilseydi, vicdanını devreye sokabilseydi, aklını-mantığını kullanabilseydi...
Hak ettiğini yaşadığının farkına varır, yaptığı iyiliğin ve kötülüğün boomerang gibi kendine döndüğünü anlardı, sadece kendi çıkarı için yaptığı her hareketin boynuna dolandığını görürdü...
Sistemin kölesi olunca özgürlüklerini teslim ettiğini nasıl anlayamaz insan...
Bencilliğin ucunun kendine de dokunacağını nasıl düşünemez...
Bütün kötülüklerin anasının cahillik olduğunu nasıl anlayamaz...
Nasıl kaderci olabilir bu kadar...
İçinde yaşadığı çevreyi sorumsuzca nasıl tüketebilir...
İnsanın aklı varsa kontrollü olmayı nasıl öğrenemez...
Nasıl dünyanın merkezine insanı koyabilir...
Nasıl bu kadar diğer türlerden daha fazla çoğalarak dengeleri alt üst edebilir...
Bu kontrolsüzlük en başta bilgiye eşit şekilde ulaşılmasına engel teşkil ediyor...
Ve insanların yaptıklarının nereye varacağını bilememesi...
Zihinsel anlamda gelişmek için çabalamaması...
İnandığı şeylere saçma sapan şeyleri dayanak göstermesi..
Hayatı bağnaz yaşaması...
Nefretle varolması...
Aidiyet duygusuyla kategorik varoluşu...
Doğaya yabancı kalması...
İnandığı şeylerle doğasının çelişmesine rağmen, araştırıp öğrenme yeteneğini hiç devreye sokmaması...
Baskıların kendi hayatını da mahvettiğini görememesi...
Kendi elleriyle hayatını zindana çevirmesi...
Özgürlüğü ve güzellikleri hazmedememesi, özgürce yaşama hakkını kötü bir şey zannetmesi...
İnsanlık dogmalara inanırken,
cinsellik gibi temel ihtiyaçlarını ahlaksızlık diye belli bir kalıba sokarken...
CİNSELLİĞİ AYIP BİR ŞEY OLARAK DÜŞÜNÜRKEN...
Dolayısıyla da eşcinselliğin cinselliğini kabul edemeyecektir.
Eşcinselliği mecburiyetten kabul edenler, eşcinsel dostu geçinenler ve hatta LGBTİ'ler bile eşcinselliği samimi bir şekilde kabul etmeyecektir...
Aslında eşcinselliğin normalliğine tam anlamıyla inanmıyorlar...
Özellikle aileler eşcinselliğin cinselliğini kabul edemiyorlar...
İstiyorlar ki cinselliksiz bir eşcinsellik olsun...
"Tamam eşcinsellik gerçeği değiştirilemez ama sen yaşama eş-cinselliğini" diyorlar...
Yakıştıramıyorlar erkekliğe eşcinselliğin cinsel tarafını...
Yani kendini gerçekleştirmeyiver eşcinsel olarak...
Beden olarak varol da, yaşamayıver hayatını...
Ailelerin falan istediği bu...
Eşcinselleri çok düşünen ailelerin istediği işte bu...
Eşcinsel dostlarının da homofobisini çıkartacak çok şey sayabilirim ama o kadar da genişletmek istemiyorum konuyu...
Veya kısaca şöyle söyleyeyim...
Yakın çevrelerinde olmadığı sürece eşcinselliğe toleranslılar...
Yakınlarının birinin eşcinsel olduğunu öğrensinler, o zaman gör sen onların eşcinselliğe gerçek bakış açılarını...
LGBTİ'lerin de keşke eşcinsel doğmasaydım demelerine tek dayanak, içinde yaşadıkları dünyanın homofobisi...
Acaba?
Hiç "eşcinsel doğdum" diye şapkasını havaya fırlatan, etekleri sevinçten zil çalan, "umarım çocuğum eşcinsel olur" falan diyen yok...
Eşcinselliği-ni sevmek için falan narsist derecesinde kendinle barışık mı olmak gerekiyor..?
Hayır...
Doğaya inanmak yeterli...
Evet, eşcinsellik bilimsel bilgiye ve doğaya inanıldığı zaman kabul edilebilir ancak...
Eşcinsel hakları yasası çıksa bile, ancak bilinçli eşcinselleri koruyabilir, ancak bazı homofobiklere gözdağı verebilir...
Homofobinin tam anlamıyla bitmesi için bilgi toplumu olunması şart...
Çünkü insanlar bilmedikleri şeylere karşı önyargılı oluyorlar...
İnsanlar sadece eşcinsellere değil birbirlerine karşı da iyi değiller ki eşcinsellere karşı iyi olsunlar...
Homofobi, insanlığın cahilliğinin uzantılarından sadece birisi...
Ama cahilliğin en kötü uzantısı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder