12 Kasım 2015 Perşembe

Melek Baykal, "U dönüşü"nle sen de beni ürkütüyorsun!

Melek Baykal bir konağa gitmiş ve duvarda asılı olan resimdeki konağın eski sahiplerinin modern halleriyle şimdiki sahiplerinin türbanlı hallerini karşılaştırınca neden Türkiye'nin bu kadar geriye gittiğini sorgulamış ve bunu sosyal medya hesabında paylaşmış. Tepki alınca da kaldırmış ve konağın sahiplerine giderek özür dilemiş, herkesten de özür diliyor...

Melek Baykal her türlü düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılı olduğunu belirtiyor. Hepimiz her türlü düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılıyız ama AYNI ÖZGÜRLÜK VE SAYGIYI BİZ DE BEKLİYORUZ.

Melek hanım... şu anda saygı duyduğunuz inanç özgürlüğü benim eşcinselliğime saygı duymuyor ama; ben nasıl bu inanç özgrülüğüne saygılı olayım... Yazdıklarınızın kendinizi bile ürküttüğünü söylüyorsunuz ama sizin şu anda "u dönüşü" yapmanız da beni çok ürkütüyor. Eğer biz özgürlüklerin tek taraflı değil ve en küçük farklılığa bile saygı duyulmasını istiyorsak, doğrularla yanlışları birbirinden ayırt etmesini bilmeli ve bu bilmenin arkasında onurlu bir şekilde durabilmeliyiz. İçinde yaşadığımız hayatta yobazlık diye bir şey var; farklılıklara, özgürlüklere, bilime saygı duymayan... Eğer biz bu saygısızlığa saygı duyarsak, bir gün biz hiç olmayız, hiç kalmayız bu dünyada. Kadının başını örtmesinin bir özgürlük olduğuna inananlara zaten söyleyecek bir lafım yok. Din denilen şey insanların yararına olan bir şeyse, bunu kadın ayrımcılığına dönüştürmek çok yanlış bir şey. Kadın mahrem, erkek namahrem diye bir şey olamaz. Saç gizlenmesi gereken bir şeyse, erkek de saçlarını gizlemelidir; erkek de kadın kadar tahrik edici bir unsurdur. O yüzden özgürlük ve eşitlik adına kendi inandığımız değerlerimize de saygıyı kaybetmemeliyiz ki, başkaları da bize saygı duyabilsin. Biz kendi eşitlik, özgürlük ve demokrasi anlayışımızın arkasında durmaz isek, kendimizi yanlışlamış; bize karşı olanları evetlemiş oluruz.

Şu notu da düşmeden edemeyeceğim yanlış anlaşılmamak için. İnsanların giyim kuşamına karışmak ne haddim-iz-e. Ama cinsiyetçi sistemin türbanı çıkarlarına alet etmesini kabul edemeyiz. Senin dinin yanlış, benim dinim doğru diye bir şey olamaz. Din manevi duygu ise, bunun saçla başla alakası olamaz. Dünyada milyonlarca inanan insan var. Başı açık olanlar inançsız mı sayılacak veya yarım inançlı mı sayılacak? Siyasi içerikli türbana karşıt olmak ne saygısızlıktır, ne de karşı tarafı rencide edecek bir durumdur. Hele ki kapitalizmin tüm görsel nimetlerinden faydalanan bir örtünme şeklini inanca dayalı örtünmeyle bağdaştrıamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder